"Başını gerçekten belaya sokmayacağına söz verebilir misin?" dedi beni şaşırtıp aşkım dememe bir şey demeden. Sanki gerçekten bu söze ihtiyacı varmış gibi hevesle bakıyordu gözlerime. "Seninle bu oyunu sonsuza kadar oynarsam sonsuza kadar güvende olur musun Umay?"
Halıda tepinmeyi kesip kanepeye ilerleyerek tam önünde çöktüm ve ellerimi dizlerine koyup gözlerinin içine bakarak durdum bir süre. Elleri anında ellerimin üstünde yerini almıştı bile. Benim tanıdığım Aziz değildi karşımdaki durgun adam. Yanağımı elimin üstündeki eline kedi gibi sürtüp "iyi değilsin" dedim sorudan uzak bir tonla. "Anlatmak istemezsen anlarım ama ben ne yapabileceğimi bilmiyorum Aziz. Her zaman arkamı toplayan adamın sıkıntısını nasıl yüreğinden alırım bilmiyorum. Çocuğum belki de hala. Böyle şeyler yapabiliyorum en fazla. Özür dilerim iyi bir yol arkadaşı değilsem. Seni çok seviyorum ve mutlu olmanı istiyorum."
Ellerimden tutup kendine çekmesiyle yerden kalkıp kucağında bulmuştum kendimi. Bana öyle sıkı sarılmıştı ki kemiklerimizin çarpıştığını hissetmiştim sanki. Boynuma gıdıklayan bir öpücük bırakıp "sen sahip olunabilecek en mükemmel yol arkadaşısın ufaklık" dedi fısıltı gibi bir sesle. Vücudumun her noktası uyarılmış gibi ürpermiştim.
"O zaman sorun ne? Anlat bana."
"Dedim ya ufaklık. Yoruluyorum burada. Sana yansıtmak istemezdim özür dilerim. Çalışırken başımı ağrıtan birkaç isim var. Alışacağım ama. Seni bir daha bu dertlerimle üzmeyeceğim. Çünkü seni ne zaman görsem tüm yorgunluğum ve sıkıntım geçiyor. Sen iyi ol bana yeter. Gel böyle bıcır bıcır anlat gününün nasıl geçtiğini. Oyunlar oynamak iste benimle. Ama yeter ki keyifli ol. Huzurlu ol. Yanımda ol. Ben başka bir şey istemem."
O böyle konuştukça midemde büyük hareketlilikler oluyordu. Üzerimde etkisi büyüktü. Kızaran yüzümü görmemesi için başımı boyun girintisine gömüp "ağzın da iyi laf yapıyor he" dedim etkiyi azaltmak için. Güzel gülüşü doldurmuştu kulaklarımı. Saçlarıma bir öpücük kondurup "bir de çocuk istiyorsun Umay. Sen kendin bebeksin zaten" dediğinde gözlerim kocaman olmuştu. Hızla kafamı kaldırıp onunla burun buruna geldim ve "çocuk istemedim!" dedim mızmızca. Keyfi yerine gelmişti. Beni utandırabildiği her an keyifliydi zaten deli adam!
"O geceyi hatırlattığımda fenalık geçiriyorsun ufaklık. Ama hatırlatmam gerekir ki o gecenin sonunda Zümra ve ben ikiz olduğumuz için ikizlerimizin olup olmama ihtimalini konuşuyordun benimle" dedi ve kulağıma eğilip "yatağımızdaydık hani, hatırladın mı? Anın yorgunluğu ve heyecanıyla hatırlamıyor olabilirsin. Üstünde dantelli bir geceliğin vardı hatta. Gerçi en son yoktu ama" diye fısıldarken omzuna okkalı bir şamar indirip kucağından kalktım. Hiç utanması yoktu bu adamın yahu!
"Sen depresif ol ya! İstemiyorum keyifli olmanı! Hadsiz adam! Utanmaz, arlanmaz! Konuşup duracak mıyız yani her gün o geceyi? Unut yani artık ama! Unut!"
"İnan aklımdan çıkmıyor hatun. Çıkmaya meylederse de ben hatırlatırım zaten kendime. Şu utangaç hallerin geçmiyor ki yenisini ekleyelim üstüne. Ama senin kocan sabırlı bir adamdır merak etme."
"Seni var ya!" diyerek üstüne atlayıp saçını başını yolmam birkaç saniye sürerken havalanmam da birkaç saniye sürmüştü. Her gün daha da gelişen vücuduna şaşırmam boşa değildi. Beni bir böcek gibi havalandırıp kendinden uzaklaştırdığında hala boş yumruklar ve tekmeler savuruyordum ona doğru. "Bırak!" dedim çirkinleşerek. "Bir dayağımı ye de gör!"
"Tamam hatun çok canım yandı pes ediyorum. En büyük sensin."
Beni yere bırakıp ellerini kendine siper ettiğinde dalga geçtiğini bilsem de böbürlenerek "ha şöyle yola gel" dedim üstten bir bakışla. İstese beni dümdüz edebilecek olan bu adama karşı tek kozum karısı olmamdı oysa. Tekrar sakinleştiğimizde istemesem de bir konuya açıklık getirmek için yanaştım bu kez Aziz'e. Elleri hemen belimdeki yerini bulmuş, beni kendine çekmişti bile. Bacaklarımı dizlerinin üstünden öbür tarafa uzatıp yan bir şekilde kucağına oturdum. Ona bu şekilde yapışık gezmeyi seviyordum. O da şikâyetçi durmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A.K.A II
Novela JuvenilBabasızlığın yükünü doğmadan sırtına yüklenenler... Biz bundan ibaretiz. Şehit oğlu - Şehit kızı denilerek şerefle anılan ama çocuk olması yasak olanlar... Anneleri üzülmesin diye şımaramayanlar... Baba figürünü filmlerden, kitaplardan bilenler... İ...
