Üç gün sonra.
"seni de kulaklarından astık Özür dilerim." Diyerek ayıcığıma üzgün bir bakış atım. Kurutma makinesine atmama rahmen hala ıslak olan ayıcığı kurutmak için son çare dışarıdaki çamaşır ipine kulaklarını mandal ile aşmıştım.
"Ne yapalım artık senin de benim gibi bir manyağın elinden çekeceğin varmış." Tepki vermeyeğini bildiğim halde karşısında durmuş açıklama yapıyordum. Biri görse ismim deliye çıkardı.
"Sensiz de uyumak hiç güzel değil." Tek başıma uyumayı beceremiyordum. Bir bu tarafa bir o tarafa dönerek sabahı getiriyordum.
Dün gece yorgunluktan artık son çare ışıl'ın odasına gidip onunla uyumaya çalışmıştım ama Sadece çalışmakla kalmıştım. Işıl uyurken bile yerinde durmuyordu. Bir o yana yana bir bu yana dönmüş en son okalı bir Tokat atmıştı yanağıma.
Tabi ben Tokat'ın etkisi ile Zaten tek kişilik küçük olan yataktan yere düşmüştüm. Benim boylu boyunca yere yapışmam bile ışıl hanımı uyandırmamış yanağımdaki acı ile odama geri dönmüştüm.
"Vallah kimse senin yerini tutmuyor ayıcık. bir an önce kuru da rahat bir uygu çekeyim." Derken yere çömelip oturup elimi sol yanağımın altına koyarak ayıcığa baktım. Acaba ne kadar süre sonra korurdu?
Off'layarak gözlerimi etrafta gezdirdim kim dedi ki bana git bir ayıcığa bağlan diye? Al şimdi uyuya mıyorum.
Evdede yanına gidip yapabileceğim kimse yoktu ki? Bir ışıl vardı oda dövmekten beter etmişti beni.
Yan taraftan gelen açılan kapı sesi ile o tarafa baktım.
Açılan kapıdan dışarıya Baştan aşağı siyahlara bürünmüş bir şekilde Musa Barlas çıkmıştı.
En son onu bana elma şekeri verdiği gün görmüştüm. Ve bu aradan sonra onu görmek bir garip hisetirmisti.
Garip...
Benim onu izlediğimi fark etmeyen Musa Barlas biraz ilerideki ağacın altında ki şişme koltuğa oturup deyneğini ağaca yaslayıp elinde tuttuğunu yeni far ettiğim kitapı açıp okumaya başladı.
Gözlerimi kısrak ona baktım acaba onunla uyumak nasıl bir his. Diye bilinçsizce düşünmeye başladım kesinlikle ışıl'a uyumaktan daha iyidir dediğimde dudağımın kenarı kıvrıldı. Kokusu mesela kokusunu hiç bilmiyirdum ne kokuyordu? Diye düşünürken kafamı fazla eğmiş olmalıyım ki yanağımdan Kayan elim ile daldığım gavlet kokan düşüncelerden sıyrıldım.
Neler düşmüştüm ben az önce?
Kokusu ve onunla uyumak nasıl hisetir mi?
"Salak mısın sen Ahu!" Diye kendime kızarak oturduğum yerden kalktım "bize ne bunlardan!" Diye de ekleyip eve doğru yürüdüm. Aptal aptal düşünceler.
"Elin adamını ile uyumayı düşünüyorsun tövbe tövbe." Diye kendime kızarak eve doğru yürüyordum ki "kızım Ahu." Diyen Esma teyze ile çitlerin diyer tarafına baktım yetmiş yaşında olan Esma teyze ile bir kaç gün önce tanışmıştık.
Elma ağacının altında oturmuş melisa'nın verdiği kitap'ı anlayarak okumaya çalıştığım bir anda karşımda belirmişti bana elimdeki kitapı anlayarak okuya bilmem için yardım edeceğini söylemiş. Gerçekten de bu üç gün içinde her gün beni yanına çağırıp verdiği sözü tutmuştu.
"buyur Esma teyze?" Diye sordum. eşi ile birlikte tek başlarına yaşadıklarını iki oğulları bir de kızlarının olmasına rağmen sadece telefon ile onlarla konuşa bildiklerini de çay içerken anlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan Paradoksu
Ficção AdolescenteDedim ya, ben bir yalan paradoksu'ydum. hep başa saran yalanlar uydururdum .