Bölüm 25

109 2 0
                                        

"Utanmaz adam."

"Bende seni seviyorum."

💫

-UMAY KURT-

Günün ilk ışıklarıyla gözlerimi açtığımda üzerimdeki ağırlıkla birlikte kaşlarım çatılmıştı. Resmen ciğerlerimde bir baskı vardı ve yol sarhoşluğu yaşayan biri olarak beyin tutulması yaşadığımdan ne olduğunu idrak edemiyordum. Aniden açılan uykum ve bakışlarımı çevirdiğim ağırlık bölgesinde gördüğüm kol ile aniden çırpınarak doğrulmuştum. Benim sekiz şiddetinde yatağı sarsmamla birlikte kolun sahibi olan Aziz, yani kocam da aniden fırlamıştı yataktan.

"Bismillah! Ne oluyor?"

Öyle utanmıştım ki cevap vermeden öylece yüzüne bakmaya başlamıştım. Uykulu ve huysuz ifadesiyle derin nefesler alarak yüzünü sıvazlarken "Umay?" dedi tehlikeli derecede havalı çıkan sesiyle. Şu an bir açıklamam yoktu ve Aziz'i bu kadar yıldır tanıyorsam en sevdiği şeylerden biri uykuydu. Uykusunu alamadığı günleri bize zehir ettiğine dair Zümra ve Sahra abla da şahitlik ederdi yani. O yüzden onun karşı koyamadığı tek hamlemi yapıp ufaklık olarak davranmaya karar vermiştim.

"Günaydın" dedim şirin göründüğümü düşündüğüm bir tebessümle. Yani yıldırım hızıyla evlenmiştik, ne yapayım! Düne kadar tek kişilik yatağımda, babamın hediyesi olan on yedi senelik ayıcığımla uyuyordum ben! O da bana sarılıp üzerimde ağırlık yapamıyordu haliyle!

"Yavrum günaydın mı cidden yani sence?"

Yavrum demesine eriyip bitmeyi aklıma not edip "ama yani günün ilk saatleri berekettir canımın içi! Öyle değil mi? Hem içeriden sesler geliyor. Bizimkiler uyanmışken uyuyup duramazdık! Ayıp!" dedim stresten dolayı yüksek çıkan sesimle. Aziz beni gayet iyi tanıyordu. Huylarım asla değişmezdi. Uykulu bir tebessümle başını iki yana sallarken ellerini yüzüne kapatmış ayılmaya çalışıyordu.

"Evlendiğini unutup yanında uyuyan adamdan korktun değil mi?"

Vazoyu devirmiş çocuk mahcubiyetiyle başımı öne eğip parmaklarımla oynarken usulca onayladım dalga geçmek için hazırda bekleyen bu adamı. Tebessümü genişleyip sesli bir gülüşe dönerken "hala çocuksun Umay" dedi. "Bir günlük kocan olabilirim ama ben bu kızı yirmi iki senedir tanıyorum. Beni asla şaşırmıyorsun karıcım. Ayrıca sen az önce canımın içi mi dedin bana? Hoşuma gitti, daha çok de."

Göz kırpıp yanağımdan öperek yataktan çıkmasıyla birlikte utancım ve ben öylece arkasından bakmaya başlamıştık. O keyifle odadaki banyoda elini yüzünü yıkarken bende üstümdekilerle dışarı çıkamayacağım için kıyafet valizini bulup uygun bir şeyler giymek için kıyafetler çıkardım. Evlilik hayatına alışmam zorlu ve utangaçlık dolu bir süreç olacak gibiydi. Şu an bile üstümü değiştirmek için odadan çıkmasını bekliyordum. Kesinlikle kolayca adapte olan biri değildim.

Yüzünü kurulamak yerine zıpır ifadesiyle karşıma geçen kocama anlamsızca bakıyordum ki birden yüzüme eğilip suratını sallayarak köpek gibi sularını üstüme sıçratmıştı. Tiz bir çığlıkla bir adım gerilediğimde "Aziz!" dedim uyarıcı bir şekilde. Onu travmam olan bir yalıda görmemiş olsaydım kesinlikle bir çocuk olduğunu düşünürdüm. Büyüyememiş bir yönü hep vardı ama dışarıya göstermiyordu. Kocaman kahkahasıyla birlikte aldığı keyifte bunu doğruluyordu.

Omzuna bir tane vurup "komik mi bu be adam?" dedim çatık kaşlarımla. O ise bu kez ıslak suratını yanağıma bastırarak beni öpüp "korkuyla uyandığın için seni kendine getirmek istedim ufaklık. Artık daha iyi gibisin. Çirkef hallerin yerine gelmiş. Maşallah" diyerek yanaklarımı da sıktı ve odadan keyifle çıktı. Son bir haftanın yoğunluğundan beri ilk kez bu denli keyifliydi. Onu bozmak istemiyordum ama benim utançlarımın üzerinden keyif topluyor olması işimi zorlaştırıyordu.

A.K.A IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin