Bölüm 35

97 5 0
                                    

13 K 🎉

Okuyan gözlerinizden öperim sizi

Minik kızım 3 Mart'ta, yani bugün reşit oluyor. Annem ona büyük bir doğum günü partisi düzenlemek istediğin de kesin bir dille reddetti. Sebebini sorduğumda ailemle geçirmek istiyorum bu günümü dedi. Tabi ki buna ancak ailemizi inandırır, ben asla inanmadım.

İki gün önce yatmak üzereyken minik kızım gelip utana sıkıla benden Erdeniz şerefsizini de çağırmak istediğini söyledi. Bu istek beni sinirlendirse de bir şey diyemedim.

Bana "babam biliyorum onu istemediğini, ben de bir türlü affedemiyorum ama ailemizden birisi o, daha fazla ayrı kalmasın ailemizden, yine konuşmazsın hatta ben de konuşmam ama onu daha fazla yalnızlıkla sınamayalım" deyince hak verdim.

Benim minik kızım abisi olacak pezevenkten daha olgun. Bugün bir yıl sonra o sikik herifi göreceğiz.

Şeyma da benim gibi gergin. Onunla konuştuğum da boşanmaktan vazgeçmeyeceğini söylemişti. Babam yüzünden kalıyormuş evde. İsterse babamla konuşabilirim deyince "boş ver abi, Kaya babam gözüyle görsün bizden olmayacağını, sen dersen beni suçlu bulabilir" dedi. Yine babam, yine hataları...

Herkes doğum günü hazırlıklarıyla uğraşırken babamla ben de çalışma odasında işleri hallediyoruz.

Minik kızım hediye, süsleme falan istemediği için benim bir şey yapmama gerek kalmadı. Sadece pastasını sipariş verdim.

Babam şirketlerinin kâr yaptığını gördükçe homurdanıyor. Benim başında durduğun şirketin daha fazla kâr yaptığını görünce "Egemen iyi iş çıkarmış" dedi.

Kahkaha atasım geldi dediğine. Hala bana takık aldığım hisse ve ev konusunda. "Hı hı, tabi. Egemen çok iyi iş çıkardı şirkete hiç gelmeyerek" dememe sadece homurdandı.

Haklı çıkmama sinir oluyor. Babamı sinir etmekte benim hoşuma gidiyor. Garip bir baba oğul ilişkimiz var.

Egemen şirkete gelmeyi bırak önünden bile geçmedi. Ablası, kardeşi ve yeğeniyle vakit geçiriyor sürekli.

Avm de çıkan bir sorunla uğraşırken babamın telefonu çaldı. Kim aradıysa babam karşı tarafı dinledi sadece.

Telefonu kapatmadan bana hadi der gibi eliyle işaret yapıp koşarak çıktı odadan. Ben de peşinden koştum.

Arabaya atlayıp son gaz çıktık evin bahçesinden. Ne olduğunu sorsam da yanıtsız bıraktı beni. Çok fazla öfkeli gelen habere.

Arabanın fren sesi hastanenin bahçesinde yankılandı. Hastaneye geldiğimiz için tedirginim. Birine bir şey mi oldu ki?

Hastanenin arka tarafına geçince aklım karıştı. Bizimle beraber koruma ordusu çevreledi hastanenin çevresini. Katır inadı babam hala bana bir şey demedi.

Yarım saat beklemenin ardından yüzü yaradan görünmeyen, sağ kolu, sol bacağı kırık, karnını tutarak gelen adamın karşısında dikildi babam. Adam babamı görünce yutkundu. Bu kim amına koyayım!

"Kaçabileceğini mi sandın orospu çocuğu!"

Babam adamın üzerine yürüyecekken engel oldum. Kızının doğum günün de karakolluk olsun istemiyorum.

"Senin nasıl haberin olur. Planım kusursuz işledi. Sikeyim! Her yerden çıkmak zorunda mısın?"

"Kızımın reşit olduğu gün kaçacağını öttüler bana. Gevşek çeneni tutmalıydın Recep! Tüh! Kızımı kaçıramadın. Yazık sana."

Sikeyim! Bu herif Recep miymiş? Adamı iyi benzetmişler. Tanıyamadım bile.

Verdiğim paranın hakkını vermişler. İki katını vereyim. Ödüllendirilmeyi hak ediyorlar. Dövemediğim için içimde kalmıştı. Hıncımı içeride dövdürerek çıkarmıştım.

"Bırak gideyim Kaya. Yemin ederim kızına yaklaşmayacağım. Şehirden bile giderim."

"Tamam, git."

