Kırk Üç

1.1K 111 30
                                    

Elindeki ateş viskisinden büyük bir yudum aldı Sirius. Davaya sadece birkaç gün kalmıştı ve onun elinden hiç birşey gelmiyordu. Birde kendini Reven'in babası diyordu. Onu koruyamadıkça sözdeydi babalık.

"Baba olmayı bile beceremiyorsun Sirius"

Bardağı hızla önünde ki çalışma masasına bıraktı. Delirmiş gibi kafasına vuruyordu.

"Onun babası olmayı hak etmiyordun. Aptal Sirius" diye bağırdı.

Odanın kapısı hızla açıldı. Maria kafasına vuran Sirius'un kollarını tutu.

"Ne yapıyorsun Sirius delirdin mi?" Dedi Maria

"Reven" diyebildi

"Onun babası olmayı hak etmiyorum. James her zaman çocuklarını...
Çocuklarını koruyabilir ama benim eliden hiç birşey gelmiyor" diye devam etti.

Maria, Sirius'a yaklasıp elindeki kadehi aldıp masanın üzerine bıraktı. Sirius'un hemen yanına oturup elini tutu.

"Boşuna kendini harap etme Sirius. Ben halletim" dedi Maria

"Ne? Nasıl hallettin?"

"Beni hafife alma Sirius" dedi sadece Maria.

Sirius bir anlığına Maria'ya ne kadar yakın durduklarını fark etti. İki yetişkin gözlerini birbirine kenetlemiş kalmışlardı. Maria hep mi bu kadar çekiciydi yoksa sarhoş mu olmuştu? Ne fark ederdi ki? Bir zamanlar Hogwarst'ın en popüler ve en güzel kızı şu an onu nişanlısıydı.

Sirius içindeki dürtüye karşı koyamadı. İlk elini Maria'nın yüzüne götürdü. Avucuyla Maria'nın yanağını okşadı. Maria daha ne olduğunu kavrayamadan onu öptü.

Tatlı ve yavaş bir öpüşmeydi bu. Sanki liseli iki gencin ilk öpüşmesi gibiydi. Bir süre devam etti. Uzun bir süer.

En sonuda Maria adlandıramadığı hissten çıkıp öpüşmeyi durdurabidi. Ne zamandan beri ona sarılmıştı? Ne zaman kolu onun boynunu sarmıştı? Kendi bile bilmiyordu.

"Sirius" diyebildi

Sirius'un gözü hâlâ kapalıydı.

"Hmm" diye homurdandı.

"Sarhoşsun"

"Değilim. Reven'i bir daha görmemek üzerine yemin ederim ki aklım başımda"

Bu sefer öpen kişi Maria oldu. Önceki gibi Tatlı ya da yavaş değildi. Aksine olabildiğince sertti. Büyük bir açlıkla birbirlerinin dudaklarını âdetâ yiyorlardı. Maria, Sirius'un boynunda olan kolunu yukarıya yönlendirdi. Artım elleri kimseye dokundurtmadığı saçlarındaydı.

Tek hamede Sirius'un kucağına çıktı. Artık Sirius iki bacağının arasında sıkışıp kalmıştı. Fakat halinden şikayetci değildi. O'da Maria'nın tişörtünü tek seferde çıkarıp gelişi güzel odaya fırlattı.

...

Hücrenin kapısından kilit sesi gelir gelmez Reven ayağa fırladı. Bir görevli hücre kapısını açmaya çalışıyor gibiydi. Reven tek hareketiyle hücre kapısını önündeki duvara fırlattı. Görevli korkuyla yerinden sıçradı.

"Dava bu gün mü?"

Görevli sadece başını sallayabildi.

"Güzel canım sıkılmıştı" dedi Reven

Hücre'den dışarı çıkıp görevliye bir süre baktı.

||Reven Maria Potter||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin