Kapıyı bininci kez çaldıktan sonra hala bir hareketlilik olmadığından sinirlendim ve yumruklamaya başladım.
"Abla!" Diye sesleniyordum aynı zamanda. Kapıyı yumruklamam işe yaramıştı.
Kapıyı açıp beni süzdü sonra hiçbirşey demeden salona geçti. Uykudan kalktığı belli oluyordu. Evimiz 1+1 olduğundan o salonda kalıyordu. Odada ben kalıyordum.
"Bu saatte daha yeni mi kalkıyorsun?" Dedim sertçe ve marketten aldığım bir kaç şeyi masaya bıraktım."Gece geç geldin dimi yine?"
"Kes!" Dedi otoriter sesiyle. "Ne yaparsam yaparım bana karışma. Sen işten bahset." Diyip kalktı ve lavaboya gidip yüzünü yıkamaya başladı.
"Asude İnan ile görüştüm." Dedim. Poşettekileri çıkarıp teker teker mutfağa koydum.
"Şu çok ünlü Asude İnan?" Diye sordu yanıma gelerek. Kafa salladım.
"O kadın senden ne isteyebilir ki?"
"Özgür İnan'ı hayatından çıkarmamı istiyor."
"Oha!" Dedi şaşkınlıkla. "Parası iyi mi bari?" Diye sorduğunda ona alayla baktım.
"Tek derdin para dimi? O Özgür denen çocuğu tavlayamazsam bizi öldürür. Diri diri gömer. Ama sen hala parasındasın" dedim ve ona birkaç adım yaklaştım. "Abla bu iş çok tehlikeli. Ama ben senin kumar borcun yüzünden bu işi kabul ettim ama sondu! Bu son iş dedik unutma. Bundan sonra kimseyi kandırmam,kimseyle oynamam. Son iş!"
Bir hışımla odama girip kapıyı sertçe kapadım. Hep böyleydi. Bencildi. Kendini düşünüyordu. Bu hayatta sadece ikimiz kalmıştık. Birbirimize sahip çıkmamış gerekti. Ama sadece ben ona sahip çıkıyordum. Bitmek bilmeyen kumar takıntısı yüzünden benim başım yanıyordu. Güçlü olmaya çalışıyordum,onun önünde ezilmemeyi.. Ama her seferinde onun için para bulmaya çalışırken buluyordum kendimi.
Sinirden elim ayağım titriyordu ve avucumun içi kaşınmaya başlamıştı. Sinirlenince hep böyle oluyordu.
Derin bir nefes almak için camı açtım. Mahallemizin havası pisti. Beni rahatlatmıyordu ama başka çarem mi vardı? Buna mahkumdum ben.
Kapımın tıklamasıyla arkamı döndüm. Kapı açılıp içeriye ablam girdi. Elinde telefonum vardı. Telefon sesim odaya yayılmışken yerimden kalkıp elinden telefonu aldım ve açtım.
"Ülker?"
Asude...
"Buyrun Asude hanım?" Diye sordum. Gerilmiştim.
"Şuan da spor salonuna gitmek için hazırlanıyor. Sende gidiyorsun adresi mesaj attım. Spor salonuna da kayıt yaptırdım."
"Peki. Adım ne peki?" Diye sordum. Genellikle bu işlerde adımı değiştiriyordum.
"Adın aynı. Değiştirmene gerek yok. Araştırma filan yapmaz zaten. O kadar dikkatli biri değil. Ama soyadın değişti. Karahan. Ülker Karahan. Git ve onu tavla."
Tam cevap verecekken yüzüme kapattı. Bu kadının havası kimeydi böyle?
"Ne diyor?" Dedi ablam. Yatağım kenarına oturmuş bana soru soran gözlerle bakıyordu.
"İş başlıyor!!" Dedim yalancıktan bir neşeyle. Dolabımı açıp spor salonuna uygun kıyafetler aramaya başladım. O kadar çok kıyafetim yoktu ama genellikle böyle işlerde kıyafetleri onlar veriyorlardı. Gayet sade bir tişört ve tayt alıp dolabı geri kapadım. Onları sırt çantama tıkarken ablam hala beni izliyordu.
"Ne bakıyorsun?" Diye sordum.
"Özgür İnan. 20 yaşında. Ali İnan'ın tek oğlu. Veliaht yani. Ali İnan tüm mirasını oğluna bırakmış. Asude İnan onu babasından uzaklaştırmanı istiyor çünkü Özgür giderse tüm miras Asude'nin olur.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı "MAVİ"Olsun..
Teen FictionÜlker,ablasının kumar borcu yüzünden bir işe girer. Bu iş sıradan,basit bir iş değildir. Hedefi birini tavlayıp mirastan onu mahrum etmektir. Ama bu iş sandığı kadar basit olmaz. Bir süre sonra ortalık iyice karışır ve gerçek oyun işte o zaman başla...