"Ne diyorsun baba sen? İzin mi vereceksin bu şerefsize."

"İşime karışma Pars!"

Deli olacağım! Nasıl izin verir gitmesine? Sikik ilk afallasa da topallayarak ayrıldı yanımızdan. Babama baktığım da gözünü o şerefsizden ayırmadığını gördüm.

Dayanamadığım için yanından geçip gidecekken kolumu tuttu. Durmak zorunda kaldım. Bana sadece "dur" dedi.

Recep bahçe kapısından çıkmak üzereyken korumalar önünü kesti. Babam hızla yanına gitti şaşıran itin.

Babama ağzını açıp bir şey diyecekken babam "ben izin verdiğim kadar gider, ben izin verdiğim kadar yaşarsın orospu çocuğu! Sana inanır mıyım sanıyorsun. Dört duvar arasında geberip gitmen için hücrene geri döneceksin şerefsiz" diye bağırınca rahat bir nefes aldım.

Korumalara "dalın, görünmeyen yerlerine vurun" diye emir verdi. Fırsattan istifade birkaç tane de ben tekme attım. Vurdukça içimin yağları eridi.

O yalvardıkça daha hırsla vurdum. Onun acısı bana zevk verdi. Ağzından kan tükürene kadar vurdum. Kendimi kaybettim. Babam "yeter" deyip çekmese öldürebilirdim.

Murat arkamızdan gelip o piçi alıp polis arabasına götürdü. Babam omzunu sıkıp teşekkür etti. On sekiz yılın acısını çıkarmış gibi hissediyorum. Babamın omuzlarının altında evin yolunu tuttuk.

Evden içeri girdiğimiz de yine gergin hissetmeye başladım. Egemen o sikik herifin geldiğini söyledi. Gelir gelmez herkesten özür dilemiş. Güneş ve Şeyma hariç hepsi affettik demiş.

Ailem olmasa affeden herkesi silerdim ama aile silinmiyor işte.
Oturma odasına girince tüm gözler bize döndü. Minik kızım koşarak gelip önce babama sonra da bana sarıldı. Bana sarılırken sakin olmamı tembihledi. Minik kızıma dua etsin o sikik.

Erdeniz gelip bize de sarılacakken hem babam hem ben bir adım geri gittik. Erdeniz'in attığı adımları anında durdu.

Babam "kızım sen affettin mi" diye sordu. Güneş önce bana baktı mahcup bir şekilde. Sonra babama bakıp başını salladı sadece.

Bu durumu konuştuğumuz için içim rahat. Ailemiz affetti sanacak daha fazla üzülmesinler diye.

Babam Güneş'ten aldığı yanıtla rahat bir nefes aldı. Erdeniz'in yanına gidip sarıldı. Babam affettiği için tüm bakışlar bana döndü. 

Minik kızım hemen gelip elimi tuttu. Sakin olmam için elimi sıktı. Ona bakıp göz kırptım gerilmesin diye.
O itin yanına gidip sarıldım.

Sarılırken kulağına "senin ne bir abin var ne de kız kardeşin, sadece selamlaşırız o kadar, ailemize bu durumu yansıtırsan seni Recep'ten beter ederim" diye fısıldadım.

Benim söylediklerime gerildiğini biliyorum. İsterse kinci desinler ben birini sildiysem affı olmaz.

Ailem rahat bir nefes aldı. Şeyma'nın yanına gittim hemen. Fısıldayarak "ailemiz mutlu olsun diye yoksa af yok ortada" deyince başıyla onayladı beni.

Bu evde ki tek sığındığı insan benim. Birbirimizi anladığımız için tutunduğu dalı benim.

Barıştığımı sandığı için gözünde ki hayal kırıklığını gördüm. O yüzden açıklama yapmak zorunda kaldım. Onu da kurtaracağım bu durumdan. Şu günü bir atlatalım.

Minik kızım hadi pasta üfleyelim deyip tüm havayı dağıttı. Misafir odasına kurulu masanın yanına geçtik. Kızıma denizi sevdiği için deniz temalı pasta yaptırdım.

Görünce bayıldı. Tabi kıskanç babam anında homurdanmaya başladı. Bir şeyleri ondan önce düşünmem benim suçum değil. 

Aile arasında bol kahkahalı, hoş sohbetli doğum günü geçirdik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aile arasında bol kahkahalı, hoş sohbetli doğum günü geçirdik. Evimizin ikinci neşesi prenses Esila hepimizi kahkahaya boğdu tüm gece.

Sevgiyle kalın ❤️

Cehennemde Doğan GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin