"Ben sana bir şey aldım." Maria heyecanla Murat'a baktı. "Ne, ne aldın?" Onun bu heyecanına daha çok aşık oluyordu Murat. Cebinden bir kutu çıkarıp içinden bir kolyeyi Maria'ya uzattı. "Bu..." Kolyeyi inceledi Maria. "Çok güzel." Ucunda bir sallanan bir çiçek vardı.
"Takar mısın?" Sarı saçlarını kaldırıp beklemeye başladı. Tenine ilk kolyenin soğuğu değdi. Ardından ise bir nefes hissetti ensesinde. "Çok güzel kokuyorsun." Maria'nın bedenine bir utangaçlık hücum etti. Artık Ceylan'ı daha iyi anlıyordu.
Murat'a dönüp gözlerinin en derinine baktı. ""Ya vlublyon f tebya." Murat anlamamıştı. "Sövmedin değil mi?" Maria gülmeye başladı. "Yok, güzel bir şey." Söylemeyecekti. Murat'a arkasını dönüp eve gitmeye başladı.
Murat ise kelimeyi unutmadan önce anlamına bakmak için askeriyeye koştu.
🌺
Gelinlikler içinde önümde süzülen Cazibe'ye baktım. Son bir gün kala gelinlik alışverişi yapmaya gelmiştik. Evet, son bir gün kala.
"Oy benim güzel kızım." Zümrüt hala, kızını övgü yağmuruna tutarken ben Pusat'ı düşünüyordum. Yaklaşık bir saattir birbirimizden uzaktık.
"Sence nasıl Ceylan?" Cazibe bu soruyu bizzat bana yöneltmişti. Onu baştan aşağı süzdüm. Her ne kadar anlaşamasak da güzel görünüyordu. "Çok yakışmış." Şaşkınca yüzüme baktı. "Gerçekten mi?" Kafamı içten bir şekilde salladım. "Teşekkür ederim." Aramızda küçük bir etkileşim oluşunca nedense kanım kaynamış gibi hissettim.
Telefonumun yüksek sesli melodisi gelinlikçiyi doldurdu. Pusat'ın aradığını görünce heyecanla ayaklandım. Tüm gözler anında bana döndü. "Şey..." Müge teyze güldü. Hızlıca dışarıya gidip telefonu açtım.
"Pusat!" Bu heyecanıma arkada gülmeye başladı. "Söyle benim güzelim..." Biraz nazlandım. "Seni özledim." Bu ben miydim? Bu da demek oluyordu ki aşk insanı her hâle sokabilirdi.
"Alayım mı seni?" O görmüyordu ama anında gözlerimin parladığına emindim. "Evet, al beni." Güldü. "Hangi anlamda?" Bu küçük oyununa bende katıldım. "Hangi anlamda istersen." Ben bunu dediğim anda önümde Pusat'ın arabası durdu.
Şaşkınca telefonu kapatıp içeriye baktım. "Atla!" Bunca zaman burada mıydı? Hızlıca tekrar gelinlikçiye girip çantamı aldım. "Nereye?" Babaanne hemen huysuzca lafa atıldı. "Pusat." Başka bir şey demeden koştura koştura arabaya bindim.
Pusat, sertçe arabayı gazladı. "Yavaş." Güldü. "Bize ters öyle şeyler." Sonra bana döndü. "Hızlı severim." Emniyet kemerimi bağlamaya çalışıyordum.
Pusat gerçek anlamda uçarken bir eli de radyodaydı.
İsmail YK- Bas Gaza
"Bu ne?" Sesli bir şekilde güldüm. Fazla keyifliydi. "Şarkı." Bu tespitine şaşırmış taklidi yaparak baktım. "Nereye gidiyoruz?" Arabaların arasından uçarak geçiyorduk. "Kaçırıyorum seni." Şikayetim yoktu. "Kaçır beni." Bu hevesime yandan bir gülüş attı.
Fakat bu eğlencemiz kısa sürdü. Yandaki polis çevirmeleri arabayı çevirince şarkıyı kapatmak zorunda kaldık. "Ehliyet ruhsat lütfen." Pusat, sakin bir şekilde gerekli her şeyi uzattı. Polis inceleme yaptıktan sonra başını öne eğdi.
"Kusura bakmayın komutanım." Pusat ise bunu umursamadı. "İyi görevler." Polis teşekkür edip bizi gönderince tekrar yola döndük.
"Çok sakinsin bugün." Güldü. "Sen varken istemsizce papatya tarlası yemiş gibi oluyorum." Bacağımın üstündeki elimi tutup öptü. "Papatya tarlası yemiş gibi olmak mı?" Bu benzetme beni güldürdü. "Ya da şöyle söyleyeyim." Elini bacağıma koydu. "Sen benim papatyamsın. Ben seni her gördüğümde, öptüğümde, dokunduğumda sakinleşiyorum."
![](https://img.wattpad.com/cover/359320236-288-k925040.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy Hayatı Mı?
RandomCeylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak için geldiği bu yerde hiç beklemediği garip olaylar olmaya başlar. Peki Ceylan kendisini bu olaylardan nasıl kurtaracaktır? Dışarıdan her ne k...