28. "Yeni piyonlar"

1.1K 90 14
                                    

                               ♣♣♣ Son anda önündeki küçük el arabasının üzerindeki sebzelerini yerleştirmekte olan yaşlı adama çarpmaktan kurtulmuştu genç kız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                               ♣♣♣
 
Son anda önündeki küçük el arabasının üzerindeki sebzelerini yerleştirmekte olan yaşlı adama çarpmaktan kurtulmuştu genç kız. Yerel halkın alış veriş yaptığı pazara girmişti. Soluk soluğa koşmaya devam ediyordu. Meyve sebze satan tezgâhların olduğu sokağa giriş yapmıştı. Uzun elbisesi koşmasına engel oluyordu. Nefes nefese hızla ilerlemeye devam ederken bir sağa bir sola dönüyordu. Ama yinede arkasındaki lanet adam geri kalmıyordu. İnatla onu takip etmeye devam ediyordu.

 
“Lanet olasıca önüne bak!” diye bağırdı bir yaşlı adam.
 
Genç kız patates çuvallarının olduğu bir arabaya çarpmıştı. Çürük çuvallardan biri zaten yırtılmak üzereydi. Tökezleyerek arabadan sarkmakta olan bir çuvala çarpmış, yere düşüşünü yavaşlatabilmek için çuvala yapışmıştı. Onun bu hareketiyle çuval ortadan ikiye ayrılmıştı. Bütün patateslerde etrafa saçılmıştı.
 
Alexandra sonda anda düşmeden dengesini sağlayabilmişti. Arkasına bakmadan “Özür dilerim bayım!” diye bağırmıştı. Arkasına bir saniyeliğine baktığında peşindeki inatçı adamla gözleri birleşmişti. “Lanet olasıca adam benden ne istiyorsun!” dişlerini sıkarak dahada hızlı koşmaya başladı. Kapüşonunu arkaya düşmüştü. Artık sarı uzun saçları rüzgârda dalgalanıyordu. “Peşimi bırak ya!” tekrar sola dönmüştü. Adam her kimse onu tanımış olmalıydı. Yoksa niye peşine takılsın ki? Yakalanmadan ondan kurtulması gerekiyordu.
 
Genç kızın yaratmış olduğu bu kovalamaca pazarda nöbet tutan askerlerin dikkatini çekmişti. Aleksandra başka bir sokağa daha girdiğinde sokağın ucunda iki tane üniformalı adamı fark etti. Aynı şekilde askerlerde onu fark etmişti.
 
Lanet olsun!
 
Bunlar merkez birliğe bağlı askerlerdi. Doğrudan saraya bilgi veriyor olmalıydılar. Onu buraya getiren askerlerde aynı üniformayı giyiyordu çünkü. Buraya gelirken onların bazı konuşmalarını duymuştu. O adama her şeyi haber ediyordular. Eğer onu yakalarlarsalar ve saraya haber verirseler… Yutkundu.
 
Onu anında bulurdu.
 
Koşmayı bırakmıştı. İkilemde kalmıştı. Oraya doğru koşamazdı. Arkasına döndü. Ancak arkasına dönmesiyle geriye doğru adım atması aynı anda olmuştu. En fazla üç dört metre uzaklığında o adam duruyordu.
 
Çaresizlikle parıldayan mavi gözleri karşısındaki heybetli adamın sarıgözleriyle birleşmişti. Cüsseli adamın geniş göğsü hızla inip kalkıyordu. Boynundaki atar damarların belirginleştiğini fark etmişti Alexandra. Adam çok öfkeliydi.
 
Arkasına döndü.
 
Askerler onlara doğru geliyordu. Tekrar çaresizce önüne baktı. Ne yapacaktı? Bir seçim yapmak zorundaydı.
 
Saraya gidemezdi. Oraya gidemezdi. İstemediği bir evliliği kabul edemezdi. Prensim yüzünü dahi görmemişti. Yüzünü bile bilmediği, sadece adını bilgidiği bir adamın eşi olamazdı. Hele hele ailesi büyücülerin katili olan bir adamla asla evlenemezdi. Ölürdü ama asla evlenmezdi.
 
Sarıgözlü öfkeli adama doğru baktı. Ona da güvenemezdi. Daha kimdi onu bile bilmiyordu. Ya o da prensim adamıysa? Ya o acımasız adama hizmet ediyorsa? Bilemezdi. Ancak bu riski göze almak zorundaydı. Askerlere yakalanırsa direk saraya gönderilirdi. En azından bu yolu seçerek yüzde bir de olsa kurtulma şansı olurdu.
 
Benedict nefes nefese kalmıştı. Küçük fare o kadar hızlı koşuyordu ki bir an gerçektende onu elinden kaçıracağını düşünmüştü. Küçük bir kızın bu kadar çevik olabileceğini asla tahmin edemezdi.
 
Tahmininde yanılmamıştı. Biri bu kızı onu tuzağa düşürmesi için göndermişti. Böyle canla başla kaçtığına görede dün gece istediğini elde etmiş ve efendilerinin yanına gidiyordu. Onunla birlikte olmuştu küçük cadı. Muhtemelen bir seneyede elinde bebekle çıkar gelirdi.
 
Lord öfkeyle derin derin nefesler alıyordu. “Benden kaçamazsın fırsatçı!” diye bir adım öne attığında kız aniden onun üzerine atlayarak ona sarılmıştı.
 
“Ne yapıyorsun!”
 
Benedict afallayarak öylece kalakalmıştı. Neler oluyordu? Bu kız niye şimdi ona böyle zincirlenmiş gibi sarılıyordu?

Karanlık Sayfalar +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin