"Sen ciddi misin?" Diye sordu önümüzde duran evi incelerken. İlk geldiğimde pek dikkat edememiştim eve. Şimdi daha iyi baka biliyordum. Hem havanın aydınlık olması işimi kolaylaştırıyordu. Beyaz bir evdi. Normal zengin villası. Nedense şaşırmamıştım.
"Şu anda okulda." Deyip emin olmak için otoparka baktım. Arabası yoktu. "Evde kimse yok."
"Emin miyiz?" Diye sorduğunda Göksu'ya döndüm. .
"Korkuyor musun?" Diye sordum. Alayla güldü.
"Sadece saçma geliyor. Fotograflara bakınca ne olacak. Gidip sorsan daha mantıklı."
"Olmaz.!" Dedim sertçe. "Anlamıyor musun? Kağan her şeyi biliyor olabilir. Her şeyi! Ne bildiğini öğrenmem gerek. Şimdi onunla konuşmam büyük hata olur."
"Pekala." Deyip kemerini çıkarttı. Bende çıkartıp son kez ona baktım.
"Hazır mıyız?"
"Hayır desem ne olacak sanki." Deyip arabadan indi. Anahtarı kontaktan alıp bende indim. Arabayı kitleyip anahtarı cebime attım. Üstümde duran siyah hırkamdaki kapşonu başıma geçirdim. Elimede siyah deri eldivenlerimi geçirdim. Hazırdım!
"Hırsız mıyız biz bu giydiklerimiz ne böyle?" Dedi Göksu sitem ederek. Kapşonunu kafasına geçirdi.
"Biri görürse diye Göksu. Nazlanma lütfen." Eve doğru yürümeye başladım. Arabayı biraz uzağına park etmiştim. Arabada tanınabilirdi nede olsa.
Evin kapısının önüne geldiğimde kameraya baktım. Kapalıydı. Galibayla kameraları bozuktu. Dün Helin kapıyı kitleyince çalıştığını söylemişti. Ama şimdi yine çalışmıyordu.
"Hizmetçileri filan yok mu bu çocuğun. Veya güvenlik."
"Annesi babası evde değilmiş. Hizmetçiler izindedir büyük ihtimalle." Diye fikir yürüttüm. "Neyse boşver onu bunu filan. Girelim hadi."
Dün gece Helin'in yaptığı gibi kredi kartını çıkardım ve kapıya sürttüm. Açılmıyordu.
"Dün açılmıştı ama!" Dedim sinirle.
"Dün evdeydi. Kapı pek kitlememiş olabilir ama şimdi kapıyı öküz gibi kitlemiştir. Ve üstten de kitlemiş olabilir." Deyip üst kilidi işaret etti.
"Bahçe kapısını deneyelim o zaman." Deyip arkamı döndüm ve bahçeye hızla indim. Arkamdan Göksu da geliyordu.
Bahçe kapısına geldiğimde alarm var mı diye kontrol ettim.
"Alar mı göremiyorum." Dedim Göksu'ya.
"Kesin vardır.." Dediğinde dudağımı ısırdım. Nasıl girecektik?
"Ama şansımızı deneyelim." Önüme geçip kapıya geldi ve kolunu indirdi. Kapı açılırken şaşkınca kapıya bakıyordum.
"Açık unutmuşlar." Dedim. Göksu bana zafer edasıyla gülümsedi.
"Hırsız girmeyeceğini çok eminler galiba."
"Hırsız girmiyor zaten." Deyip içeriye girdim. Arkamdan o da girdi. Direkt yukarı çıktım. Benim aksime Göksu durup salonu inceliyordu.
"Gelsene!" Dedim sessizce bağırarak.
"Zengin evi çok gördüğüm bir şey değil tamam mı?" Deyip gülümsedi. "Sen git geliyorum. Arkanı kollayacağım."
Cevap vermek yerine gözlerimi devirdim. Onu orada bırakıp odaya doğru çıktım. Odasına girdiğimde dünden bugüne pek bir şey değişmemişti. Herşey aynıydı. Dağınıklık ve.. Dün kırdığımız lambanın kırıkları bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı "MAVİ"Olsun..
Genç KurguÜlker,ablasının kumar borcu yüzünden bir işe girer. Bu iş sıradan,basit bir iş değildir. Hedefi birini tavlayıp mirastan onu mahrum etmektir. Ama bu iş sandığı kadar basit olmaz. Bir süre sonra ortalık iyice karışır ve gerçek oyun işte o zaman başla...