Daha güneş yeni yeni doğarken uyanmıştım. Üstümde garip bir ağırlık vardı sanki. Hasta hissediyordum ama hasta değildim. İki gecedir garip rüyalar görüyordum.
Gözlerime vuran güneş ışınlarıyla beraber evden çıktım. Birkaç saat geçmesine rağmen sınıfa hiçbir öğrencim gelmemişti. Meraklanmaya başlamıştım.
Okuldan çıkıp sırayla evlerine gitmeye karar verdim. Ömer'in evine gittiğimde annesi Şilan ağlayarak kapıyı açtı. "Öğretmen Hanım, Allah rızası için bir şey yap! Oğlum ölüyor!" Hızlıca içeriye girdim.
Ömer yarı baygın bir şekilde yatıyordu. "Ömer, canım, neyin var?" Ömer öksürmeye başladı. "Buralarım ağrıyor." Boğazını gösterdi.
Şilan bir yandan ağlıyor bir yandan dövünüyordu. "Tüm köydeki çocuklara bir anda olmuş ne olduysa? Dün akşam düğünden sonra kötüledi."
Ne yapacağımı bilemeden oradan çıkıp Gülzerin nenenin evine gittim.
Kapıyı çaldım. Gülzerin nene suratıma baktı. "Bende seni bekliyordum öğretmen kızım."
Beni içeriye davet etti. Mustafa'da oradaydı. Oturmuş arabasıyla oynuyordu. Beni görünce ayağa kalkıp bana sarıldı.
"İyi misin?" Kafasını aşağı yukarı salladı. "Köydeki çocuklar-" Eliyle durdurdu beni Gülzerin nene. "Haberim vardır. Dün getirdiler bir yavruyu. Anlayamadım getti." Kara kara düşünmeye başladı. "Bu köye artık bir doktor şarttır." Haklıydı. Mustafa'ya son kez sarılıp koştura koştura Mehmet amcaya gitmeye başladım.
Yolda karşıdan gelen Pusat ile karşılaştık. Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Mehmet amcanın kapısını sertçe çalmaya başladım. Kapıyı açınca olanları hızlı hızlı ona da anlatmaya başladım.
Telefondan birkaç arama yapmaya başladı. "Ne oldu?" Mehmet amca mutsuz bir şekilde yüzüme baktı. "En kısa zamanda göndereceklermiş bir doktor." Başıma ağrılar girmişti. "Çocuklar ölünce mi gelecekmiş bu doktor?"
Kendimi bildim bileli ilk defa bu kadar sinirleniyordum. "Bir anda olması normal mi sence Mehmet amca? Bir sorun var demek ki!"
O an aklıma bir fikir geldi. "Sanırım ben halledebilirim." Belediyede çalışan yakın bir arkadaşım vardı. İşleri hızlandırabilir ve buraya en kısa zamanda bir doktor gönderebilirdi.
"Ceylan? Hayırdır?" Nefes nefese konuşuyordum. "Acil yardımına ihtiyacım var. Çalıştığım köyde doktor eksikliği var ve çocuklar bir nedenden dolayı hastalanmış. Hepsi aynı günde hem de. Buraya bir doktor gönderebilir misin?"
İsteğimi kabul etti ve telefonu kapattı. Bulunduğum köyün yerini ona konum attım. Mehmet amca ile bakıştık. "Allah ne muradın varsa versin güzel kızım. İyi ki gelmişsin bizim köye." Gülümsedim ama hâlâ çok endişeliydim.
Birkaç saat sonra tekrar telefonum çaldı. "Haberler iyi. Atama bekleyen bir doktora sizin köy çıkmış. Yarına ulaşmış olur." Çok sevinmiştim.
Kapı çaldı. Pusat içeriye girdi. "Hoş gelmişsen komutanım." Bana baktı. "Hoş buldum da, bir sorun mu var?" Gerçekten dediği gibi çok meraklıydı. "Köydeki çocuklar dün gece bir anda hastalanmış."
Şaşkınca yüzüme baktı. "Hepsi mi?" Kafamı salladım. "Mustafa hariç." O da bir anda durgunlaşmıştı. "Gülzerin neneye niye gitmiyorlar?" Parmaklarımla oynamaya başladım. "Götürmüşler zaten. Bir sürü şey denemiş ama farklı bir şey gibiymiş, anlayamamış."
Gözleri ellerimdeydi. "Anladım." Uzun bir süre orada oturduk.
"Ben artık gideyim. Yarın doktor ulaşmış olur." Ben ayaklanınca, Pusat'ta ayaklandı. "Ben de gidiyorum. Haberleşiriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy Hayatı Mı?
RandomCeylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak için geldiği bu yerde hiç beklemediği garip olaylar olmaya başlar. Peki Ceylan kendisini bu olaylardan nasıl kurtaracaktır? Dışarıdan her ne k...