5. bölüm: planlar ve yalanlar

34 5 0
                                    

Düştüğüm yerden gözlerimi yumdum. Hayır bu gerçek olamazdı. Bunun gerçeklik ile yakından uzağa alakası yoktu. Büyük ihtimalle delirmiş olmalıyım değil evet evet Kendi hayali dünyamdan uydurduğum bir yansımaydı. "hanım efendi iyi misiniz?" Diyen sesin Sadece bilinç altımın bana kurmuş olduğu bir oyun olmasını diledim ve göz kapaklarımı iyice birbirine bastırdım.

"Hanım efendi." Diye tekrarlayan ses ile kirpiklerimi birbirinden ayırmam ile başımda durmuş endişe ile bana bakan Musa Barlas'ı görmem ile geri yumam aynı anda olmuştu.

Bu gerçek olamazdı o burda olamazdı.

Miyav'layarak kuçağımdan zıplayıp kaçan kedi ile az önce ağaçtan düştüğümü idrak etim ve Sırtımda yavaş yavaş hissetmeye başladığım acı ile gözlerimi geri açtım.
Allah'tan çok uzun bir ağaç değildi yoksa şimdi bir el fatihanızı almıştım.

"Hanım efendi..." Dediğinde bir kez daha iyi olup olmadığımı anlamaya çalışıyor gibiydi.

Başımda bir Musa Barlas'ın dikildiğini idrak ederek gözlerimi onun olduğu tarafa döndürdüğümde üzerime eğilmiş, endişe ile üzerimde çikolata kahvesi gözlerinin gezindiğini gördüm.

Yani gerçekti,

Buradaydı,

Ve bana bakıyordu.

"İyi misiniz, kalka bilecek misiniz, yardım edeyim mi?" Dediğinde yutkundum.

Musa Barlas buradaydı gerçekti.

Zihnimin bana kurmuş olduğu bir ilizyon gösterisi değildi gerçekti.

Ama bu nasıl olabilirdi ki,

Onun burda ne işi vardı?

"Endişelenmeye başlıyorum," dediğinde.

Onu daha fazla endişelendirmemek için Dudaklarımı ıslatıp "iyiyim." Dedim.

Sırt üstü düştüğüm yerden kalkmak için ellerim ile yere baskı uygulayarak ayağı kalktım. Ayağı kalkmam ile Sırtımda hisettiğim ağrı ile inleyerek bir elimi ağaca yaşlandım.

"Ne oldu sırtın mı ağrıdı?" Diyen şahısa bir bakış attığımda. Son defa gördüğümden tesat bir şekilde yüzünü yeni tras etiğini beli edercesine yüzü parlıyordu, siyah saçları yataktan yeni kalkmış gibi bir birine girmişti, duruşunun biraz yamuk olduğunu fark edince sol kolunun altındaki değnekten destek alarak ayakta durduğunu fark ettim. bakışlarımı biraz daha aşağı indirdiğimde sağ ayağının alçıya alındığını gördüm.

Sakatlığı gerçekten de ciddi olmalıydı...

"İyi misiniz, bir yeriniz ağrıyor mu? Ağrıyorsa araba hemen yan tarafta hastaneye gidebiliriz?" Diyen adama baktım.

Senin burda ne işin var?

Bir daha göreceğimi düşünmediğim adam iki üç adım ilerimde benden bir cevap beklercesine duruyordu. Şaka olmalıydı ama değildi.

"İyiyim." Diye geçiştirdim. Biran önce onun burdan uzaklaşmasını ve hisettiğim acıyı rahat bir şekilde en azından yaşamak istiyordum. O karşımda böyle dururken kendimi rahat bırakamıyordum.

"pek iyi gibi görünmüyorsunuz isterseniz hastaneye gidip bir doktora görünelim içimiz rahat eder?" Son derece nazik ve benim için endişelenmiş gibi davranıyordu, ödül töreninde olduğundan tam tersi bir şekilde. Sırtım ağrıyordu evet ama onun beni hastaneye götürmesine gerek yoktu ben kendim giderdim.

"gerek Yok." Diyerek kestirip attım teklifini

Emin olmak istercesine "emin misiniz?" Diye sordu.

"Evet." Diyerek ağacın gövdesine yasladım. sırtım Feci şekilde ağrıyordu. İnşallah kırırlmamıstır.

Yalan Paradoksu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin