"Günaydın." Dedim karşısındaki sandalyeye oturarak. Bana kısa bir bakış attıktan sonra yayvan oturuş şeklini değiştirip kendini dikleştirdi.
"Nasılsın?" Diye sordum. Gözlerini benden kaçırdı.
"İyiyim." Dedi yorgun bir sesle.Yalan söylüyor. Diye düşündüm. Hiç iyi olamayacak.
"Kağan.." Dedim sesimin titrememesine dikkat ederek. "Üzgün..."
"Ne zaman öğrendin?"
Beklediğim bir soru değildi. Gözlerime bakıyor ve cevap bekliyordu.
"Çok olmadı." Dedim. Tam tarih veremezdim şimdi.
Başını 'anlıyorum' dermişcesine salladı.
"Sana söylemek istemedim çünkü..."
"Biliyorum." Dedi sözümü yine keserek. "Beni üzmek istemedin. Ülker.. Anlıyorum. Sana kızgın değilim."
Bir süre sessizlik oldu. Okula gelmiştim. Kağan'ı görmek istemiştim ve Özgür beni getirmiştim. Hiç özlememiştim burayı. Yani tamam çok anımız vardı. Ama yinede.. Hiç hiç özlememiştim.
"Keşke..." Dedi Kağan sessizliği bozarak. "Keşke tanımasaydım onu..sevmeseydim."
Dudağımı ısırdım. Sana keşke dedirtenler utansın.
"Çok sevdim." Dedi sonra. Ellerini birbirine birleştirmişti ve parmaklarıyla oynuyordu. Bir şey demeden sadece ona bakıyordum. Bana içini döküyor. O benim arkadaşım..
"Benimle eğlendi,benimle gezdi.. Gözü hep en yakınımdaydı. Bana bakarken onu.."
"Hayır." Dedim onu susturarak. "Kağan. Bu Helin'in hatası. Senin bu hikayede en masum kişisin."
Gözlerini bana döndürdü. Gözleri yaşarmıştı.
"Başka birine nasıl güveneceğim şimdi?"
Sertçe yutkundum. Ne diyebilirdim ki? Evet. Kimseye güvenemeyeceksin artık. Tüm güven duygun alındı çünkü senden.
"Geçecek demeyecek misin?" Diye sordu alayla. Başımı cevap olarak olumsuz anlamda salladım. Güldü. "Herkes geçecek diyor. Zamanla unutacaksın diyor. Özgür bile. Zaman geçiyor Ülker ve...acı geçmiyor. Uyuyunca da geçmiyor. Eğlenincede. Gezince,kafamı dağıtmak için bir şeylerle uğraştığımda...geçmiyor. Yalan söylüyorlar bana."
"Ne yapılmasını istiyorsun Kağan?" Diye sordum. "Unutamayacaksın,bu acı geçmeyecek dememizi mi istiyorsun?"
"Evet." Dedi direkt. "Yalan duymak istemiyorum. Yalan istemiyorum artık hayatımda."
"Unutamayacaksın." Dedim. "Bu acı geçecek elbette. Ama zor. Haftalar aylar..belki yıllar. Hayatın devam edecek Kağan.."
"Siz devam edin hayata." Dedi. "Benim hayatım bitti."
Ayağa kalkıp sandalyeyi yanına çektim ve oturdum. Elimi omzuna koydum. "Mecbursun. Hayata devam etmeye mecbursun Kağan."
Başını başka tarafa çevirmişti. Bir süre bir şey demesini bekledim. Hiç bir şey diyeceği olmadığını anlayınca ayağa kalktım.
"Sonra görüşürüz o zaman." Dedim.
"Teşekkür ederim." Dedi tam arkamı dönmüş yürümeye başladığım sırada.
Ona döndüm. "Ne zaman istersen..konuşabiliriz biliyorsun dimi?"
"Biliyorum." Dedi. Gülümsedim ve onu orada yalnız bıraktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı "MAVİ"Olsun..
ספרות נוערÜlker,ablasının kumar borcu yüzünden bir işe girer. Bu iş sıradan,basit bir iş değildir. Hedefi birini tavlayıp mirastan onu mahrum etmektir. Ama bu iş sandığı kadar basit olmaz. Bir süre sonra ortalık iyice karışır ve gerçek oyun işte o zaman başla...