1. bölüm: ödül töreni

147 17 57
                                    

Oturduğum koltukta sabırsızca kıpırdanıp etrafıma tecrübesiz bakışlar atım.

Ben sabırsız olmayacaktım da kim olacaktı.

Bir salon dolusu ünlü ile aynı ortamda oturmuş ödül almayı bekliyordum.

Şike ile aldığımız ödül. Diye beni Düzelten iç sesim yada vicdanımı göz ardı etim.

Ne olmuş yani daha çok tanınayım diye jüri üyelerini para karşılığında beni yılın parlayan ismi seçmelerini sağladıysam.

Adam öldürmedim ya.

Sadece ufak bir oyun.

Aldığım derin nefesle inip kalkan göğüs kafesimle bu seferde sağ ve sol yanımda oturan isimlere baktım.

Kendimi oyalayacak bir şey arıyordum.

İnşallah bulurum.

Yoksa heyecandan bayılıp kalacam burada.

Sağ tarafımda atmışlı yaşlarında olan bir adam oturmuştu. Tanımadığım için gözlerimi ondan çektim.

Sol tarafımda oturan kişiye baktığımda işe siyah takım elbise içinde en fazla yirmili yaşların başında olduğunu tahmin ettiğim bir adam oturmuş, bir elini alt dudağına sürterek sahneyi inceliyordu.

Bu adamı daha önce görmüş olabilirdim.

Hem kim olduğunu hemde üstümdeki heyecanı bir tarafa bırakmak için kulağına doğru eğildim.

"Siz de mi ödül alacaksınız?" Sorduğum soru ile ilkilerek bana döndüğünde nefesimi tuttum.

Gördüğüm yüz bir daha unutamayacağım kadar iyiydi.

Dikkat çekici.

Çikolata kahvesi gözleri ateşe değmiş gibi hızlıca önüne dönünce yutkunarak yan çehresine baktım.

Musa Barlas,

Futbolcu,

Beşiktaş'ın yeni parlayan yüzü,

Bütün sosyal medyanın hayran olduğu adam,

Benim de.

Şimdi yanı başımda mı oturmuştu?

İşte şimdi bütün dikkatim dağılmıştı.

Koltuktan birazcık ona doğru kayıp Yine kulağına fısıldadım.

Kimse ne yaptığımı sorgulamasın.

"Fotoğraf çekine bilirmiyiz?" Sorduğum soru ile benden uzaklaşmak için Kendini biraz geriye çekip,

"Hanım efendi iki de bir kulağıma eğilmeyin lütfen." Derken ceketinin yakasını düzelti.

Heyecanla konuştum. "Ama ben sizin hayranınızım bütün Beşiktaş maçlarına geldim sizi görmek için ama nasip olmadı." Dedim morelim bozulmuştu hatırladığım şeyler ile, en son onu göreyim diye maç sonunda oyuncuları dışarıya çıkmasını yağan yağmura inat beklemiştim ama malesef ki onları yakalayamamış üstüne üstlük hasta olmuştum.

İç çekerek ona baktım "Kısmet bu güneymiş çekinelim mi?" Diye sordum istekli bir ses tonuyla.

"Ya sabır." Diyerek bakışlarını etrafta gezdirdi.

Onu bir kez bulmuştum fotraf çekinmeden bırakmazdım.

Kucağımada duran telefonumu elime alıp "Çekinelim mi?" Diye bir kez daha diretiğimde.

Yalan Paradoksu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin