Sevgilisinin sorusuyla yaslandığı ve dakikalardır yatıp adeta mayıştığı göğsünden başını kaldırıp ona baktı Ömer.
"Şu anahtar alışverişinin hikayesini dinleyebilir miyim artık sevgilim. Hani 20 dakika falan sürdü ya" dedi Çağdaş kaşlarını çatarak
Ömer hiç istemese de huzurlu ve konforlu yerinden kalktı. Yanına uzandı oğlanın ve ona doğru çevirdi yastığa koyduğu başını.
"Yavrum, ne yazayım yardım et diye sora sora darladı beni Hakan. Karta bir şey yazamamış ne önersem beğenmedi, ben de hiç anlamam o işlerden zaten. Geç kaldım o yüzden, kızdın mı çok?" dedi endişeli gözlerle bakarak
" Ee ne yazdı sonra?"
"Seni seviyorum, altına da Hakan yazdı. Soyadını da yazacaktı da izin vermedim kız hangi Hakan olduğunu nerden bilsinmiş"
Çağdaş sesli bir şekilde güldü " bunun için mi uğraştınız o kadar delisiniz siz amına koyayım. Yani şu an gülsem de beklerken kızmış olabilirim ama affedildin merak etme"
"Performansım dolayısıyla di mi" diye göz kırptı Ömer
"Sen övülmek mi istiyosun bakayım koca bebek seni?" dedi Çağdaş elini Ömerin yanaklarına götürüp okşayarak
"Ondan değil ya." diye gözlerini kaçırdı Ömer.
"Güzeldi ama değil mi?" diye sordu sonra merakla. Dayanamamıştı işte.
Gülmeden edemedi Çağdaş " Harikaydı, çok iyisin ve bunu biliyosun zaten"
Gözleri çocuksu bir sevinçe parladı Ömerin.
"Bilmiyorum ki nerden bilebilirim sevgilim.Yani sadece dakikalarca inleyerek adımı söyledin tabi" diye güldü Ömer
"Utanacağımı falan mı sanıyorsun sen yoksa?" diye meydan okur bir tavırla gülümsedi Çağdaş
"Utanmaz mısın?" dedi Ömer tek kaşını kaldırarak
"Neden utanayım ki ruhumun ve bedenimin ihtiyaçlarından. Çok zevk aldım doyamadım da hatta"
" Hiç geri vites yok di mi sende sarışın?"
Göz kırptı Çağdaş " Yok ve buna bayılıyosun"
"Bayılmam mı? Sürprizlerle dolusun, önyargılarımı alt üst ettin zaten. Hayranım oğlum, hastayım sana" dedi sevdiğinin boynunu koklamayla karışık öperken.
Ömerin sevgisini dile getirirkenki cömertliğine bayılıyordu oğlan. Bütün kalbini,zaaflarını, korkularını her şeyini açıyordu ona adam. Sana teslimim diyordu,ne ne istiyorsan yap bana. Onun incinmesine asla dayanamazdı Çağdaş, yerinde ve doğru kişiyeydi Ömerin bu teslimiyeti.
Çağdaş hafifçe doğrulup bir bacağını kırıp kendine doğru çekerken bir an duraksayınca ona baktı Ömer endişeyle "Acıyo mu?"
"Biraz,yavrum bakma öyle alışırım. Ayrıca ağrı kesici imparatorluğum var biliyosun." dedi adamın büzülmüş dudaklarında parmaklarını gezdirirken.
"Ne bileyim sarışınım yavaş olayım diyorum ama o güzel ağzın hiç durmuyo ki, bir bakıyorum köklüyorum yine"
İkisi de gülüşürken Çağdaş meraklı gözlerle baktı "Sen denedin mi hiç? Altta olmayı yani"
" Kıskanç sevgilime ne oldu acaba?" diye kaş kaldırdı Ömer
" Bazı konular konuşulmalı, kaçma cevaptan. Ben ergenken Haluk Soydan'la cinsel sağlık konuşması yapmış adamın oğlum, tecrübemle üzerim seni"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının İlacı (BxB)
General FictionMahallenin 30 yıllık eczacısı Haluk Bey eczanesini oğlu Çağdaş'a devretmek zorunda kalır. İşinden nefret eden Çağdaş için ise bu mahalleye, özellikle dükkan komşusu Ömer'e alışmak oldukça zor olacaktır
