Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra sonunda kendine gelebilmişti Dilara. Şimdiyse köşkün oturma salonunda oturmuş sakin kafayla dün geceyi düşünmeye başladı. Şimdi. Dün gece dükü sosyetenin önünde terk ettikten sonra bir şeyler içmeye gitmişti. Ve…
Ve? Lanet olsun filmin sonrası burada kopuyordu. Bir saniyesini bile hatırlamıyordu!
Nasıl o adamla aynı yatakta bulmuştu kendisini aklı almıyordu!
“Leydim,”
Genç kadın başını seslenen insana çevirdiğinde Wyndham köşkünün kahyası Sebastian’nı fark etti.
“Efendim Redcliff markisi sizi ziyarete geldi. İzninizi istiyor. İçeriye alma mı ister misiniz?”
“Kim geldi kim?” Dilara hayretle oturduğu koltuktan kalkmıştı.
“Redcliff markisi general Lord Clark buyurdular leydim,” diye sakin bir ses tonuyla cevap verdi kahya.
Bu herifin burada ne işi vardı? Niye lanet olasıca herif onun evine geliyordu!
Dilara oturma salonunda volta atmaya başladı. Üzerinde beyaz dantelli boğazlı gömlek, belini aşırı sıkan, etekleri yerlerde uzun yosun yeşili bir etek vardı. Lanet Victoria dönem elbiseleri güzel olduğu kadarda rahatsızdı. Bu yüzden hızlı hızlı yürürken sürekli kendi eteğine takılıyordu.
Genç kadın tırnak kemirmeye başlamıştı. Ne yapsın? Ne yapsın! Adamla şu an görüşemezdi! Niye ahmak herif peşinden gelmişti ki zaten! “Evde olmadığımı söyleyin!” dedi aniden aklına gelen ilk fikirle.
Bay Sebastian rahatsız bir tavırla boğazını temizleyerek “Lord Clark sizin evde olduğunuzu bildiklerini size söylememi istedi leydim,” dedi.
Genç kadın gözlerini kırpıştırarak kâhyaya baktı. Bak sen. Adam önceden ne söyleyeceğini tahmin ederek gelmişti buraya.
“O zaman hasta olduğumu misafir kabul edemediğimi söyleyin Bay Sebastian,” dedi bu kez sinirle.
Kırklı yaşlarının sonlarında olan uzun boylu kâhya tekrar boğazını temizleyerek “Ayrıca Lord Clark sizin dün gece oldukça sağlıklı olduğunuzu ve bu yüzden hasta olduğunuza kendi gözleriyle görmediği sürece asla inanmayacağını iletmemi istediler,” dedi.
Genç kadının ağzı açık kalmıştı. Sinirle “Başka bir şey daha iletmenizi istedi mi Bay Sebastian?“ diye öfkeyle sordu. Bu kâhya onun taraftarı olmalıydı! O çokbilmiş Josef’in değil!
“Eğer uyuduğunuzu söylerseniz de buraya gelmeden önce büyük pencere sayesinde sizin koltukta tek başınıza oturmakta olduğunuzu gördüğünü söylememi istediler.”
“Git çağırın şu Lord Clark’ı! Adamdan kaçış yok anlaşılan! Kapıdan kovsak bacadan girecek adam!” Genç kadın homurdana homurdana tekrar koltuğuna geçip oturmuştu.
“Emredersiniz leydim.”
Birkaç dakika geçmeden içeriye Redcliff markisi girmişti. Dilara başını gelen misafire doğru çevirdiğinde bir an onu süzmeden edememişti. Herif gerçekten yakıyordu.
Lord Josef bu gün tam bir asil gibi giyinmişti. Siyaha yakın koyu lacivert tonlarında arka kısmı özellikle fazla uzun olan ceket, altına da aynı koyu renk dar bir pantolon giymişti. Ve de o dönemim siyah hafif topuklu botları vardı ayaklarında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sayfalar +18
FantasyKulun Tanrıçasına aşık olduğu yaralı bir aşk hikayesi; Kadın; herkesin kaderini yazmıştı. Çünkü kaderin kalemi onun elindeydi. Adam; Tanrı'dan nefret etmişti. Çünkü kaderini yazan Tanrı'dan başkası değildi. - İçerik uyarısı! 🔊🚫 Hikaye tamamen 1...