Bölüm 29

261 10 2
                                    

17 yaşında genç bir kızım artık. İki yıldır ailemin bir ferdiyim. Bu evde geldiğim ilk zamanlar yaşından küçük gösteren, çelimsiz, cahil bir kızdım.

Şimdiler de ailem sayesinde her yönden büyümüş bir kızım. Hem zekâ olarak hem de fizik olarak yaşıma uygun bir kızım. Babamın benim için bir okula ortak olması sayesinde de lise ikinci sınıf öğrencisiyim.

Diğerleri gibi okula gidemiyorum maalesef ki. Okuyormuşum gibi gösteriliyorum paranın gücü sayesinde. Özel ders alıyorum hocalardan. Ben de diğerleri gibi aynı konuları görüyorum. Tek farkımız onlar sıralar da bense odamdayım.

Bir yılın sonunda OKB denen illet hastalıktan kurtuldum. Korkmadan dokunabiliyorum, sarılabiliyorum, doya doya öpebiliyorum. Halk arasında vampir sendromu denen hastalığımı yenemedim henüz.

Egemen abimin iş yalanı diye hastaneye yattığı üç aylık tedavisi bittikten sonra bana kan vermeye uygun hale geldi.

Ama maalesef ki kan takviyesi geçici bir tedavi. Bunu duyunca tüm gece ağlamıştım. Tedavi olamama ağlamadım. Abimin o kadar çabasının boşa olmasına ağladım. Yoksa bu hastalık beni diğeri gibi yormuyor.

Ardıl abimin dediği “karanlıklar prensesi” olmak beni üzmüyor. Hatta seviyorum bu durumu. Güneş yerini aya bırakırken birçok insan evlerine çekiliyor. O sessizlik bana huzur veriyor.

Bu geçen yıllarda başka güzel olaylar da oldu. Erdeniz abim, Şeyma yengemle evlendi geçen sene. Pars abimin eski sevgilisi gibi olur diye çok korkmuştum. Ama o da tıpkı annem gibi. Çatlak ama kalbi sevgi dolu.

Bana yengemmiş gibi değil de ablammış gibi davranıyor. Ona yenge yerine abla dememi istiyor. Ama ona abla deyince sanki ablama ihanet ediyormuşum gibi geliyor. O yüzden yenge diyorum.

Ardıl abim sayesinde öz ablam Beren ve eşi Güney eniştemle tanıştım. Ardıl abim ablamdan hiç kopmamış.

Annem ve babam hala onu affetmediği için telefondan gizli görüşüyoruz. Bazen geceleri görüşüyoruz. Sadece bir kere yüz yüze görüşebildik o da bir saat sürdü.

Annemlere kırtasiye ihtiyacım olduğu yalanını söyleyip çıkmıştık evden. Pars abim yalanıma inanmadı tabi ki. O da bizimle geldi. Bu sayede ikisi de birbirini özlediği için barıştılar.

Yakın bir zaman da Pars abim Ardıl abimle beni Fransa’ya götürecek. Güneşe çıkamadığım için biraz zorlanacağım ama ablam için değer.

“Ne düşünüyorsun öyle kukumav kuşu gibi?”

“Geçmişe gittim öyle abiciğim.”

Egemen abim telaşla birini mi gördün, biri bir şey mi dedi yoksa” diye sordu. “Hayır, öyle bir anda aklıma geldi” diye cevapladım onu.

Bana ne kadar belli etmeseler de beni kaçıran pisliği hala bulamadıkları için hepsi gergin bu konuda. Bana bir şey yapmasından, beni yine kaçırmasından korkuyorlar. Aslında korkmakta haklılar.

Ben hastalığımı yendikten sonra babamın ailesiyle tanıştım. Babam Mersinliymiş. Akrabalarla tanışmak için hep beraber Mersin’e gittik.

Murat abiyle bahçede yalnız otururken beni kaçırmaya çalıştı pislik. Murat abi polis olduğu için planı suya düştü.

Ben kimseye anlatmak istemedim korkmasınlar diye. Murat abi birine söylememiz gerektiğini, evden kaçırmayı denerse hazırlıklı olmamız gerektiğini söyledi. Ben de bir tek Pars abime anlattım. Diğerleri de hissetmiş gibi diken üstündeler sürekli.

Yalnız başıma dışarı çıkmam yasak. Koruma olmadan bahçeye bile çıkamıyorum. Bir nevi o pisliğin yüzünden bu eve hapis kaldım. Onun yüzünden tekrar hapis hayatı yaşıyorum.

Bugün Ardıl abimin bir küsüp bir barıştığı sevgilisi daha doğrusu sözlüsü gelecek.

Ardıl abim bir anda yüzüğü masaya koyup “tak yüzüğü de başın bağlı bilsinler” diyerek evlilik teklifi etmiş. Odun abimden de ancak bu beklenir.

Annem ve Pamuk teyzem saatlerdir mutfakta hazırlıklarla uğraşıyor. Egemen abim hariç diğer abilerim de dışarıdalar. Abim, yengem ve ben de temizlik yaptık.

Abim tehlikeli diye evin bütün camlarını sildi. Biz de sil, süpür, toz alma yaptık yengemle.

Erdeniz abimle Şeyma yengem bizimle yaşıyor. Ana kuzusu abim evden ayrılmak istemedi.

Şeyma yengem isteksiz bir şekilde abimi çok sevdiği için kabul etti. Erdeniz abim biraz fazla baskıcı yengeme karşı.

Abimden önce yengem mankenmiş. Abim benimle birlikte olacaksan mankenliği bırakmak zorundasın demiş. Şeyma yengem de sevgisi ağır basmış ve çok sevdiği işini bırakmış. Duyunca abime çok kızmıştım.

Ada yengem gelmek üzere. Hepimiz oturma odasında hazır bir şekilde Ardıl abim ve Ada yengemin gelmelerini bekliyoruz.

Üst üste çalan zili duyunca kalbime sıkıntı çöktü. Açılan kapıdan sonra koşarak gelen ayak seslerini duyduk.

Ardıl abim nefes nefese “Recep’i bulduk sonunda” diye bağırarak girdi kapıdan içeri. Beraberinde de yere düşen beden yüzünden çıkan gürültü duyuldu.

Sevgiyle kalın ❤️

Yıl atlaması yapmak zorunda kaldım. OKB hastalığını çok fazla uzattığımı düşündüm. Böyle bir karar aldım.

Bu bölümümü de tüm okuyucularıma, Cehennemde Doğan Güneş sevenlerine ithaf ediyorum.

Sizleri çok çok seviyorummm ❤️



Cehennemde Doğan GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin