Bölüm 4

109 8 0
                                    

"Zor kız ayaklarını bırak. Baban kızının açık hallerinin bir erkekte olmasını hoş karşılamaz eminim ki. O yüzden buluşmak istediğimde gel, aradığımda aç. Anlaşıldı mı yavrum?"

Devamını okumadan bir an "sen ne yaptın Umay?" desem de aşağı indiğimde onun da şaşırıp "ne açık hali? Ne diyorsun sen be?" yazmasıyla olayı anlamadığını görmüştüm. Biraz daha aşağı indiğimde gördüğüm görüntüler birkaç saniye ekrana kilitlenmemi sağlamıştı. Bakmamalıydım. Geçmem gerekiyordu ama elim benden bağımsız hareket ediyordu sanki. Ekranda parlak, bal rengi saçlarıyla şirinlik yapan Umay vardı. Çocukluğu falan değildi. Üstünde bordo renkli, şortlu bir gecelik takımı vardı ve odasının halısında otururken aynadan çekmişti.

Derin bir nefes alıp boğazımı temizleyerek hızla aşağı indiğimde "bunları baban görsün istemezsin sanırım ha? Ayrıca kapalı halini bilmek daha merak uyandırıcıydı. Şimdi görmeden hayal kurduğum şeylerin hepsini gördüm. Artık benden saklanman gerekmiyor güzelim. Seni görmek istiyorum" yazmıştı ırz düşmanı it. Sonrasında bir cevap yoktu. Aramalara girdiğimde sesli konuştuklarını görüp saf öfkeyle dolmuştum. Umay'ın haberi yokken bu fotoğraflara nasıl erişmişti bu şerefsiz?

Sonrası ise bugüne ait bir konuşmaydı. Salonda aramaları reddederken gelen mesajda "açta bir sesini duyayım. Kampüste göremedim seni. Özledim" yazmıştı. Umay cevap vermediğinde bin kere aramıştı zaten. Ellerim öyle titriyordu ki ekranı görmekte zorlanıyordum artık. Az önce gelen bildirimde ise "o herif kimdi? Abin olmadığını biliyorum. Manita mı yaptın? Ben paylaşımcı biriyimdir yavrum. Sevgilin olabilir ama namahrem dediğin saçların ve bedenin telefonumdayken benim de sayılırsın. Beni aksatmadığın sürece sevgilinle bir sorunum olmaz. Aramalarım açılmazsa o gergin sevgilinde baban da görür senin namahremini. Umarım açıklayıcı olmuşumdur" yazıyordu.

Umay'ın yazıyor olduğunu görünce nefesimi tutarak bekledim. Sanki nefes alsam hissedecekti mesajları gördüğümü. Böyle bir durumda nasıl bana gelmezdi? Aklım almıyordu. Birine dil çıkarsa koşarak arkama sığınan kız bunca şey yaşarken tek kelime etmiyordu. Bu zoruma gitmemeliydi ama gidiyordu. Sanırım büyüdüğünü kabullenemiyordum.

"O fotoğrafları nasıl veya kimden aldığını bilmiyorum ama emin ol sevgilim sandığın adamdan yardım istersem senin köklerine kadar ortaya çıkarıp rezil eder. Bunu yapmayacağım. Son kez beni rahat bırakmanı söylüyorum sana. O fotoğrafların günahı sana yetecektir zaten. Bir de dünyada başına iş alma. Emin ol seninle uğraşmak için can atacak kişilerle büyüdüm."

Bunu yapmayacağım... Neden yapmıyordu? Artık bana güvenmiyor muydu? O itin köklerini kazıyabilecek güçte olduğumu bilirken ne diye hala laf anlatmaya çalışıyordu? Bana kızsa da küsse de bu işi halledecektim. Ayrıca o fotoğrafları da o herife sağlam monte edecektim. Umay'ın mesajına verdiği tek cevap gülücük ve "yarın derste yerin hazır. Bekliyorum" yazısıydı. Yarın o derste olacaktım.

💫

-ZÜMRA KURT-

Stajyer doktor olarak birçok sorumluluğun üstüme yıkıldığı bir acil gününü de atlattıktan sonra nihayet hastaneden çıkmıştım. Beşinci sınıfta nöbet olayı çok yoğun değildi. Yine de stajyer doktorlar ve intörn doktorlar fazla çalıştırılıyordu. Sanırım hiyerarşi her yerde böyle işliyordu. Son senemden sonra seçmek istediğim hayat içindi bütün çabam.

Yine acilde fenalık geçirdiğim bir gün gelen bir hasta değiştirmişti tüm hedeflerimi. Hedeflerim öylesine birinin lafıyla yön değiştirecek şeyler değildi elbet ama her zaman gururlandırmak istediğim bir babam vardı ve o hasta bana bu yolda gidebileceğimi anlatmıştı. Seyit Seferoğlu...

A.K.A IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin