Bölüm 40

87 5 4
                                    

14K 🎉🎉🎉

Okuyan gözlerinizden öpüyorum her birinizin. Sizin sayenizde koca bir aile olacağız hissediyorum.

İyi okumalar miniklerim...

Abimler gidince her birimiz yığıldık koltuklara. Annem yerde feryat ederek ağlıyor. Babam başı ellerinin arasında, yere bakıyor boş boş. Ablam babamı sakinleştirmeye çalışıyor.

Ardıl'la ben de izliyoruz olanları. Duyduklarımız her birimizde şok etkisi yarattı.

Bu kadar dolduğunu bilmiyorduk. Annemin bunları yapması bizi bitirdi. Nasıl öyle bir gaflete düşebilir. Sokak sokak aradığı kızına nasıl yapabilir bunları?

Şiddetten nefret eden Güneş'im dövüş kulübümü bile kapatmamı istediği için kapatmıştım. Şimdi abisine nasıl vurabildi hala aklım almıyor.

Gerçi çokta güzel vurdu. İçimin yağları eridi. Abime takındığı tavır beni bile çileden çıkarmıştı. Güneş'im vurmasaydı ben vuracaktım.

Kardeşim abim için ne dediyse dibine kadar hak veriyorum. Pars abim bize baktı bunca yıl. Her sorunumuzda anne babamızdan önce o koştu. Şimdi düşmanı gibi bırak şunu falan nasıl diyebilir.

Şeytan diyor komalık edene kadar döv. Abimin boş bakışları aklıma geldikçe dalasım var şerefsize.

"Kendinize gelin artık! Ben yıllar sonra kavuştuğum ailemi böyle görmek istemiyorum. Artık toparlanmalıyız. Kırdıklarımızı toparlamamız lazım. Oturup ağlamak bize bir şey kazandırmaz."

Beren'in dediğiyle babam başını kaldırdı yerden. Annem de az da olsa kendine geldi. Eniştemin ve o itin yardımıyla koltuğa oturdu babamın yanına.

Babam "haklısın kızım, dağılan yuvamı toparlamışken yeniden dağılmasına izin vermeyeceğim" diye ablama destek oldu. Annem elini babamın omzuna koydu bir şey demek için ama babam elini itti annemin.

Hepimiz şaşırdık babamın annemin elini ittirmesine. Annem "Kaya" diyebildi sadece. "Beni hayal kırıklığına uğrattın.

Pars'a bilinçli yapmadığını biliyorum. O yüzden ağzımı açıp tek kelime etmedim. Senin yerine anne oldum ona. Ama Güneş'e yaptıklarını kaldıramıyorum. O düştüğün gaflet ne Hayal!

Omuzumda kızımız için döktüğün gözyaşlarını ne çabuk unuttun. O herifi bulunca attığın yumruklar sahte miydi? Ulan! Delireceğim artık. Siktiğimin bir günü de mutlu geçsin artık" diye feryat edip koltuğu tekmelemeye başladı.

Biz babamı durduracakken Güney eniştem engel oldu. "Bırakın rahatlasın" deyince yerimiz de kaldık. Birkaç dakika sonra babam kendini bizim oturduğumuz koltuğa attı. Derin nefesler almaya başladı.

Güney enişteme baktım. Başıyla onaylayınca babama gidip sımsıkı sarıldım. Güneş'im bana sıkıca sarılınca sakinleşmiştim. O olmayınca iş başa düştü.

Babamın nefesi düzene girince çekilmem için sırtıma iki kez vurdu.

"Oğlum bir psikolog bul bize, Erdeniz'i ona göndereceğiz" diyen babama "Baba ben deli değilim" diye bağırarak tepki veren Erdeniz'e babam "kes sesini" diye bağırdı.

Babamı ilk kez bu kadar öfkeli gördüm. Recep olayında bile bu kadar öfkeli değildi.

"Sözümün üzerine söz söylemek yok. Ben ne diyorsam bundan sonra o olacak. Annenize uydum bunca yıl size arkadaş gibi yaklaştım. Ama bundan sonra bitti. Sizi demek ki çok fazla şımartmışız.

Şu hale bak. Bir oğlum abisini düşman bellemiş. Karım oğluna inanıp saçma sapan düşüncelere dalmış. En büyük oğlum evde yaşamak istemiyor. Minik kızım o kadar dolmuş ki patlamak zorunda kalıyor. Ulan! Kız ağlayamadı bile be. O kadar ağlattık ki ağlayamadı benim kızım."

"Baba benim bir suçum yok. Pars abim gitsin. Güneş gitsin psikoloğa. Kötü olan onlar."

