16. "Korku!"

1.7K 125 36
                                    

♣♣♣

Genç kadın kendi odasının balkonunda soğuk havaya aldırış etmeden tek başına oturuyordu. Bir hafta önce yaşananlar zihnini durmadan meşgul ediyordu. Adeta beynini kemiren bir solucan gibiydi. Aklından bir saniye bile çıkmıyordu o adam. Neden yapmıştı ki!
Josef ile birlikte olduğunu pişman değildi aslında. Sadece pişman olduğu şey... Sanırım... Bilmeden onun duygularıyla oynamış olmasıydı...

O nereden bilebilirdi ki Josef'in onu gerçekten sevebileceğini! Dur bir dakika... O adam kendisine hiç onu sevdiğini söylememişti. Belki de sevmiyordur. Sadece kadının biri onu reddetti diye inat yapıyordur? Gururu zedelenmiştir...

Olamaz mı?

Dilara başını iki yana salladı.

Tanrım! O Josef Henry Clark'tan bahsediyordu! Onun gibi bir adamın kibrine yenik düşerek sırf bir kadın onu istemiyor diye ona takıntılı olacak bir insan değildi. O karakteri kendi elleriyle yazmıştı!

Genç kadın iç geçirdi.

Onunla olan son tartışmasında onun gözlerindeki o ateşi... O yangını asla unutmazdı. Unutamazdı. O yeşil gözlerinde adeta bir orman alev almıştı. Başını büyük belaya sokmuştu. Gerçekten büyük belaya sokmuştu.

Sonunda istediği her şey planladığı gibi ilerlerken şimdi önüne bir engel çıkmıştı. Ve o engelin adı Josef Henry Clark'tı. Redcliff markisi...

Eğer gerekirse ona zorla alıkoyacağını söylemişti.

Ya bunu gerçekten başarırsa... Ya onu sonsuza kadar burada tutmanın bir yolunu bulursa?

Dilara korkuyla oturduğu koltukta bacaklarını kendine çekti. Dizlerine başını yaslarken "Artık beni rahat bırakın lütfen," diye mırıldandı.

Philip'in onu öldürebilme ihtimalinden ölümüne korkarken şimdi birde Josef çıkmıştı başına! Niye hikâye bu kadar değişmişti ki! Josef Cassandra'yı değil onu istiyordu, Albert leydiye âşık olacağına ona âşık olmuştu! Ve en önemlisi Philip! Lanet olası adamla olan son görüşmelerinden beri içinde ürkütücü bir huzursuzluk vardı. Sanki fırtına öncesi sessizlikti. Her an bir yaşanacakmış gibi hissediyordu.

"Leydim, müsait misiniz?"

Kara kara düşünmekte olan Dilara hizmetçisinin sesini duyunca biraz irkildi. Oturduğu koltuktan kalktı. Oldukça üşümüştü. Odaya girerek "İçeri gel lütfen Jane," dedi.

Hizmetçi kız içeriye girmişti. Leydinin yüzünü görür görmez endişeyle "Leydim iyi misiniz? Yoksa hastalandınız mı?" diye sordu.

"Hayır, Jane iyiyim. Sadece yorgunum biraz o kadar."

"İsterseniz ballı süt hazırlayayım sizin için, iyi gelir," diye teklifte bulundu Jane.

"Teşekkür ederim Jane ama hayır istemiyorum. Sen niye geldin? Bir şey mi oldu?" Dilara yatağın kenarına oturmuştu.

"Evet leydim. Akşam davete gidiyor musunuz? Arabayı hazırlatma mı ister misiniz diye soracaktım?"

"Oh, davet bu akşam mıydı? Neredeyse unutmuşum..."

"Tanrı aşkına leydim! Nasıl unutursunuz! Cavendish ailesi her yıl maskeli balo düzenliyor ve bu sizin Noel'den sonraki en sevdiğiniz etkinlik!"

Genç kadın iç çekerek gerçek Valeria'nın sevdiği etkinlikler bunlar diye mırıldandı. "Gitmesem çok mu ayıp olur?" diye sordu bir an. Jane ona ölü görmüş gibi bakınca "Tamam anladım. Bir dükün kızı olarak davete icabet etmek zorundayım ve lütfen bana öyle bakmayı kes Jane. Beni korkutuyorsun," dedi Dilara derin bir nefes alıp vererek.

Karanlık Sayfalar +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin