34. Bölüm

5.2K 268 121
                                    


Selamlaar.
Nasılsınıııız???
⭐️Yıldızımız parlasın⭐️
İyi okumalar..

✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

"Ben askerim. Giderim, gelmem. Ne zaman gideceğim de belli olmaz. Bu benim işim. Yarın Hakkari'den alırlar başka şehire gönderirler, ailenden uzakta yaşatırım seni. Belki en güzel günlerimizde ardımda bırakır göreve giderim. Ben askerliği işten ziyade hayatım olarak görüyordum. Vatanım için yine canım feda ama hayatım sen ol istiyorum. Her şeyi göze alarak, benimle evlenir misin?"

Dilim tutulmuş gibi sadece gözlerine bakarken beklentiyle bakan bakışları içini eritiyordu.

Ben emin değildim. Ben Boran'ı çok seviyordum ama beni bırakmasından korkuyordum. Evliliğe hazır mıydım bilmiyorum. Nasıl kabul edecektim?

✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

Boran karşımda gözlerime beklentiyle bakıyordu. Elinden tutarak ayağa kalkmasına sebep oldum.

"Boran ben ne diyeceğimi bilmiyorum."

Yüzü anbean düştü. Dudağımın için ısırdım. Stresten dişlerimi fazla geçirmiş olmalıyım ki kan tadı damağımı sardı. Yutkunarak tadı gidermeye çalıştım.

"Nasıl ne diyeceğimi bilmiyorum? Ceyla sana nasılsın diye sormadım? Benimle evlenir misin diye sordum. Her şeyimle beni kabul etmeni umut ederek sordum o soruyu ben. Seninle gönül eğlendirmek için değil ömrümü geçirmek istediğimi belli etmek için sordum. Basit bir cevap. Benimle evlenmek istiyorsan evet, istemiyorsan hayır diyeceksin."

Diyemiyordum işte. Evlenmek istiyordum tabi ki. Her zaman hayatımda olmasını, beni sevmesini, mutlu olmayı bende istiyordum. Ama olmuyordu. Güvenemiyordum. Bir eksiklik hissediyordum işte.

"Boran.."

Sesim kısık çıktığında gözlerinde hayal kırıklığı gördüm. Elini tuttuğum elini avuçlarımın arasından çekti.

"Evlilik mi korkutucu gelen?"

Hayır. Asla alakası yoktu. Sorumluluk almak zor olabilirdi ama sevdiğim için katlanabilirdim. Ama eksikti işte. Çok erkendi mesela.

"Hayır."

Ortam aniden buz keserken toplamaya çalıştım.

"Yani evlilik korkutucu gelmiyor, ona hayır."

Ne kadar toparlamaya çalışsamda gözlerindeki hayal kırıklığı git gide büyüyordu.

"Boran ben şoktayım. Asker olman hiç önemli değil. Benim abim asker ben zorluğunu biliyorum. Göreve gitsen belki iki gün sonra dönceksin ama şehadetinle. Bunlar önemli olsada sana hayır diyebileceğim bir konu değil. Ben sadece garip hissediyorum. Ne ara büyüdüm, ne ara sen benimle sevgili oldun, ne ara evlilik teklifine geldi konu.. Farklı hissediyorum ve bunu bilmeni istiyorum. Ben düşünmek-"

Kapı çaldığında sözümün kesilmesine izin vermedim. Boran artık kötü haldeydi ve yanlış şeyler söylemek istemiyordum.

"Ben düşünmekte istemiyorum Boran."

Kapı bir kere daha çalarken bu sefer Emre'nin sesi geldi.

"Ulan inşallah birbirinizi öldürmemişsinizdr."

Hafifçe gülümseyerek Boran'ın elini tuttum. İyice dibine yaklaşarak parmaklarımın üzerinde yükseldim.

"Evet, evlenirim seninle."

Şaşkınlığı yüzünden okunurken dudaklarından kısa bir öpücük alıp ayağımın üzerine bastım.

"Ne?! Kızım madem kabul edeceksin neden lafı çeviriyorsun?"

OPİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin