Korkunç bir boğaz ağrısıyla uyanan Çağdaş telefonunun saatine baktığında saatin 8'e geldiğini fark etti.
Bu eve gelmekle yanlış bir karar vermişti.
Kombi gece yine çalışmayı durdurmuş ve odayı buz gibi yapmıştı. Üzerindeki 2 battaniye üst üste giydiği kazaklar hepsi çaresiz kalmıştı anlaşılan şu an resmen titriyordu yatakta.Bu boğaz ağrısıyla uyuyamayacağını farkederek pastil almak için eczaneye inmeye karar verdi. Madem alt kattaydı bir işe yarayabilirdi sevgili ekmek tekneleri.
Eczaneyi erken açar bahaneyle de orada biraz ısınırdı. Hazırlanarak aşağı indi. Bütün gece buz kesmişti ama sabah trafiği çekmemek de değişik bir lükstü doğrusu.
Kapıyı açtı ve eczaneye girdi. İçi dün gecenin etkisiyle hâlâ üşüdüğü için montunu çıkarmadan çay demlemek için mutfağa girdi.
Sıcak çayın olduğu kupayı alarak sandalyesini cam kenarına çekti ve etrafı izleyerek oturdu orada. Ömerin işe geliş saati için erkendi ama yolunu gözlüyordu istemsizce. İlaçlarını aldı, ağzına attığı limonlu pastil biraz acısını hafifletmişti.
Halletmesi gereken bir kahvaltı sorunu vardı sırada.
Sabahın erken saatleri oluşunu önemsemeden yüksek tonla bağırarak gezen simitçiyi görünce mutlu oldu. Beklentiniz büyük olmayınca küçük şeyler de böyle sevindiriyordu demek ki insanı. "Sabahın 8.30unda güzel bir hayat dersi aldın oğlum Çağdaş" diye düşündü ve gülümsedi.
Hayatı son birkaç aydır öylesine değişmişti ki. Hayat görüşü,davranışları beklentileri,işi... Hatta dün gece evi bile değişmişti. Kalbinin boşluğu değişmişti en önemlisi. Ömer aklına öyle bir girmişti ki kendini unutmuştu Çağdaş.
Değişmeyen şeyler de vardı elbet toplumun eşcinsellere bakış açısı, bazı aşkların ve kavuşmaların imkansızlığı gibi. Tatsız gerçeklerle modunu düşürmeye gerek olmadığını düşündü ve içeri giren müşteriyle ilgilenmek üzere yerinden kalktı.
Erdi: Abiniz döndü
Hakan: Hoşgeldin Kapadokya fatihi
Erdi: Özledim sizi
Ömer: Hoşgeldin Erdim nasıldı gezi
Erdi: Peri bacaları aşağı peri bacaları yukarı içim şişti amk. ama şaraplar iyiydi
Hakan: Bulmuşun yolunu
Cihat: Abim selamlar
Erdi: Cihatım yavrum nasılsın yenge nasıl
Cihat: Duygusal ve sinirli
Hakan: Hormonları alt üst oluyo normal
Erdi: Alttan al bak
Hakan: Abi Cihattan bahsediyoruz üstü bırak ortadan bile almaz kuzu o kuzu
Cihat: kılıbık de Hakanım alınmam
Hakan: Evet anlayışlısındır sen
Erdi: Keyifler nasıl
Ömer: iyi çok şükür
Hakan: Yüzü gülüyo Ömerin bu ara ya
Erdi: Hayırdır oğlum para mı, manita mı?
Ömer: İkisi de yok ama iyiyim
Cihat: Yani hayatta daha önemli şeyler var tabi
Hakan: Cihatta ikisi de var tabi:)
Erdi: Allah bozmasın kardeşim
Cihat: sağol
Ömer&Hakan
Ömer: Oğlum Cihatın çok üstüne gidiyosun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının İlacı (BxB)
Ficción GeneralMahallenin 30 yıllık eczacısı Haluk Bey eczanesini oğlu Çağdaş'a devretmek zorunda kalır. İşinden nefret eden Çağdaş için ise bu mahalleye, özellikle dükkan komşusu Ömer'e alışmak oldukça zor olacaktır