Işıl'dan
Mesleğimin en zor yanını sorsalar hiç şüphesiz sahada magazin haberi yakalamak için insanların peşinden koştuğum anları gösterirdim. Ve
Dünden beri o ünlünün peşinden koştuğum yetmemiş gibi ele tutulur hiç Bir haber yakalamamıştım. Off'ladım şimdi başka bir haber ara da dur.Saçlarımı geriye savurup eve giden yokuştan inmeye başladım. Eve erkenden dönmemin sebebi, Dün gece çicek teyze arayıp bir şeyler anlatmıştı ama hiç bir şey anlamamıştım. Ev demişti, sütlaç demişti. ağzında bir şeyler geveleyip geri kapatmıştı. Biran önce eve gitsen iyi olacaktı.
Başımı kaldırıp karşıya baktığımda başı önünde bana doğru gelen Nebahat teyzeyi görmem ile korku ile kafamı önüme eğip sarı saçlarımı elim ile dağıtıp yüzümü kapatmaya çalıştım.
Bu kadın deliydi. Başbağa deliydi. O gün evden ayrıldıktan sonra nasıl yaptı nasıl buldu bilmiyorum ama cep telefonu numaramı bulmuş sabah akşam beni rahatız ediyordu.
Telefonuma oğlunun fotraflarını yolamaktan tutun da oğlunun numarasını atmaktan çıkın her gün tonlarca mesaj yoluyordu.
İlk önce engelli basmayı düşünmüştüm. ama sonrasında komşumuz olduğu için ayıp olacağını düşünerek sessize almakla yetinmiştim.
Zorla oğlunu bana kakalayacaktı.
Aramızdaki mesafe gittikçe kapanmaya başladığında adımlarımı daha da hızlı atıp tam yanından geçiyordum ki "kız ışıl." Demesiyle beni fark etmesin diye verdiğim çaba sona ermişti.
"Kız niye öyle hayalet gibi ortalıkta geziyorsun?" Diyen kadın elini koluma atmıştı.
Kendime söverek ona döndüğümde yapmacık bir gülümseme ile "a Nebahat teyze sen miydin hiç fark etmedim ya?" Kurduğum cümleler ile kolumdaki elini geri çekip, "bende seni arıyordum kız."
Yüzümdeki gülümseme ile "Allah Allah neden ki?"
"Bizim oğlan bu gün evde dedim Bizim kızı götüreyim bir tanışıp konuşsunlar."
Hay ben...
Hemen bir bahane bularak "benim çok isim var Nebahat teyze." Ondan kaçmanın yolunu arayarak "ben şimdi o işlerimi halledeyim sonra belki başka bir güne hı?" Kaşlarımı yukarıya kaldırarak inandırıcı olmasını umduğum bir yüz ifadesi ile ona baktım.
Bu günde bu kadından kurtulursam sonrasında zaten İstanbul'a dönecektim.
Başını olumsuz anlamda iki yana sallayarak "vallahi seni bir kez bulmuşum hiç bırakır mıyım?" Bırakmazdı.
Benim ne düşündüğümü, ne hisetiğimi umursamadan koluma girdiği gibi beni kendisi ile sürüklemeye başladığında çantamın omzumdan kaymasını son anda elim ile tutarak engelleyip kocaman açtığım gözlerim ile ona baktığımda umursamaz tavrını takınarak Yola bakıyordu.
ne yapacağımı bilemeyerek ağzımı açıp bir şeyler söylemeye çalıştım ama olmadı çünkü kuracağım hiç bir cümlenin onun üzerinde bir etkiye sahip olamayacağını biliyordum.
Ah Miray ah başıma sardığın şeye bak.
Ama ben sana yapacağımı biliyorum.
"Nebahat teyze ya bari kolumu bırak." Diye sitem etiğimde elini çekmedi ama tutuşunu gevşeti.
Nasıl bir belayanın içine düşmüştüm ben şimdi?
***
Bizim kaldığımız eve benzeyen bir evin önüne geldiğimizde bahçe kapısını açıp ikimizi de içeriye soktu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan Paradoksu
Novela JuvenilDedim ya, ben bir yalan paradoksu'ydum. hep başa saran yalanlar uydururdum .