2. bölüm: sosyal medya

74 13 57
                                    

"Hande bu görüntülere baktığında ne görüyorsun." Diyen kadın ekrana musa Barlas'ın telefonumu bana uzatığı videoyu getirdi.

Yanında oturmuş olan kadın, "yani bu görüntülere ve miray'ın oynadığı dizilerdeki performansına da baktığımda Musa Barlas ile aralarında bir şeyler olduğundan eminin."

Kadın şaşırarak "oyunculuğu ile nasıl bir alakası var ki Musa Barlas'ın?"

Kadın yüzüne bilmiş bir surat ifadesi takınıp "tatlım kızın oynadığı dizilerdeki performansına baktığımda şöyle ahım şahım bir oyunculuğu yok."

"Yani bu ödülü Musa Barlas sayesinde mi kazandığını ima ediyorsun?"

Kadın güler "ima değil başbağa öyle olduğunu söylüyorum." Dediğinde.

Televizyonun ekranı karardı. Elektrik mi gitmişti?

"Ay Yeter." Diyen ışıl'ın sesi ile ona döndüm.

Elindkei kumandayı sephanın üzerine bırakıp karşımdaki tekli koltuğa oturdu.

"Işıl niye kapattın televizyonu?" Ne güzel insanların benim hakkımda ki üretikleri komplo teorilerini dinliyordum.

Dün gece yaşadığım o rezaleten sonra daha fazla orda kalmamış, bir taksiye binip ışıl'ın evine gelmiştim.

Işıl ile yaklaşık iki, üç yıldır arkadaştık. dün akşam yanına gelmemin sebebi işe, onun çok ünlü bir magazin sitesinde magazin yazarı olması olmuştu.

Hakkımda çıkacak olan haberleri durdurması için yanına gelmiştim. malesef ki hiç bir şey yapanamştı bu konuda.

Yani rezil olmuştum.

Hemde iki, üç kişiye de değil 83 milyona rezil olmuştum.

Bütün sosyal medyanın diline düşmem yetmiyormuş gibi, oyunculuğuma da laf ediyorlardı.

Neymiş ben çok donuk oynuyormuşum.

musa Barlas ile aramızda bir şeyler olduğu için bana ödülü vermişler.

ben adamı hayatımda sadece bir kez görmeme rağmen sevgili olduğumuzu ida ediyorlardı!

Gerçekten de sosyal medya korkunç bir yerdi.

İnsanı vezir de ederdi rezil de.

Ben rezil olan guruptayım.

Bıkınca Saçlarıma sardığım havluyu çıkarıp, ıslak saçlarımın omuzumun üzerinde dağılmasını sağlayarak Kafamı ayıcığımın üzerine gömdüm.

"Saçlarını eski rengine döndürmüşün?" Diyen ışıl ile gözümün önüne düşen bir tutam kahverengi saçımı geriye yatırdım.

"Kafam dağılsın diye saçlarımı eski haline boyadım."

"Dağıldı mı?" Başımı hayır anlamında saladığımda, yüzüm ayıcığın tüylerine sürtünmüştü.

"Dağılmıştı da. daha ki, elime telefonumu alana tek." Mesaj kutumu dolduran hakaret yüklü mesajlar ile dünyam kararmıştı sanki.

"Ya sosyal medyayı boş ver sen." Söylediği şey o kadar da kolay değildi.

"Nasıl boş vereyim ki? herkes beni oyunculuğum ve sahnedeki yere düşme anımdan vuruyor."

O kadar da kötü bir oyunculuğum yoktu.

Var mıydı yoksa?

Olmasa insanlar neden seni eleştirisin ki?

Yalan Paradoksu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin