32. Bölüm

4.4K 176 25
                                    

Herkesin içinde yaşayan bir canavar vardır. Bazıları o canavar ile yaşarken bazıları canavarı saklamayı bilirler. İçinde kabarıp, büyüyen duygular o canavar için ya ölümdür ya da bir yaşam. Hayatımda ilk defa canavarı yaşatmak istemiştim. 

Elimde zorla tuttuğum silahla Sarp'a doğru yaklaşırken içimdeki korku da bir o kadar fazlaydı. Yapma diyordu, pişman olacaksın.

O canavar ise bunun tam tersini söylüyordu bana. Öldür onu! 

Elimdeki silaha alayla baktı. "Beni mi vuracaksın?" Sızlayan bedenim, tutmayan ellerim ve dolan gözlerim acınası bir hâlde olduğumu açıkça belli ediyordu.

Sarp sarhoş bir şekilde üzerime yürüdü. Silah bende olmasına rağmen bedenimi korku esir almıştı. "Gerçekten mi Ceylan?" Gülmeye başladı. 

Balkon kapısının önünde birisinin gölgesini görmüştüm. "Bu korkak hâlinle beni nasıl vuracaksın?" Sert bir şekilde suratıma tokat attı.

Tokadın ve yorgunluğumun etkisiyle yere düştüm. Silah uzağa gitmişti. Sarp üzerime eğilip saçlarımı tuttu. "Sürtük!" O anda arkadan gelen kişi Sarp'ın saçlarından tutup onu geriye fırlattı. Pusat'tı bu. "Orospu çocuğu!" Hızlıca üzerine yürüyüp sert bir yumruk yüzüne vurdu. 

Sarp ise fazla dayanıklı çıkmıştı. Sarhoş olmasına rağmen Pusat'a yumruğunu salladı. Yumruk attığı elini tutup büktü Pusat. 

Üst üste attığı yumruklardan dolayı Sarp'ın yüzü görünmez hâle gelmişti. Eliyle ilerdeki silahı almak için uzanmaya çalışıyordu. 

Yerden kalkıp hızlıca silahı aldım. Titreyen ellerimle Sarp'a doğrulttum yeniden. 

Pusat ise o sırada Sarp'ın üzerine oturmuş ona işkence çektiriyordu. Bir anda ayağa kalkıp Sarp'ı yakasından tuttu. İlerideki duvara doğru savurunca komodinin üzerindeki eşyalar yerlere düşmüştü. Pusat'ın bakışları beni bile korkutuyordu.

Sarp hızlıca yere düşen vazonun kırık bir parçasını alıp Pusat'a savurmaya başladı. Bu hareket ise Pusat'ı zerre etkilememişti. Havada yükselen helikopter sesleri birilerinin geldiğinin habercisiydi. Pusat, Sarp'ı saçlarından tutup kafasını duvara vurdu. Bunu birkaç kez daha tekrarlayınca Sarp'ın kafasından kanlar akmaya başlamıştı. 

Sarp elindeki vazo parçasını Pusat'ın koluna sürttü. Gözlerimin önünü kan bürümüştü. Ondan sonra ise bir kurşun sesi geldi. Pusat kafasını bana doğru çevirdi. Sarp ise beyninden vurulmuştu. Gördüğüm kanlar başımı döndürürken silah, titreyen ellerimin arasından kayıp düştü. 

Pusat hızlıca bana doğru geldi. Üstü başı kan içindeydi. "Ceylan! Güzelim bana bak." Etraf bulanıklaşmaya başlamıştı. "Ben yaptım. Ben vurdum onu tamam mı?" Sesler boğuklaşıyor, Pusat gözlerimin önünden yavaş yavaş kayboluyordu.

Hızlıca beni kucağına alıp götürürken bayılmadan bir saniye önce kafamı cesede çevirdim. 

🌺

Gözlerimi yavaşça araladım. Baş ucumda duran Pusat saçlarımı okşuyordu. "Midem..." Devamını getiremesem de Pusat anlamış, bana bir poşet getirmişti. Kusmayı denedim. Gözlerim dolmuştu. Kusamıyordum. 

Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Helikopterdeydik. Karşımda oturan askerler ile bakışıyordum. Bunlardan birisi de Poyraz'dı. "Merhabalar!" Gülümsedi bana. Mimik oynatacak gücüm bile yoktu. 

Kafamı tekrar poşete eğdim. Ben midemde ne varsa çıkarmaya çalışırken Pusat saçlarımı tutuyordu. Kafamı kaldırdım tekrardan.

Pusat, avucuna şişesinden su döküp yüzümü yıkamaya başladı. Yarı baygındım. 

Köy Hayatı Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin