Sımsıkı kapadığım gözlerimi dudaklarımız ayrılınca açtım. Ne yapacağımı bilemeden öylece baka kalmıştım. Sonra kendime geldim. Bileğimi onun elinden kurtarıp arkamı döndüm ve hızlı hızlı yürümeye başladım. Herkesin bir şeyler dediğini duyuyordum. Ama dinleyemiyordum. Aslında umrumda da değildi.
Okuldan dışarıya çıkınca yürümemi yavaşlattım. Hala şoktaydım. Ellerimi dudaklarıma götürüp gözlerimi kapadım. Cidden öpmüş müydü beni? Özgür İnan? Beni öpmüştü?
Şaka gibi.
Okulun,herkesin önünde öpmesi daha da garipti. Herkes görmüştü. Herkes! Ama bunu hiç kafama takmıyordum. Şu an daha önemli konular beynimi meşgul ediyordu.
Ani bir korna sesiyle kendiliğimden kapanan gözlerimi açtım. Araba tam önümde durmuş kornaya basıyordu. Ne zaman yola çıktığımın bile farkında değildim. Kendimi toplayıp kenara çekildim ve arabanın geçmesine izin verdim. Kaldırımın ucuna gidip oturdum. Resmen kafam dağılmıştı. Ne yaptığımın farkında değildim.
Dizlerimi kendime çekip başımı yasladım. Kendi gelmeliydim. Bir öpücüktü. Bu kadar dağılamazdım.
"Ülker?"
Semih'in sesini duyunca başımı yavaşça kaldırıp ona baktım.
"Seni gördüğüme çok sevindim." Dedim gülümsemeye çalışarak. "Ama sanırım yalnız kalmam gerekiyor."
"Gel hadi." Deyip yanıma geldi. Kolumdan tutup ayağa kaldırdı. "Eve götüreyim seni."
Arabanın ön koltuğuna oturttu beni. Sonra yanıma geçip arabayı sürmeye başladı. Yol boyunca hiç bir şey söylemedi. Zaten bir şey söylese cevap verecek durumda değildim.
Eve kadar getirmeden otobüs durağında durdurdum onu. Birazcıkta yürüsem iyi olurdu aslında.
"Gördün mü?" Diye sordum arabadan inmeden önce. Hafif bir tebessüm etti.
"Herkes gördü."
Başımı onaylarcasına salladım.
"Üzgün görünüyorsun? Neden? Seni seviyormuş işte. Herkesin önünde öptüğüne göre."
Gülümsedim. Ona dönüp baktım. "Anlamıyorsun Semih." Dedim. "Beni seviyor. Bundan daha acı bir şey var mı?"
Bir şey demedi. Beni anlamak için gözlerime bakıyordu. Ona el sallayıp arabadan indim ve kafeye doğru yürümeye başladım. Göksu ile konuşmak istiyordum. Birine dersimi anlatmak istiyordum. Belki ağlamak.. Veya. O duyguyu anlatmak istiyordum.
Kafeye girince gözüme ilk çarpan Berkay oldu. Müşterilerle ilgileniyordu. Ondan dikkatimi çekip tezgaha çevirdim. Evet. Göksu oradaydı.
Yanına doğru ilerledim. Beni farkedince başını kaldırıp bana gülümsedi. Yanına gelip tezgaha yaslandım ve ona baktım.
"Ne oldu?" Diye sordu tek kaşını kaldırarak.
"Güzel.." Deyip durdum. "Kötü... Bir şey oldu."
Elini çenesine yaslayıp tezgaha yaslandı. Bir şey demedi. Devam etmemi bekliyordu.
"Beni.." Dedim fısıltı gibi bir sesle. "Okulun önünde,herkesin önünde yaptı bunu."
"Neyi?" Diye sordu.
Derin bir nefes aldım. "Öptü beni." Dedim tek seferde.
Gözlerini kocaman açıp yaslandığı yerde dikleşti. "Kim? Özgür mü?"
Başımı onaylarcasına sağladım. "Yok artık.!" Dedi inanamayarak. "Şaka mı yapıyorsun?"
Ona sert bir ifadeyle baktı. "Şaka?" Diye sordum. "Öyle mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı "MAVİ"Olsun..
Teen FictionÜlker,ablasının kumar borcu yüzünden bir işe girer. Bu iş sıradan,basit bir iş değildir. Hedefi birini tavlayıp mirastan onu mahrum etmektir. Ama bu iş sandığı kadar basit olmaz. Bir süre sonra ortalık iyice karışır ve gerçek oyun işte o zaman başla...