Bölüm 13

352 18 0
                                    

Selam...

Bugün yazarınızın doğum günü olması sebebiyle bölüm erkenden geldi. Benim size hediyem ❤️

Yorum yapan, oylayan, zaman ayırıp okuyan her birinize teşekkür ederim 😊

İyi okumalar...

                                                                                           🌞

Egemen'in krizden sonra neden odasından çıkmadığını şimdi daha iyi anlıyorum. Kendimi bitik, güçsüz, aciz hissediyorum.

Gözlerimi açmaya dahi gücüm yok. Miniğimle bile konuşmak ilk kez zor geldi. Korkmuş ve ağlamaklı yüzünü görünce son gücümü konuşurken tükettim.

Aslında uyumuyorum. Annemin ağlamaktan çıkan pürüzlü sesini, Ardıl'ın annem sakinleşsin diye söylediklerini, Erdeniz'in odada attığı voltalarını hatta babamın sessizliğini bile duyuyorum. Ama duymaktan başka bir şey yapamıyorum.

"Şu siktiğimin hastanesin de neden kimse gelmiyor."

"Erdeniz!"

"Anne şu halde bile küfüre tepki veriyorsun ya helal olsun sana."

Annemle Erdeniz tartışırken ben de gözlerimi açmaya zorluyorum. Gözlerimi açmaya çalışırken sürekli "sen güçsüz değilsin, toparlan" diye kendimi telkin ettim.

Rahatsız eden ışığı görünce başarılı olduğumu anladım.

Babam başucuma gelip, saçlarımı okşayarak bana seslenince kendimden utandım. Yine sarsılmaz, o güçlü dedikleri adam, gözlerinde büyüttükleri Pars'ı yıktım.

Annem gelip "nasıl hissediyorsun birtanem" diye sorunca "iyiyim" diye yanıtladım. Ama yanıtlamaz olsaydım. O pürüzlü, iğrenç ses benden çıkmış olamaz.

Ardıl doktoru çağırmak için çıktı odadan. Odada ki eksik kişileri sorunca hepsi başını eğdi.

Kendi babasının karşısın da bile başı dik adam benim sorum yüzünden başını eğdi. Egemen'e ya da Güneş'e bir şey mi oldu ki?

"Anne baba, ne oluyor? İyiler mi?"

Annem başını eğdiği yerden kaldırmadan "iyiler" dese de inanmadım. Sesimi biraz daha yükseltip "neredeler o zaman" diye sordum.

Erdeniz sıktığım ellerimi tuttu. Kendime yine zarar vermemden korktu. Kriz anında ellerimi parçalamışım. Hiç farkında bile olmadım.

"İyiler abi, sadece yaptığımız şeyden dolayı utanıyoruz. Ondan bu halimiz."

Ne yaptıklarını sorunca aldığım cevapla donakaldım. Ne demek o an Güneş'i unuttuk.

Bulmak için en iğrenç adamlara katlanan ailem buldukları kızlarını nasıl unuturlar.

"Bakma bize öyle, sıpa. Arabadayken son anda kafama dank etti. Egemen'i yolladım yanına. Hem sen dökül bakayım. Ne oldu da bu hale geldin?"

Babama "önemli bir şey yok" deyip annemi gösterdim. Anlamış olacak ki başını çok hafif onaylar anlamda salladı. Anlamaz diye tedirgindim.

Babam telefonun da bir şeyler yapıp hızla pantolonunun cebine attı. Birkaç saniye sonra Erdeniz'in telefon sesi duyuldu.

Telefona baktıktan birkaç dakika sonra anneme "anne hadi kantine inelim, hem biraz hava al, hem de bir şeyler alalım" deyince çaktım.

Babam annemi yollamak için Erdeniz'den yardım aldı. Kendisi laf geçiremeyeceğini biliyor tabi.

"Doktor gelsin, gitsin ineriz bebeğim."

Cehennemde Doğan GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin