28. bölüm: isteme

8 4 4
                                    

Elimi giydiğim beyaz kare yaka uzun kollu ve bileklerimin biraz aşağısında biten elbisemin üzerinde gezdirdim.

Elimi giydiğim beyaz kare yaka uzun kollu ve bileklerimin biraz aşağısında biten elbisemin üzerinde gezdirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu elbisemi ne zaman aldığımı ve buraya getirdiğimi bile hatırlamıyordum ama tam da bu güne uymuştu.

Benim hayatımda hiç bir şey planlı gelişmezdi hep bir spontane geliştirdi ve şuanda aynısı oluyordu. Spontane.

Saçlarımı hafifçe dalgalı yapmış yüzümede hafif dokunuşlar yapmıştım.

Çalan kapı sesi ile gözlerimi aynadaki yansımamdan ayırıp odanın kapısına baktım. Geldiler.

Kapı açılma sesi ve arkasından iki üç saniye sonra gelen  Babamın "Miray." Diye bağırması ile odadan çıkıp sesinin geldiği koidorun başına doğru yürüdüm. "Efendim." Camın karşısında durmuş yine yağmaya başlayan yağmuru izliyordu. Sesimi duyması ile bana doğru dönmüş baştan aşağı bir kez bani süzerkem kaşını yukarıya doğru kaldırmıştı.

Verdiği tepkiye karşı "beğenmedin mi?" Bakışlarımı bir üzerimdeki elbiseye değdirip geri ona baktığımda
Başını hayır anlamında sağlayıp "tam aksine fazla güzel olmuşsun Miray." Söylediği şey ile dudağımın kenarı kıvrıldı. "Şey kapı çaldı az önce kim geldi." Elini önemsiz birşey der gibi sağlayarak "sipariş etiğim şeyler gelmişti aldım ben." Dediğinde başımı salladım "ben bir bakayım o zaman mutfağa eksim, meksik varmı diye."

"Bak bakalım." Sırtımı ona dönüp mutfağa doğru yürüyecektim ki "miray." Diye bana seslenerek beni durdurmuştu.

Ona geri dönüp ne diyeceğini merak ederek yüzüne baktığımda bana doğru geldi. Hep buz gibi olan bakışları bu sefer belki de ilk defa merhamet kırıntılarına ev sahipliği yaparak bana bakıyordu. Bir elini koluma doğru atıp "Belki bu zamana kadar hiç baba kız gibi olamadık ikimiz de. Hep bir resmiyet vardı aramızda," söyleyeceği şeyleri toparlar gibi derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti "ama kızım bilki sen benim bu dünyadaki tek varlığımızın. Ne kadar bunu çoğu zaman hata hiç göstermesem de seni herşeyden çok seviyorum." Dediğinde bakışlarımı ondan kaçırdım.

O gün lunaparktan beni alıp eve götürdüğünde sanki bir tek annem gitmemişti o da gitmişti. onun gidişi annemin gibi bedenen değildi Belki ama ruhen aramıza milyonlarca buz kütlesi koymuştu. O günden sonra ne o eski adam olup beni sevip öpmüstü, ne de ben ona karşı böyle bir beklentinin içine girmiştim.

Çünkü ben o gün onu da kaybettiğimi çok sonradan da olsa anlamıştım.

Çoğu zaman varlığım ile yokluğum bile onun için aynı olmuştu ondan oyunculuğu seçmiştim hem onun tarafından görülmek, hemde insanlar tarafından sevilmek için.

Elim ile gözümden akmak için hazırlık yapan yaşı silip ona baktığımda beni kollarının Arasına aldı. Öylece odun gibi şaşkınca dikildim ne kolarımı ona sarabilecek gücü, nede geri çekilecek gücü kendimde bulabildim.

Yalan Paradoksu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin