Korku yavaş yavaş bedenini ele geçiriyordu. Hikâyenin seyrini değiştirmek isterken ana karakterle düşman olmayı planlamıyordu genç kadın! O adamdan ister istemez korkuyordu.
Sonuçta herif onu hikâyenin sonunda öldürüyordu! Beklenen düşmanıydı!
Ne diye onun nefretini kazanıyordu! Lanet olsun! Ne ara adamın nefretini kazanmıştı ki! Anlayamıyordu! Bunu hak edecek ne yaptı ki o… Dur bir dakika… Az önce o adam sarhoşken mi dedi?
Dilara başını iki yandan tuttu. Parmaklarını saç diplerine daldırmıştı. Gözlerini sıkıca kapattı. Dün geceyi hatırlamaya çalıştı. Yok! Kahretsin! Yok! Hiç bir hatırası yoktu dün geceye dair! Bir saniye bile hatırlamıyordu!
“Lanet olsun ben dün gece ne yaptım!”
Hala salonda genç kadını biraz şaşkınlıkla izlemekte olan Redcliff varlığını hatırlatmak için boğazını temizledi. Leydi bakışlarını ona çevirdiğinde yüzündeki gergin ifadeyi hemen fark etmişti. “İyi misiniz leydim?” diye sordu biraz endişelenerek.
“İyiyim desem yalan olur,” tekrar koltuğuna atmıştı kendisini genç kadın “Siz erkeklerin sorunu ne gerçekten anlamıyorum!”
Marki “Benim sorunum ne bence biliyorsunuz,” diye neredeyse fısıldayarak konuştuğunda genç kadın öfkeyle bakmıştı genç adama. “Kusuruma bakmayın. Canınızı sıkmak istememiştim.”
“Canımı sıkan siz değilsiniz,” iç geçirmişti kadın “Sadece… Ah aklım almıyor! O adamın sorunu ne! Sırf nişanı ben bozdum diye egosu mu incindi! Zaten beni sevmiyor! İşte sonunda kurtuldu benden. Kutlama yapması gerekirken gelmiş benden hesap soruyor!”
“Sahip oldukları şeyin ne kadar değerli olduğunu genellikle kaybettiklerinde anlar çoğu erkek,” Josef genç kadına doğru birkaç adım attı “Az önce düke nişanlınız olduğumu söylediniz. Bunu teklifimi kabul ettiğiniz yönde anlayabilirim değil mi?”
Leydi Valeria oval oval ona bakmaya başlayınca marki gülümsemişti. Biraz eğilerek bir tutam saçını kulağının arkasına attı genç adam. “Bana öyle bakmayın leydim,” dedi yavaşça “Sizi öpmek isteyebilirim.”
Genç kadının yanakları kızarmaya başlamıştı. “Sizin teklifinizi kabul edeceğim,” dedi gözlerini kaçırarak “Ama bir şartım var.”
“Sizce de şart koymak için biraz geç kalmadınız mı? Az önce ülkenin en güçlü adamlarından birinin önünde nişanımızı doğruladınız!”
“Şartımı dinliyor musunuz, dinlemiyor musunuz? Dinlemeyecekseniz kapı orada Lord Clark!”
Leydi Valeria’nın asabi tavırları Josef’in nedense çok hoşuna gitmeye başlamıştı. Bu kadın her hırçınlaştığında ceza diye onu öpebilirdi. “Sizi dinliyorum leydim,” dedi tatlı bir gülümsemeyle.
“Bana yardım edeceksiniz.” Genç kadın oldukça ciddi bir tonda konuşmuştu. “Bazen sizden sizin için anlamsız gelebilecek tuhaf yardımlar isteyebilirim. Nedenini sormayacaksınız. Asla soru olmayacak. Ama yine de koşulsuz bana yardım edeceksiniz.”
Josef’in içinde nedense tuhaf bir tedirginlik belirdi. Bu kadının aklından neler geçiyordu bir Tanrı bilirdi doğrusu. Korkutucu bir yanı vardı bunu kabul ediyordu.
“Siz nasıl istersiniz,” diye her ne kadar tedirgin olsa da kabul etmişti bu durumu adam “Sonuçta ben bir centilmenim. Yardım isteyen leydiyi geri çeviremem.”
Leydi Valeria kollarını göğsünde birleştirerek “Başka leydileri geri çevirmek zorundasınız ama Lord Clark,” dediğinde genç adam afallamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sayfalar +18
FantasyKulun Tanrıçasına aşık olduğu yaralı bir aşk hikayesi; Kadın; herkesin kaderini yazmıştı. Çünkü kaderin kalemi onun elindeydi. Adam; Tanrı'dan nefret etmişti. Çünkü kaderini yazan Tanrı'dan başkası değildi. - İçerik uyarısı! 🔊🚫 Hikaye tamamen 1...