Uzun süre sonra üşümeden, taksi kovalamadan ya da Yavuz'a borçlanmadan eve gelebilmiştim.Bunu da Ömer'e borçluydum.
Sadece tek odanın peteklerini yakarak kendimce tasarruf ettiğimden beni sıcak bir ev karşılamıyordu.
Üzerimi değiştirerek kalın bir eşofman altı ve üzerime de polar bir üst giyerek salondaki televizyonun karşısına geçtim. Biraz klima desteğiyle odada ideal sıcaklığı yakalayabilmiştim.
Uzun zaman önce başladığım dizinin sezon finalini bu gece izleme planım vardı. Kafamdaki düşüncelerin buna izin vermesini umuyordum en azından.
Ne zaman uyuduğumu bilmesem de gördüğüm rüyayı çok iyi hatırlayarak nefes nefese uyandım uykumdan.
Rüyamdaki isim malesef tanıdıktı. Ömerin arabasında onunla delirmişcesine öpüştüğümüz fazla detaylı bir rüyaydı gördüğüm. Adamın bilinçaltımı da bir şekilde işgal ettiğini öğrenmiş oldum böylece.
Bu iş nereye varacaktı bilmiyordum. Ömerle zaman geçirdikçe cinsel istek dışında yoğun bir sempati ve beğeni de hislerim arasına giriyordu.
Şu an bile ona yazmak için bir bahane düşünüyordum mesela. Yazsan ne olacak Çağdaş ne umuyorsun ki diyordu iç sesim. "Muhabbeti hoşuma gitti ve çok yalnızım" diye bi yalan uydurdum kendime, hoşuma da gitti bu. İnanacaktım sanırım.
Saat 23.30 a geliyordu bu saatte yazarsam kesin manyak olduğumu düşünürdü. Bu umutsuz iç sesimden daha caydırıcı bir sebepti ona yazmamak için.
Dizi kendi kendine ilerleyip diğer sezona geçmişti. Televizyonu kapatıp odama geçmeye karar verdim. Televizyon karşısındaki kısa uyku, uyku düzenimi gördüğüm o rüya da mantığımı alt üst etmişti.
Hakan&Ömer
Hakan: Tamirci bey tünaydın
Ömer: tünaydın kardeşim
Hakan: Evdesin heralde daha. Mine yalnızdı
Ömer: Dün yorulmuşum ya sorma
Hakan: Hallettin mi işi
Ömer: Çerezdi benim için
Hakan: Kraaal
Hakan: Kardeşim ben sana bir şey soracaktım
Ömer: Direkt sorsana lan ne bu önceden randevu alır gibi
Hakan: Kızacaksın ama
Ömer: Bu mesafeden sana dalabileceğim bir teknoloji yok rahat ol
Hakan: Tamam. Çağdaş ne ayak
Ömer: Nasıl ne ayak, komşum işte
Hakan: Biraz fazla kaynaşmadınız mı yemek yemeler falan. Kişiye özel tamirler
Ömer: Ulan nefes alsak haber gidiyo nasıl mahalle anlamıyorum yemeği nasıl duydun
Ömer: Ayrıca Haluk amcayla da böyleydim ben
Hakan: Haluk amca sarışın, uzun boylu mavi gözlü değil ve adı üstünde amca
Ömer: Her yakışıklıya düşerim falan mı sanıyosun?
Hakan: Yakışıklı olduğunu kabul ediyosun yani
Ömer: ee yani gözümüz görüyo
Hakan: bi endişem daha var. Çağdaş sanki şeye benziyo biraz
Ömer: Korkma lan Cihat a benziyo de
Hakan: Benziyo abi okumuş, sarışın, güzel yüzlü falan ne bileyim.
Ömer: Ben Cihata görünüşünden dolayı değil Cihat olduğu için sevdalanmıştım. Yerine bi sarışın koymaya çalışmıyorum yani kimsenin
Hakan: O şerefsiz de huylandı zaten Çağdaştan, farketmiyor musun yazdıklarını? Çağdaş der demez damlıyo sohbete
Ömer: O kadar sikimde değil ki ne yaparsa yapsın
Hakan: vay sevindim yavaş yavaş soğuyosun ha
Ömer: Benim yasım kendi sevdam içindi Hakan. Cihatın yokluğuna alıştım. Yok oluş şekli sağolsun.
Hakan: of boşver Cihat'ı Haluk jrla sen olmaz mısınız şimdi?
Ömer: Lan sen beni doğru yola çağıran, evlenince geçer diyen dostumsun. ne oldu birini mi yakıştırıyon şimdi bir şey mi düştü kafana
Hakan: Bilmem mutlu gibisin o geldiğinden beri diye planlarımdan vazgeçtim heralde
Ömer: Belki arkadaşlarımın kafa sikmesinden bıkmışımdır yeni arkadaş arıyorumdur. Onun arkadaşlığı iyi gelmiştir olamaz mı :)
Hakan: Hade lan kurban ol sen bana
Ömer: Ben anlamam bu işlerden oğlum. Cihat bana açılmasa sonsuza kadar da saklardım içimde mesela. Yani kim erkek sever, kim sizin gibidir anlamam bile
Hakan: Yani?
Ömer: Olmam kimseyle,uğraşamam
Hakan: Ulan pezevenkliğini de yapmadım demem kıymetimi bil
Ömer: Çöpçatan de bari lan ayı
Hakan: Amaaan neyse ne. Aklım takılıp duruyordu sordum iyi oldu
Ömer: Ne öğrendin peki
Hakan: Kapalı kutuluğa devam ediyorsun ama çözeriz koçuum
Ömer: kolay gelsin gülüm çözme işinde
Ömer: Hadi ben giyineyim
Hakan: tamam yavrum görüşelim akşama
Ömer: Tamamdır
![](https://img.wattpad.com/cover/354504884-288-k336507.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının İlacı (BxB)
Fiksi UmumMahallenin 30 yıllık eczacısı Haluk Bey eczanesini oğlu Çağdaş'a devretmek zorunda kalır. İşinden nefret eden Çağdaş için ise bu mahalleye, özellikle dükkan komşusu Ömer'e alışmak oldukça zor olacaktır