"Çağdaş bu zengin çocuk yine burda" dedi camdan dışarı bakan Halide, hava kararmak üzere olduğundan biraz daha iyi görmek için yerinden kalkmıştı."Beni almaya geldi arabam serviste biliyosun" Çağdaş Halideye laf anlatmaya çalışırken bir yandan kabanını giymeye çalışıyordu.
"Sık sık geliyo ama sanki" sesindeki ima farkedilmeyecek gibi değildi kadının.İnsan sarrafı olmuşlara özgü bir rahatlıkla konuşuyordu.
"Ne demeye çalışıyosun abla?"
"Anladın sen beni bence. Şunu unutma hiçbir erkek boşa iyilik yapmaz"
Çağdaş iç çekti. "Ablam benim bu nasıl genelleme. Ben eşcinselim o düz yani kızlara karşılıksız iyilik yapmıyordur belki de, benim arkadaşım ya"
"Sen bi yokla bence, altından bir şey çıkar"
"Aman çıkmasın uğraşamam hiç. İşimi seviyorum ben, tek arkadaşım da o burda" diye omuz silkti Çağdaş.
"Ben uyardım Çağdaşcım, gerisine karışmam"
Çağdaş sırıttı "Sağol abla benim gibi toy bir delikanlıyı koruduğun için"
"Aman be sen de" diye kızdı kadın
Çağdaş bir öpücük atarak geri geri yürüyüp dışarı çıkıyordu ki Ömerle çarpıştı.
"Çüüş önüne baksana ya çocuk musun sen geri geri yürümeler falan" dedi adam öfkeyle
"Ömer görmedim işte uzatma hem belki sana da bir şeyler öğretirim" " ö-zür di-le-rim" dedi vurgulayarak.
"Ne o lan gerizekalıyla mı konuşuyorsun?"
"Ya neyse, arkadaşım bekliyo uğraşamıcam senle"
Ömerin tavırlarına alıştığından hiç diklenmeden direkt yok sayıyordu artık. Kimseye medeniyet öğretecek hali yoktu misyonu bu değildi bu mahalledeki.
Ömer gözlerini park yerindeki siyah arabaya dikti. "Daha çizmemişler bunun arabayı hayret, bir gün bir bakacak jantlar yok" dedi başıyla arabanın içinde telefonla konuşan Yavuzu işaret ederek.
"Kuryelikten şoförlüğe bi terfi etti bir de ha" Çağdaşa bakarken yüzünde alaylı bir gülüş vardı
"Arabam serviste hâlâ sıra bekliyorum o da beni işe götürüyo. Daha işleme bile almadılar servisler çok yoğun" farketmeden dert anlatmaya başlamıştı sarışın.
Ömer kaşlarını çattı "Hayırdır kaza mı yaptın?"
"Yok ya motordan ses geliyo ilk kalkışta"
"Hıım filtrelere bakmak lazım" dedi düşünceli bir tavırla Ömer.
"Anlıyo musun bu işlerden ?"
"Tamirhanem var amcam işletiyo şu an.
zengin bebesi olarak illa orijinal servis takıntın yoksa getir bakalım bi""Yine lafını sok tabi" dedi sinirle gülerek. Başıyla Yavuzu işaret etti. "Zengin bebesi değilim zengin bebesi orda bak "
"Belli belli"
"4 gündür arabasızım resmen canım çıktı "
"Motorun nerde?"
"Sattım kullanamıyorum diye"
"Yazık olmuş"
"Sorma ya özlüyorum arada ama bu hayat tarzıyla pek uymuyo zaten" nakit sıkıntısı kısmından bahsedecek samimiyeti yoktu tabi ki.
"Siyah porshe varken tabi" diye söylendi Ömer kısık sesle
Ardından Çağdaşa döndü "Seninkinin konuşması bitti gibi"dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının İlacı (BxB)
General FictionMahallenin 30 yıllık eczacısı Haluk Bey eczanesini oğlu Çağdaş'a devretmek zorunda kalır. İşinden nefret eden Çağdaş için ise bu mahalleye, özellikle dükkan komşusu Ömer'e alışmak oldukça zor olacaktır