İnsan bu hayata en çok neyden kaçarsa yine ona yakalanıyordu.
Sanki hayat oyunu önceden olacakları tasarlanmış gibi, başımı hangi tarafa çevirsem onu görüyordum.
Neden?
Yaptığım oyunun sonucu olarak mı?
Yoksa başka bir nedeni mi vardı?
Oturduğum masanın diyer ucunda oturan adama bakmamak için büyük bir çaba sarf ediyordum.
İki de bir bir yerlerden çıkması yetmiyormuş gibi bir de Çicek teyzenin oğlu çıkmıştı.
Şaşılacak şey di doğrusu onun babamın en yakın arkadaşının Oğlu olması ve babamın beni onun babasına emanet etmesi şaşılacak şeydi.
O gece sahnedeki kişinin Musa Barlas olduğunu babam bilmiyor muydu ki beni tam da onun burnunun ucuna getirmişti.
Bilerek mi yapmıştı yoksa bilmeyerek mi?
Tabağımdaki Ete çatalım ile işgence etmemi durduran şey ışıl'ın masanın altında ayağı ile ayağıma vurması olmuştu.
Ona baktığımda kaş göz işareti ile tabağımı gözdermesi ile elimdeki çatalı tapağın kenarına bırakıp önümdeki sudan bir yudum içtim.
"Ee kızım sen hiç bir şey yemiyorsun?" Diyen çicek teyze'ye baktım.
Olan olaylar iştah bırakmamıştı ki.
"Efendim pek aç hisetmiyorum kendimi." Gerçekten de öyleydi sabahtan beri doğru dürüst bir şey yememe rağmen iştahım yoktu.
Kınarcasına yüzüme baktı "yoksa yemeklerimi mi beğenmedim istersen başka bir şeyler hazırlaya bilirim?" Durumu düzeltmek için "hayır, hayır, hepsi birbirinden güzel sadece pek iştahım yok." Diye kendimi açıklamaya çalıştığımda Necip amcanın araya girdi "itiraz etme çicek, kız istese yer." Diye beni savunduğun da çiçek teyze "iyi peki madem de sormayı unuttum siz nereye kayıp oldunuz bir saat evin önünde sizi bekledim" diyen çicek teyze'ye ışıl ağzı dolu bir şekilde cevap verdi.
"Hastaneye gitmiştik Çicek teyze." Dediğinde "hastane mi?" Diye Musa Barlas lafa atladı.
"Evet." Diyen ışıl'ın susması için ayağına vurdum.
"Bana iyi olduğunuzu söylemiştiniz?" Dediğinde, "Kontrol amaçlı." Diye yalan uydurdum.
"Ne oluyor Musa Barlas?" Diyen çicek teyze'ye. Musa Barlas, "Anne Beşiktaş ağaca çıkmıştı hanım efendi de onu oradan kurtarmaya çalışırken ağaçtan düştü." Diye açıkladığında çiçek teyze endişe ile bana baktı.
"Şimdi iyi misin kızım?"Başımı sağlamakla yetindim.
Beşiktaş mı?
Kim kedisinin ismini Beşiktaş koyardı ki?
Musa Barlas.
"Kedinizin ismi ne kadar da değişikmiş ?" Diye soran ışıl masaya kolarını yaşlayarak Musa Barlas'ın olduğu tarafa bakıyordu.
Musa Barlas'ın yarım ağız gülerek önündeki tapağı inceleyerek konuşmaya başladı.
"İlk gol atığım gün doğmuştu Beşiktaş o günü unutmamak için ismini Beşiktaş koydum."
"Hmm anladım. Geçmis olsun bu arada ayağınızın durumu nasıl, futbola devam edecek misiniz?" Diye sorularını sıraladığın da asıl amacının Musa Barlas'ın durumunu öğrenmek değilde yapacağı haberler olduğunu anladım.
"Belli bir süre sahalara dönemiyeceğim ondan sonrasını da Allah bilir hakkımızda ne hayırlıysa." Deyip boşluğa daldığında bu durumun onun için oldukça kötü bir durum olduğunu anladım. Kariyerinin en parlak döneminde sakatlanması oldukça zor olmalıydı onun için.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan Paradoksu
Teen FictionDedim ya, ben bir yalan paradoksu'ydum. hep başa saran yalanlar uydururdum .