"Bana bak Erdeniz! Elimde kalırsın bu gün. Ben lafım ikilemeyecek demedim mi lan! Zaten duyduklarımdan sonra seni dövmemek için zor tutuyorum kendimi. Sabrımı sınama benim.

Ardıl masamın üstünde ki kâğıdı getir. Sen de hemen o kâğıda imza atıyorsun. Senin yüzünden kıza baskı yaptım yuvanız dağılmasın diye. Meğerse paşamız yuva bırakmamış ortada.

O uyuşturucu meselesi ayrı bir olay zaten. Gözüme batıyorsun Erdeniz! Tek bir hatan da, tek bir yanlış sözünde siktirip gidiyorsun bu evden. Bu sefer dönüşün olmayacak.

Evlatlıktan anında silerim seni. Şirkete de geri döneceksin. Elinden alınan hisseleri köpek gibi çalışıp en alttan başlayarak geri alacaksın. Sana az bile bunlar ya neyse."

Ardıl kâğıdı babama verdi. Erdeniz itiraz bile edemedi. Usulca imzaladı boşanma evraklarını. Güya köpek gibi seviyordu yengemi. Bu nereden bilsin sevginin anlamını. Şerefsiz, haysiyetsiz!

Eniştem arkadaşına haber verdi hemen. Yarına ilk randevuyu aldı. Abim itiraz edecekken babamın tek kaşını kaldırarak baktığını görünce yerine sindi.

"Sıra sana geldi Hayal hanım. Dağ evine gidiyorsun yarın sabah. Tek başına gidip kafa dinliyorsun. Doğrunu yanlışını ölçüp kafanı toparlayıp öyle geliyorsun. Gelir gelmez de oğlumla kızımı eve getiriyorsun."

"Bana bunu yapma Kaya. Beni evlatlarımdan ayırma. Beni senden mahrum bırakma."

"Ortada evlat mı kaldı. Şu halimize bak! Ailemiz yine dağıldı. Niye? Sizin aptallığınız yüzünden. Sen anne olduğunu anlamadan gelmiyorsun bu eve. Gitmezsen boşarım seni Hayal! Yemin ederim gözyaşına bakmam anında boşarım seni.

Ben bu zamana kadar ailemiz için yaşadım. Büyük kızım evden kaçtığında kırgınlığıma rağmen yine peşini bırakmadım. Uzakta da olsa mutlu olması için her şeyi yaptım.

Minik kızımı bulmak için canımı dişime taktım. Bulduk. Sonra da büyük kızıma kavuştum. Peşine bir oğlum daha oldu. Ve de torunum. Her aldığım nefesi onlar için aldım ben.

Köpek gibi seviyorum seni. Senin için dünyayı yakarım lan ben! Ama Hayal şunu da unutma. Evlatlarım için de acımam seni yakarım. Ya sizinle ya da sizsiz.

Bu aile tekrar bir araya gelecek bir şekilde. Kararı ikinize bırakıyorum. Gidelim çocuklar. Annenizle Erdeniz düşünsün."

Babamın bizi odadan çıkarmasıyla peşimizden o da çıktı odadan. Bizi odalarımıza kadar götürdü. Her birimize sarılıp öptü.

Sarılırken canımı veririm sizin için deyince kendimi tuhaf hissettim. Hep annemizi kendimize yakın bildik. Babam biraz daha uzaktı bize. Ama şimdi bakıyorum da tam tersiymiş.

İyi geceler dileyip girdik odalarımıza. Bu gece hiç iyi bir gece değil maalesef ki. Dış kapının şiddetli kapandığını duyunca cama koştum. Yürüyerek giden babamı gözden kaybolana kadar izledim.

Bugün ailemizin yıkılmasını sadece izleyebildim. Elimden bir sikim gelmedi.

Oda beni boğduğu için bahçeye attım kendimi. Gece yerini güneşe bırakırken ben çimlerin üzerinde oturmaya devam ettim. Gözüme bir gram uyku girmedi.

Sabahın ilk ışığıyla evden giden annem ve abimi uzaktan izledim. Nereye gittiklerini bilmiyorum. Ama ailemizi dağıtıp gitmelerine dayanamıyorum. Bu hale gelmemize dayanamıyorum. Nasıl toparlanacağız hiç bilmiyorum.

Sikeyim! Hiçbir bok bilmiyorum.

Sevgiyle kalın ❤️

Toparlanacaklar ben inanıyorum. Ama eksik ama eksiksiz toparlanacaklar. Nasıl toparlanacaklarını hep birlikte merakla bekleyeceğiz.

Öpüldünüz kocaman ❤️

Cehennemde Doğan GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin