Selamlaar. Nasılsınız?
On üçüncü bölümle karşınızdayız.
⭐️Yıldızımız parlasın⭐️
İyi okumalar.✨✨✨✨✨✨
Bakışları bir müddet yüzümde gezindi. Ne yaptığını idrak etmiş olacak ki geriye çekildi. Ben merakla ona bakarken cebindeki anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. Bana dönüp eliyle kapıyı gösterdi.
"Git."
Tek kelime. Ben yaşadıklarımızın bir anlamı olduğunu düşünürken beni kovuyordu!
"Boran!"
Sesim sert çıkınca bana baktı. Bakışlarındaki soğuklukla yerime mıhlandım. Demin bana tutkuyla, sıcak, anlamlı bakan adam gitmişti. İlk karşılaştığımızdaki komutan olmuştu.
Soğuk, sert bakan komutan.
"Çık git Ceyla. Bu yaşananı da unut. Anlık bir istekti sadece."
Nasıl bu kadar basite indirgeyebilirdi? Ben şaşkınlıkla ona bakarken dedikleri sanki canımı acıtmamış gibi bakışlarına devam etti.
"Anlamadım."
Demin bıraktığım çantayı aldım. Böyle yapamazdı. Beni tutkulu bir şekilde öpüp gitmemi isteyemezdi.
"Git diyorum neyini anlamıyorsun? Basit bir öpücüktü abartmanın manası yok."
Yüreğim alev alırken başımı salladım. Dizlerim titriyordu. Sinirden şu an tüm vücudumu ateş sarmıştı.
"Peki. Haklısın. Benim için de herkesle yaşayabileceğim kapasitede basit bir öpücüktü."
Gözlerine dahi bakmadan hızlı adımlarla terk ettim orayı. Düğün mekanının içine geldiğimde abimi aradım. Bir yerde arkadaşlarıyla oturmuş konuşuyordu.
Yanına gidip hadi gidelim demek istesemde kendimi sıktım. Rahatsız olan o olacaktı. Ben terk etmeyecektim burayı.
Boş masa ararken hızlı adımlarla ilk gördüğüme oturdum. Elim dudaklarıma gideceği sırada kendimi sıkıp bunu engelledim. Biri görebilirdi.
Ki zaten şiştiğini hissettiğim dudaklarım şu an bana hiç yardımcı olmuyordu. Neden lavaboya gitmek yerine buraya gelmiştim ki zaten? Kendime bakabildiğim kadar elbisemi düzenledim. Eteğim hep kırışmıştı.
Gözlerim dolarken dişlerimi sıktım. Bana yaptığı muameleyi hak ediyor muydum? Allah kahretmesin. Ağlamamam gerekiyordu.
Masadaki çantamdan telefonumu çıkardım. Telefonumun ekranından dudaklarıma baktığımda kızardıklarını gördüm. Çantamdaki ruju çıkardım bu seferde. Abimin yanına gitmeden önce sürüyormuş gibi yaparak vicdanımı rahatlatacaktım.
Aradan geçen dakikaların ardından abim yanıma geldi.
Vücudum hala sıcaktı, hala ürkektim, hala yaşadıklarımın izini taşıyordum ve abim yanıma gelmişti.
"Neden tek başınasın? Ayrıca çenene ne oldu senin?"
Ne diyeceğini bilemiyormuş gibi yüzüme baktı. Anlık kaşları çatılırken başını iki yana sallayarak aklındaki düşünceyi def etti.
Çenem! Kahretsin! Çenemi ısırmıştı. Bu sefer ne diyeveğini bilemeyen ben oldum. Sadece baktım gözlerine abimin. Anlamadın istedim. Yaptığım şeyi görmesin istedim.
Ne yaptığımı az çok anlamış olması dişlerimi sıkmama neden oldu. Cidden anlamak zorunda mıydı? Nasıl bakacaktım yüzüne?
"Çenen kızarmış, eve gidince krem sürelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OPİA
Ficción GeneralYolun sonuna gelmiştim. Ölecektim.. Kurtaracak kimsem yoktu. En acısıda vedalaşacağım biri, ailem, sevdiğim, arkadaşım yoktu. Gözlerim arkama döndü. Hava kararmaya başlamıştı. Etraftan hayvanların sesi geliyordu. Bir umut kulak kesildim. Belki bir a...