"Ah, başım!" Gözlerimi yavaşça açarken başıma saplanan ağrılar artmıştı. "Benim burada ne işim var?" Mutfakta, masanın üzerinde uyumuştum. "Ayça? Maria?" Yavaşça ayağa kalktım.
Sırtım bile tutulmuştu. "Ayça!" İçeriye girince Maria ve Ayça'nın birbirlerine sarılmış bir şekilde, halının üzerinde uyuduklarını gördüm.
Gülüp, hemen onları fotoğraf çektim. "Oha bu kadar mesajı kim atmış bana?" WhatsApp'a girdiğimde gördüğüm şeyle önce dondum.
Daha sonra Pusat'ın sohbetine girince ona atılmış bir video olduğunu gördüm. Videoyu başlatıp izleyince gözüm seğirmişti sanki. "AYÇA SEN NE YAPTIN?"
Bağırma sesime söylenerek uyanan Ayça'ya döndüm. "Abla bağırma. Ne bağırıyorsun?"
Videoyu görmüştü üstüne bir de şuan hâlâ aktifti. "Videoyu Pusat'a atmışsın!" Ayça şaşkınlıkla hemen yerden kalktı. "Ne demek atmışsın? Hayır atmadım."
Emin olamayınca biraz düşündü. "Attım mı?" Ağlamak istiyordum. "Sana inanamıyorum, Ayça."
Maria o kadar bağırmaya uyanmamıştı. Hızlıca banyoya gittim. Aynadaki iğrenç görüntü bana mı aitti? Tüm makyajım akmış ve alnımın tam ortasında kocaman bir şişlik vardı. "Bu ne zaman oldu?"
Üzerimdeki elbisemin bazı yerlerinde yırtıklar vardı. Dün gece ne yaşanmış olabilirdi ki bu kadar?
Ve en önemlisi, ben ne yapacaktım? "Bir daha asla yüz yüze gelemeyeceğiz. Benimle kesin dalga geçecek."
Yüzümü yıkadım ve oturma odasına geçtim. "Hadi kalkın artık." Ayça halının desenlerini izliyordu, Maria ise hâlâ uyuyordu.
"Bugün günlerden ne? Okul var mıydı? Öğrencilerimi unuttum!" Ayça bana gözlerini devirdi. "Abla sakin olur musun artık? Hafta sonu bugün."
Sinirle ona döndüm. "Sen ne yaptığının farkında mısın? Nasıl açıklama yapacağım şimdi ben?"
Ayça ilk defa utançla kafasını yere eğdi. "Özür dilerim. Dün akşam videoyu çektikten sonra kapatmak yerine, göndermişim sanırım."
Suçlu suçlu gülümsedi. "Umarım uzun bir süre karşıma çıkmaz." Maria ise bir anda horlamaya başladı.
Ayça'nın şaşkın bakışları Maria'ya ulaştı. "Oha!" Parmağımı dudağıma götürüp susmasını söyledim.
Odama gidip üzerimi değiştirdim. İçeriden Ayça'nın bağırma sesi geldi. "ABLA İNEK!" İnek mi?
Hızlıca Ayça'nın yanına gidince camın önünde bize bakan bir inek gördüm. "Camı açtım, bir baktım bana bakıyor." İstemsizce gülmeye başladım. İnek ise hâlâ bize bakıyordu.
İneğin yanına gitmek için kapıyı açtığım an uzaktan bana doğru gelen Pusat ile karşılaştım.
Hızlıca kapıyı kapattım. "Hayır ya." Biraz bekledikten sonra yavaşça kapıyı araladım. Gözlerimin derinliklerine kadar bakan Pusat yüzüme doğru eğildi anında. "Bir misafirin yüzüne kapı kapatmak sana hiç yakışmadı." Pis pis sırıttı.
Utançla kapıyı açtım. Gözleri yüzümde oyalandı. Alnımda uzun bir süre durdu. Hafif kaşları çatıldı fakat anında düzeldi. Gözlerime ve ardından çok kısa bir süre dudaklarıma baktı.
Sigarasından bir duman çekip gökyüzüne doğru üfledi. "Dün sanırım bir şeyler olmuş." Utançla konuştum. "İnsanlara kafa atabildiğini bilmiyordum. Gayet başarılı ama bir dahakine kafanın şişme ihtimalini düşünerek hareket et."
Videonun her saniyesini izlemişti anlaşılan. "Ayça göndermiş." Güldü, gözleri kısılan bir şekilde hem de. "Biliyorum." Bilmediği bir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy Hayatı Mı?
RandomCeylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak için geldiği bu yerde hiç beklemediği garip olaylar olmaya başlar. Peki Ceylan kendisini bu olaylardan nasıl kurtaracaktır? Dışarıdan her ne k...