Bölüm 33

113 4 0
                                    

Bir haftadır Fransa’nın havası soluyoruz. Şuan oturma odasında Pars abim, Güneş, ablam, eniştem ve Egemen abimle beraber oturuyoruz.

Egemen abim burada olduğumuzu duyunca gelmek istedi. Ablam biraz çekinse de kabul etti. Abim sinir hastası olduğu için tepkisinden korktu.

Egemen abim tedavi olduğu için hastalığından eser kalmamıştı. Ablama bunu söylemeyi unutmuşuz.

Egemen abim gelir gelmez ablamla özlem giderince ablam şaşırdı. Bize “bunun Egemen olduğuna emin miyiz” diye sorunca haline gülüştük.

Yarım bir sevinç olsa da, eksiklerimize rağmen yine de mutluyuz.

Pars abim eniştemi alıp birkaç saatliğine bir yere gitti. Biz de o boşluğu ablamın şirketine giderek değerlendirdik.

Ablamın parfüm üretimi yapan bir şirketi var. Bize “kendi kokunuzu kendiniz tasarlayın, size özel kokunuz olsun istiyorum” deyince güzel gözlüm çok heveslendi. Biz de onu kıramadık.

Eniştemin arabasıyla gittik şirkete. Akşam gittiğimiz için şirket boştu. Bizi üretim yapılan yere götürdü.

Burada birkaç kişi vardı. Abimle bana yardım ettiler bu konuda. Ablam kardeşimin kokusunu ben yapmak istiyorum deyince güzel gözlüm ellerini çırparak sevindi.

Yaşı kaç olursa olsun hala çocuk gibi seviniyor. Onun bu halini görünce öpmeden duramıyoruz bizde.

Bir saatlik uğraşın ardından her birimizin kendisine ait bir kokusu var artık. Ablam bittikçe yollayacağını artık başka parfüm kullanmamız gerektiğini söyledi.

Bedava parfüm bulmuşuz hem de bize özel kokusu. Kaçırır mıyız hiç bu fırsatı.

Ben ağır parfümler sevmediğim için hafif kokuları seçtim. Egemen abimin kokusu nane kokusunu andırıyor. Pars abimin ki de yağmurdan sonra gelen toprak kokusuna benziyordu. Güzel gözlümün ki de çiçek kokuyor.

Ablamdan daha sonrası için Ada’ya da tasarlamasını istedim. Her şeyimi bildiği için “o iş ben de” deyip göz kırptı. Şuan isterdim yapmasını ama kardeşimize yaparken çok yoruldu. Haliyle isteyemedim.

Şirketten sonra ablamın yönlendirmesiyle soluğu lüks bir Fransız restoranda aldık. Akşam yemeğini burada yiyeceğiz. Abimle eniştem gelip her birimize sarıldı. Ablamla güzel gözlümü öpüp yerlerine oturdular.

Pars abim iki kız kardeşini iki yanına aldı. Ben Egemen abim ve eniştem de karşılarına oturduk.

Yemek siparişi verdikten sonra Güneş hevesli bir şekilde “bak babam ablam bana parfüm yaptı” deyip parfümünü abime gösterdi.

Babam yokken Pars abime baba demesini ilk duyduğumuzda yadırgamıştık sonuçta bir babamız var.

Ama son olaylardan sonra babamdan daha fazla babalık yaptığı için yadırgadığımız için kendimizden utandık. Abim kardeşime daha fazla babalık yapıyor.

Babam konu gözünün nuru olunca ne yapacağını bilemiyor. Sürekli bocalıyor. O yüzden de hata üstüne hata yapıyor.

“Bunu çok sıkma güzel kızım. Bebek kokunu bastırmasın.”

“Kıskanç.”

“Sus cadı sen. Abiye yok mu?”

Güneş diğer parfümü de çıkarıp “seni hiç unutur muyuz” deyip yanaklarını öpüp parfümünü uzattı. Abim kokuyu beğenmiş olacak ki dudakları iki yana kıvrıldı.

Ablamı öpüp “teşekkür ederim güzelim, çok güzel kokuyor” dedi. Sonra da kızını sımsıkı öpüp “senin ki de çok güzel olmuş kızım, baban biraz kıskandı kokunu bastıracak diye” diyerek gönlünü rahatlattı iki kardeşinin de. Beğenmedi diye biraz bozulmuşlardı.

Güneş lavaboya gidince ablam abime gidip baktın mı diye sordu. Biz Egemen abimle mevzuyu bilmediğimiz için ne mevzusu var diye sorduk. Aldığımız yanıtla ne diyeceğimizi bilemedik.

Abim Güneş’in adına ev ve hisse almış. Aslında bizim şirketlerde ve diğer her bir otelde, avmler de, hatta annemin şirketinde bile hissemiz var.

Abime neden gerek gördüğünü sorduk. Sinirle “o sikik kızımın payına da gözünü diker güvenmem bundan sonra ona, o yüzden geleceğini güvenceye almam lazımdı” deyince ortama gerginlik hâkim oldu.

Ablam her zaman olduğu gibi yine gerginliği dağıttı. Neşeyle gelen güzel gözlümle beraber kaybolan neşemiz yerine geri geldi.

Biz biraz gezip eve geçerken hepsinden gizli geldiğimden beri anneme mesajlar atıyorum.

Ablamı, eniştemi ve bizi çok merak ediyordu. Babam bize biraz kızgın onların evine nasıl gidersiniz diye. Hala affedemiyor kaçıp gitmesini.

Annem daha ılımlı ama babam bir de annem gelirse daha üzülür diye gelemiyor. O yüzden haberleri benden alıyor.

Aslında iki gün sonra annemle babam da gelecek. Henüz benden ve annemle babamdan başka kimse bilmiyor.

Annem Güneş’i bahane edip babamı buraya gelmeye ikna etti. Onlar otele yerleşecek. Yerleştikten sonra da biz gideceğiz.

Hamile olduğunu duyunca babam anında yumuşar. Yani biz buna inanıyoruz.

Sevgiyle kalın ❤️

Cehennemde Doğan GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin