32. Bölüm

7.8K 340 67
                                    

Selamlaar.
Nasılsınız??
Okunmaya sayımız artıyor 🥹🥹
⭐️Yıldızımız parlasın⭐️
İyi okumalar..

✨✨✨✨✨✨✨✨✨

Abim eve geldiğinde anlayabilmek için yüzüne bakmıştım ama tam olarak anlayamamıştım. Zaten kırgınlığımdan kaynaklı konuşmadığım için odasına gidene kadar izlemiştim uzaktan.

Tek bir şey istiyordum o da bana saçmaladıklarını Boran'a dememiş olmasaydı. Rezil olurdum. Mahvolurdum.

Şimdiyse mutfakta güzelce browni yapmıştım. Saat öğlen üçe gelirken annemden izin almıştım. Boran'a gidecektim. Evet garip geliyor kulağa. Daha yeni bana nutuk çeken annemden utanmadan izin istemiştim.

Bir saatlik bir izin vermişti ama o bile yeterliydi benim için. Bu izni almak için bir muharebeye girmiştim ama zaferle ayrılan ben olmuştum.

Brownimi bir kaba yerleştirip evden çıktım. Masal'a görünmeden çıkmak için uyumasını beklemiştim. Yoksa peşime takılması olası bir ihtimaldi.

Siz: Aşkım napıyosun

Aşkım yazdığım için yüreğim ağzımda atarken cevabını bekledim.

Komutan: Aşkım mı?
Komutan: Oturuyorum aşkım sen napıyosun?

Oyy senin aşkım diyen ağzını yerim!

Siz: Sana geliyorum
Siz: Hatta geldim
Siz: Kapıyı aç!

Koşturarak binaya ilerledim ve merdivenleri çıktım. Nefes nefese kaldığım dakikalarda kapıya yaslanmış Boran'ı beklemiyordum.

"Harbiden kapıyı açmaya mı geldin?"

"Ve iki dakikadır bekliyorum."

"Sen delirmişsin."

Elini uzattığında hemen tuttum. Ayakkabılarımı çıkarıp içeriye girdim. Kapıyı arkamdan örterken tipimi düzeltmeye çalışıp gülümsedim.

"Gelmeni beklemiyordum."

Başımı yana yatırdım. Bende beklemiyordum. Gece çok düşünmüştüm. Neden kaçıyorum demiştim kendime. Tamam belki yaptığım yanlıştı ama sonuçta ne yapmıştım ki? Kimseye zarar vermemiştim, kimseyi öldürmemiştim, kimsenin ırzına geçmemiştim. Sadece öpüşmüştüm. Olmasaydı iyiydi ama olmuştu sonuçta. Kaçsam ne işe yarayacaktı. Bu insanlar her türlü malzemeyi dedikodu haline getirebilecekken ben neden kaçayım ki?

"Ya özledim sevgilimi."

Gülümseyip bana uzandı. Belimi sımsıkı sardığında brownime dikkat ederek bende sarıldım. Burnu boynuma değdiğinde huylansamda ses etmemeye çalıştım. Derin bir nefes alıp öptü. Ayh kalbimm.

"Mis gibi kokuyorsun. Galiba parfümünden bir tanede bana vermelisin."

Sırıttım. Yumuşatıcı ve deterjan işte yaa. Şaka şaka. Has ve has parfüm.

"Kendi kokum, parfüm kullanmıyorum."

Gözlerime hadi ordan dercesine baktı.

"Kendi kokunu ayırt edebilirim Ceyla."

"Hadi yaa. Madem mis gibi kokuyorum ve parfüm olduğunu biliyorsun o zaman nerden bileceksin kendi kokumu?"

Cümlemi kurarken yüzümü buruşturdum. Ben bile ne demek istediğimi anlamamıştım.

"Ceyla Suriye'de parfümün mü vardı?"

Suriye'de beni mi koklamıştı?

"Ama o zaman iğrenç kokardım. Günlerce duş almadım. Tozun içinde kaldım. Ayrıca kan,"

OPİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin