Bölüm 25

337 14 5
                                    

Bir haftanın sonunda kurtulduk hastaneden. Benim yüzümden ailem de perişan oldu.

Onları yanımda istememem, beni o şekilde bulmaları, hastalığımı öğrenmemiz çok üzdü hepsini.

Hastane de hastalığımı anlattıklarında ben de çok üzüldüm. O adam bana hep güneş seni yakar diye korkuturdu. Ben de hep güneşin olmadığı odalar da kalırdım gündüzleri.

Misafir odası ormanlık tarafına baktığı için pek güneş almazdı. O odada çok rahattım bu yüzden. Kendi odam direk güneş aldığı için de güneşliği açamazdım.

Bu yaşıma kadar hep kaçtım güneşten. Güneş en tepedeyken odamda olurum hep. Ailem sorgulamadı bu durumumu hiç. OKB hastalığıma yordular büyük ihtimalle.

Şimdi düşününce o adam büyük ihtimalle hastalığımı biliyordu. Hastalığım ona fırsat olmuş olacak ki beş yaşımdan beri beni hep böyle korkuturdu.

Hatta hayal meyal hatırlıyorum üç dört yaşlarındayken elimi güneşe tutunca canım çok acımıştı.

O yüzden kaçtım hep ta ki bir hafta önceye kadar. Gerçi yine kaçınırdım ama elimde olmayan bir sebep yüzünden çıkmak zorunda kaldım.

Araba evin önünde durunca her biri teker teker indi arabadan. Sadece babam ve ben kaldık. Babamın kucağında geldim hastaneden eve.

Kalabalık ailemiz olduğu için bana yer kalmamış. Ya da beni kucağına almak için bahane bulmuş da olabilir. Yerim rahat olduğu için sorgulamadım.

"Gözümün nuru, halimden memnunum ama sence de inmemiz gerekmez mi?"

"Şey, babacığım..."

"Aklından neler geçiyor Pars abin gibi tahmin edemem. Ama eğer anlatırsan hiç sesimi çıkarmadan dinlerim. Yeter ki ne olursa olsun babana gelmekten çekinme. Baban her an arkanda güzel kızım. Anlaştık mı?"

Başımla onaylayınca yanaklarımı kokumu içime çekerek öptü. Bir haftadır hayatımda hiç öpülmediğim kadar öpüldüm. Yanaklarım neredeyse hiç boş kalmadı.

Öpülmek nasıl bir hismiş ailem sayesinde anladım. Her saniye öpseler bıkmam.

Ufak adımlarla indim arabadan. Hastaneden akşam olunca çıktık. O yüzden şuan dışarıda olmam sorun olmuyor benim için.

Bahçeyi görür görmez içime sıkıntı çöktü. İlk kez içeri girmek istemiyorum. İlk kez evim dediğim yerden korkuyorum. Kimseye de diyemiyorum üzülürler diye.

"Miniğim, korkma olur mu? Annemiz, babamız, abilerin varken sana hiçbir şey olmaz. Sen çok güçlü bir kızsın. Korkmadan girelim evimize beraber, olur mu?"

Pars abime minnetle gülümsedim. O beni hep anlar. O gece neden yalnız bıraktı hala bilmiyorum ve ona hala kırgınım. Ama böyle yaptıkça kırgınlığım uçup gidiyor.

Birinin elini tutsam diğerinin kırılacağını bildiğim için derin bir nefes alıp bahçe kapısından içeri tek başıma girdim.

Gücümü ailemden alacağım artık. Arkamda beni hep seven, destekleyen ailem olduğunu bir an olsun unutmayacağım.

Başım dik bir şekilde geldim evin dış kapısının önüne. Kapıda Nefes'le, Pamuk teyzem karşıladı bizi. Pamuk teyzemi de çok yordum bu süreçte.

Hastane yemekleri tatsız tutsuz olduğu için üç öğün yemek pişirip yolladı hastaneye. Onun da hakkını ödeyemem hiçbir zaman.

"Yuvana hoş geldin Güneş. Geçmiş olsun canım."

Cehennemde Doğan GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin