"Boran sana bir şey söylemem lazım."
Geriye çekilmeden dudağıma sıkı bir öpücük bıraktı. Tüm vücudum heyecanla titrerken kendime gelmeye çalıştım.
"Bizden olmaz çünkü,"
Dudakları dudaklarıma değmişken gitmek istemiyordum bende. Ama yine aynı şeyleri yaşayacak olmak korkutuyordu beni.
"Hayatımda biri var."
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨
Boran'ın elleri benden ayrılırken kahkaha atarak birkaç adım geriledi.
"Neden yalan söylüyorsun?"
Gözlerime sertçe bakmaya başladığında bakışlarımı sağıma çevirdim. Yalan söylüyordum evet ama yorulmamak içindi bu. Biz her türlü aynı sona dönecektik farkında değil miydi?
"Yalan söylemiyorum. Hayatımda biri var. Bir ayı geçiyor."
Gözlerine bakmaya korkuyordum. Zaten gardım düşmüşken eğer gözlerinde kırgınlığı görürsem çok pişman olurdum.
"Ceyla sen benimle öpüştün! Dakika bile geçmedi üzerinden! Madem hayatında biri var nasıl yaparsın bunu? Yalan söylemeyi bırak."
Haklıydı. Eğer hayatımda biri olsaydı asla ve asla Boran'la öyle bir şey yapmazdım. Sevmiyor olsam bile hayatımda biri olacaktı sonuçta.
"Senin yüzünden! Belki gidersin diye-"
Başını eğerek alayla gözlerime baktı.
"Buna inanacağımı mı düşünüyorsun? Eğer öyle bir şey varsa kendini ne kadar küçük duruma düşürdüğünün farkında mısın?"
Evet.
"Küçük duruma falan düşmedim. Bırak artık beni. Kes benden umudunu tamam mı? Ben yoluma bakıyorum. Sende yoluna bak."
"Sen böyle biri değilsin Ceyla. Lütfen oyun oynamaktan vazgeç."
Aldatmaya giriyordu benim gözümde. Hayatında biri varken başkasıyla öpüşmek aldatmaydı. Ve ben bunu yapacak bir insan değildim.
Ama bana başka çare bırakmıyordu. Çünkü Boran'da hayatımda biri olduğunu bile bile benimle olmaya çalışmazdı.
"Of oyunsa oyun! İstemiyorum seni anlamıyor musun? Soğudum senden. Duygularımı aldın götürdün. Tek bir his kalmadı benim içimde! Zorlama işte."
Kollarımdan tutarak salladığında dudağımı ısırdım. Sinirleniyordu farkındaydım. Her şeyden önemli olansa kırılıyor olmasıydı.
"Lan daha yeni öptün beni! Nasıl tek bir hissin yok?"
Haklısın. Nedem bu kadar haklısın ki? Ama yeter be Boran.
"Of! Bunaldım. Beni eve bırak. Sizin yüzünüzden gecenin kaçında sokakta kaldım."
Yerdeki ayakkabılarımı bu sefer giydim.
"Tamam sakinim tamam."
Ayakkabılarımı giyince ayaklarım acısada dik durmaya çalıştım. Burnunu sıkarak ilerlemeye başladığında peşinden ilerledim.
Ağlamak istiyordum. İçim dışıma çıkana kadar ağlamak istiyordum. Bu şekilde olmak benim çok zoruma gidiyordu.
Arabanın yanına geldiğimizde öne binmeden arkaya oturdum. Arka kapıyı açtığımda suratıma sinirle bakmıştı ama öne oturmayacaktım.
Derin nefesler vererek yerine geçti. Sabır çektiğini duyuyordum.
"Bu hayatımda biri var yalanına inanmıyorum."
Göz devirdim. Ne kadar kızgın olursam olayım zaten kalbimde o vardı. Maalesef. Ve bu haldeyken başka birine ümit veremezdim.
"İnanmazsan inanma be! Kapat konuyu!"
"Atarlara bak! Düşman mıyız biz ne bu ne tavırlar?"
Değiliz.
Düşman olamayacak kadar seviyoruz birbirimizi.
Ama o bağı da koparacağım. Neden mi? Çünkü ben salağım. Şaka. Biz mutlu olamazdık çünkü."Bak Yekta-"
"Yekta'nı sikeyim! Yekta ne? Benim adım Boran."
Başımı eğerek gülümsedim. Bu biraz hoşuma gitmiş olabilir miydi? Biraz az kalır baya hoşuma gitmişti şu an.
"Olmayacak bir şey için ne sen kendini yor ne ben seninle uğraşıyım. Hayatımda biri var diyorum. Peşimde olduğunu bilse hoşuna gitmez."
Ne salladın be Ceyla!
"O hayatındaki her kimse benimle öpüştüğünü öğrendiğinde de hoşuna gitmeyecek."
Parmak boğumları direksiyonu sıkmaktan beyazlamıştı. Gülmemek için kendimi sıkarak derin bir nefes aldım. Rol yapmam gerekiyordu. Biri olmadığı için söyleyemezdi ama korkmuş gibi yapsam belki birinin olduğunu düşünürdü.
"Saçmalıyorsun."
Aynadan göz göze geldik.
"Sen susacağımı mı düşünüyorsun? Adamın haberi olsun seni o zaman göreceğim."
Göz devirdim.
"Karşılaşmayacaksınız bile."
Olmayan biriyle karşılamazsın Boran Bey.
"Adını soyadını versene sen bi."
"Yok artık! Saçmalıyorsun."
Cık cık cık diye ses çıkarırken aynadan bana bakarak tepkimi ölçüyordu.
"Ben sadece senin iyiliğin için demiştim. Bir araştıralım sabıkası var mı, temiz mi diye."
Salak! Gülmemeye çalıştım. Harbiden salaktı.
"Aynen Yekta aynen."
Sabır çekerek arabanın hızını artırdı. Çok geçmeden teyzemlerin evinin önünde durduğumuzda bir şey demeden arabadan indim. Hiç konuşmadık. Binanın içine girine kadar beni beklesede ağzından tek kelime çıkmamıştı.
Yorgunlukla eve kendimi attığımda annem ve evdekiler sorgular gibi bakıyordu bana.
"Abin nerde?"
Abim?
Anneme kaşlarımı çatarak baktığımı fark ettiğimde düzelttim hemen.
"Arabayı park ediyordu."
"İyi bakalım."
Sena'nın odasına gidip hemen abimi aradım.
"Efendim."
"Nerdesin sen abi?!"
Abim ofladı.
"Geldiysen eve beş dakika idare et geliyorum."
"Geldim de sen nerdesin?"
"Sorgulama Ceyla. Kapat."
Kapat demesine rağmen kendisi kapattı suratıma. Ya rabbi akıl fikir ver sen.
✨✨✨✨✨✨✨✨
Herkese merhaba.
Biliyorum uzun zamandır bölüm bekliyorsunuz ve ben hem geç atıp hem kısa yazmış oldum.
Arkadaşlar ben biraz terk edildim de bölüm yazamıyorum 😂😂
Hayır ne yazsam sonunu kötü bağlıyorum ruh halimden kaynaklı. Bir de gerçekten tek kelime yazamıyorum. Ama az kaldı toparlanıyorum bomba gibi dönücez.Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OPİA
General FictionYolun sonuna gelmiştim. Ölecektim.. Kurtaracak kimsem yoktu. En acısıda vedalaşacağım biri, ailem, sevdiğim, arkadaşım yoktu. Gözlerim arkama döndü. Hava kararmaya başlamıştı. Etraftan hayvanların sesi geliyordu. Bir umut kulak kesildim. Belki bir a...