"Phillip Worth Ricardson! Size uzun ve sağlıklı bir ömür dileriz ekselansları!"Kendisine seslenen arkadaşının sesini son anda duymuştu Dük. Daldığı derin düşünceler denizinden kurtularak, durgun bakışlarını kızıl saçlı adama doğru çevirdi.
"Ekselansları söyler misiniz böyle derin bakışlarla neler düşünüyorsunuz?" Albert alayla konuşurken bir elinde kadehiyle oynuyordu. "Yoksa az önce şahane bir performansla sizi terk eden eski nişanlınızı mı düşünüyorsunuz?"
Kalabalık buna gülmüştü.
O hariç.
Hasting Dükü gülmüyordu. Aksine canı sıkkındı ve buna anlam veremediği için kendisine öfkeleniyordu. Yıllarca ondan nasıl kurtulurum diye düşünürken şimdi o kendi isteğiyle onu bırakmıştı. Peki neden içindeki bu anlamsız kargaşa gitgide büyüyordu? Kelimelerle yaşadığı hissiyatı izah edemiyordu. Kelimenin tam anlamıyla hâlâ şaşkındı. Ne oldu? Tam olarak ne olduda o kadın bir anda ondan elini eteğini çekti? Buna anlam veremiyordu. İlk defa bir insanın eylemini anlamakta zorluk çekiyordu.
O çirkef kadın onu toplum içerisinde aşağılayarak terk etmişti! Buna inanmak o kadar zordu ki! Gururunun bu kadar ayaklar altına alınabileceğini ilk kez şahit oluyordu. O kadın kendini bildi bileli ona takıntılıydı. Şimdi birden bire ne oldu da ondan bir anda vazgeçmişti anlayamamıştı? Sanırım tavan yapmış egosu incinmişti. Muhtemelen bu sebepten ötürü hâlâ kendine gelememişti. Yoksa olan bitenlere sevinmesi gerekiyordu. Sonunda o yarım akıllı şımarık kadından kurtulmuştu... Ancak lanet olası kadının toplum içerisinde onu böyle aşağılayarak terk etmesi gerçekten gururuna dokunmuştu.
Ve o bakışlar! Cayır cayır yanan o göz alıcı mavi gözleri niye aklından çıkaramıyordu? Niye sürekli zihninde aynı tablo beliriyordu?
Öfkesinden alev gibi yanan o mavi gözleri daha önce hiç böyle görmemişti. Sanki karşısında Valeria Herold değil de bambaşka bir kadın vardı. Ve lanet olasıca o bakışları aklından silemiyordu.Philip sinirle bardağındaki son yudumu bir dikişte içti ve kristal bardağı sertçe masaya bıraktı. Sert bakışlarını arkadaşına çevirdi.
"Bitti mi alay etmeniz sör Albert?" dedi donuk bakışlarıyla "Bayat espirileriniz mideme dokunuyor."
"Hemen de küser kız gibi!"
"Son günlerde dilin baya uzadı Albert. Prensin kişisel korumalığını yapmak açık sözlülükte seviye atlamana yardımcı olmuş bakıyorum."
"Evet doğru, Prens Rhysand çoğu konuda seviye atlamama yardımcı oldu." Albert'in yakışıklı yüzünde çekici bir gülümseme belirmişti. "Ancak Leydi Valeria açık sözlülükte beni bile ardında bıraktı! Onun seviyesine ulaşabileceğimi hiç sanmıyorum. Kabul edin ekselansları siz bile baya etkilendiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sayfalar +18
FantasyKulun Tanrıçasına aşık olduğu yaralı bir aşk hikayesi; Kadın; herkesin kaderini yazmıştı. Çünkü kaderin kalemi onun elindeydi. Adam; Tanrı'dan nefret etmişti. Çünkü kaderini yazan Tanrı'dan başkası değildi. - İçerik uyarısı! 🔊🚫 Hikaye tamamen 1...