24. Bölüm

5.4K 249 93
                                    

"Öğretmenim hadi oyun oynayalım!" Öğrencilerime baktım. Oyun oynamak istiyorlardı benimle. Ben ise ayakta zor duruyordum. Yine de kabul ettim. "Ne oynayacağız?" Biraz düşündüler.

"İstop oynayalım mı?" Hep bir ağızdan bağırdılar. Topu aldım hızlıca. "Koşun bakalım." Etrafta koşuşturdular. "İstop!" Hepsini durdurdum. "Yeşil!" Herkes etrafta dokunacak yeşil bir şey arıyordu.

Karşıdan gelen Pusat'a koştular. Üniformasını tuttular. Güldüm. Hasan hâlâ koşuyordu. Topu arkasından attım. Poposuna çarptı. "Ah vuruldum." Dram yapıp kendini yerlere attı.

Sesli bir şekilde gülmeye başladım. Dünden sonra Pusat ile yeniden göz göze geldik.

"Pusat!" Arkamdan Lavin'in neşeli sesi geldi. Yavaş adımlarla ona ilerliyordu. Yanımdan hızlıca geçti. Pusat ise bakışlarını üstümden bir kere bile ayırmamıştı.

Lavin ile Pusat yan yana durdular. Lavin mutlu bir şekilde bana el salladı. Onlar yan yana durdukça içim sızlıyordu. Arada kalmış gibiydim. Onların arasına giriyormuş gibi hissediyordum.

Küçük Pusat ile göz göze geldik. "Sende bizimle oynamak ister misin?" Gözleri parladı. O da bizim aramıza katıldı. "Öğretmenim bu kim?" Öğrencilerimin bakışları çocuğu korkutmuştu anlaşılan. Annesi devreye girdi. "Ne bakıyorsunuz öyle?" Sinirle benim öğrencilerime bağırdı. "Lavin!"

Dudaklarımdan kendi kendine çıkan sert sözleri durdurmadım. "Lütfen küçücük çocuklara bağırmaz mısın?" Bana da sinirle baktı. "Kimse benim çocuğuma öyle bakamaz." İlk defa birine karşı bu kadar nefret dolmuştum.

"Kimse benim öğrencilerime bağıramaz." Devreye Pusat girdi. "Lavin daha dün sana kimseye sataşma dedim." Kimse mi olmuştum şimdi de?

"Ama Pusat-" Pusat'ın kaşları çatıldı. "Aması yok Lavin. Küçücük çocuklara kafa tutuyorsun." Somurttu. "Özür dilerim. Sana da sert davrandım." Zorla gülümsedim. "Önemli değil." Öğrencilerim yanıma geldi. "Bir daha öğretmenimize öyle konuşma!" Ömer'in sinirli sesi duyuldu.

Lavin ise Ömer'e sertçe baktı. "Lavin!" Tekrar uyardım onu. "Kimse bu çocuklara terbiye vermemiş mi? Büyüklerine saygılı olması gerektiğini bilmiyorlar mı?"

Ömer konuştu. "Öğretmenimiz bize saygı duymamız gereken kişileri anlattı. Senin gibi vasıfsız bir insana bizde saygı duymuyoruz!" Ömer'in sözleri beni fazlasıyla şaşırttı.

"Küçücük boyuyla ettiği laflara bak." Ömer'i tuttum. "Tamam, yeter." Saçlarıyla oynadım. "Hadi özür dileyelim Ömer." Kulağına fısıldadım. "Sana bu yakışır." Gözümü kırptım. "Benim için?" Ofladı. "Sırf öğretmenim için senden özür diliyorum."

Gelip beni öptü. "İşiniz bitince oyunumuza devam edelim öğretmenim." Güldüm. "Tamam."

Lavin'in sert bakışları üzerimde durdu. "Bu çocuklara ne olmuş böyle? Hepsi çok vahşi. Benim çocuğumu da bozacaklar."

Derin bir nefes aldım. "Ettiğin kelimelere dikkat et Lavin." Tek kaşı havalandı. "Onları sen mi şımartıyorsun? Pusat gelip Lavin'in kolunu tuttu. "Sus Lavin!" Susmadı. "Onlarla oyun oynayan öğretmen mi olur? Bu çocuklar ne zaman ders yapacak?"

Elimi havaya kaldırdım. Sinir sistemim çökmüştü sanki. "Onlara ne zaman ders vereceğim beni ilgilendirir Lavin." Pusat'ın gözleri bana döndü. "Öyle mi?" Yavaşça kafamı salladım. "Senin gibi sade bir insan bana ne yapacağım ile ilgili ders veremez! Haddini bileceksin!"

Pusat şaşkınca bana bakıyordu. "Anladım." Lavin başka bir şey söylemedi. Arkama dönüp yavaşça uzaklaşırken durdum. Tekrar ona döndüm. "Bir daha sakın ama sakın öğrencilerime bağırma."

Köy Hayatı Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin