31. Bölüm

4K 168 14
                                    

Pusat Turan Ulu

Ellerimden kanlar damlıyordu. Kimin kanıydı peki? Önümde yatan bedene baktım. "Ceylan..." Sesim kısılmıştı. Kanlar içinde yerde yatan bedenine yaklaştıkça uzaklaşıyordu.

Adımlarım hızlandıkça gözümün önüne gelen sima Sarp'ın yüzü olmuştu. Kötü gülümsemesi yüzündeydi ve kucağında Ceylan'ın cesedi duruyordu. 

Kafamı yastıktan sertçe kaldırdım. Ter içinde kalmıştım, yine. Tuvalete doğru ilerledim. Soğuk suyu sertçe yüzüme çarptım. 

Bir aydır Fas'taydım. Gelen kişileri maskeleri yüzünden göremiyordum. Fakat yanındaki kadın sebepsizce bana fazla yakın geliyordu. Aklımın köşesinde o varken hiçbir işe odaklanamıyordum. 

Sabah yapmak isteyip yapamadığım şeyi şimdi yapacaktım. Odadaki masanın başına geçip bir kalem ve kağıt çıkardım. Tüm içimdekileri yazmaya başladım. Kağıdı buruşturup attım. Yenisini çıkardım. Tek bir yazım yanlışına tahammülüm yoktu. Kalemi sertçe kağıda bastırıp karalamaya başladım. 

Beynimin içinde uzun süredir uyuyan canavar uyanıyordu. Aynı acılar vardı içinde bu canavarın. 

Daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım. Elime değen her şeyden sinirimi çıkarmaya başladım. Odadaki büyük masayı sertçe yere devirdim. Derin nefes alışverişlerim asla sakinleşmedi. 

"Abiciğim topunu patlattım, özür dilerim."  Sedef'in tatlı sesi kulaklarıma ulaştı. "Kek yaptım size de getireyim dedim." Ceylan arkasından kendini hatırlattı. Sertçe kafama vurdum. Benim hatamdı. "Senin amına koyayım ben Pusat!" Tekrar vurdum. İkisi de benim yüzümden yoktu şuan. 

Kalbim ile beynimin birbirleriyle kavgasını dinlemek artık eskisi kadar iyi gelmiyordu bana. Biraz susmaları gerekiyordu fakat sebepsizce bedenimdeki vicdan azabı artmaya da devam ediyordu. Sanki Ceylan'ı kaçıran bendim. Aynı şekilde Sedef'in ölme sebebi de belki de bendim.

Hayır değildi. Kafamı toparlamak için dışarıya çıktım. Yüzüme geçirdiğim maskeyle artık tamamen tanınmaz olmuştum.

Akşamın geç saatleri olmasına rağmen dışarıdaki insan sayısı çok fazlaydı. Yanımdan geçen insanlar bana bakıyorlardı. Çok mu dikkat çekiyordum?

Sokağın karşısındaki alışveriş merkezinden çıkan iki kişi vardı. O adam ve kadındı. Sözde çalıştığım eve uyuşturucu ve silah satan adam ve yanındaki kadın.

Kadını daha dikkatlice izlemeye başladım. Çekingen ve korkmuş hareketleriyle fazlasıyla garip görünüyordu. Gözlerine mavi lens takmıştı ve saçlarında sarı bir peruk vardı. Tanınmamaya çalışıyordu. Yanındaki adam belinden tutup onu arabaya geçirdi. Arabaya binmeden önce kadın, bir saniyeliğine gözlerini bana çevirdi. Değişmeyen tek şey bakışıydı.

Ağzımdan kaçan isme engel olamadım. "Ceylan..." Ardından adamda arabaya bindi ve araba hızla uzaklaştı.

İyice delirmeye başlamıştım ve gördüğüm her garip şeyi Ceylan ile bağdaşlaştırıyordum. Ama içimdeki sese engel olamadım ve kısa sürede ezberlediğim arabanın plakasını bu işlerle uğraşan arkadaşıma gönderdim.

Az bir zaman sonra arabanın gittiği güzergahı bana gönderdi. Merkezden uzaklaşıyordu. Sokak aralarından kuytu köşelere doğru ilerliyorlardı.

İstemsizce elim cebime gitti, bayadır içmediğim sigaradan bir dal çıkardım. Maskeyi yüzümden çıkarıp cebime koydum ve sigaramdan derin bir duman çektim.

Yanımda duran başka bir arabaya baktım. Arabadakiler de bana bakıyordu. Sigaramdan tekrar bir duman çektim.

Tek kaşım havalandı. Yürümeye başladığımda arabada arkamdan geliyordu. Dar sokaklara doğru ilerledim. Arabayı iyice tenha yollara çekmiştim.

Köy Hayatı Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin