Kırk

1K 99 7
                                    

Maria Bakanlıktaki odsında dönüp dolaşıyordu. Kızı şu an bir suçlu muamelesi görüyordu. Sirius onu sakinleştirmek istesede yapamıyordu. Zaten şu an en yakın arkadaşını, kardeşini ölümüne yumruklamak istiyordu.

Sirius sonunda Maria'yı kollarından tutup durdurdu.

"Yeter artık Maria kendine gel. Böyle yaparak Reven'e yardımcı olmuyorsun" diye bağırdı.

Maria yavaşça yere oturdu. Sirius'ta hemen yanına eğildi bir dizi yerdeydi.

"Onun suçu ne Sirius? Neden doğduğundan hatta varolduğundan beri James ondan nefret ediyor? Annesi ben olsam bile Reven onun çocuğu. Keşle Reven'i, Lily doğursaydı. Belki hiç baba sevgisi görmeyen yavrum sevgi görürdü" Hem ağlıyor hemde anlatıyordu.

Sirius onu göğüsüne çekip sıkı sıkı sarıldı.

"Değiştirir mi bilemem ama bir çocuğum olsa en az bu kadar severdim" diyebildi.

İkiside dışarda onları dinleyen Lily'den habersizdi.

...

Reven annesi ve vafız babası gibi endişeli değildi ama rahat'ta değildi. Nasıl rahat olsun? Kim bilir bakanlığın eksi kaçıncı katında bulunan zindan benzeri biryerdeydi. Karanlık bu odada bir süre sonra gözleri alışmış ve karşısında nerdeyse bir kedi büyüklüğündeki fareyi farketmişti. Her zaman elbiselerinin içinde dolaşan yılanı pantolonunun paçasından yavaşça süzüldü. Yavaşça yerde süzülüp sinsi sinsi fareye yaklaştı. Fare daha yılanı görmeden yılan onu boynundan ısırdı. Yılan hem tüm gücüyle fareyı ısırıyor. Hemde fareye sıkı sıkı kendini doluyordu. Bir kaç dakika sonra fare artık can çekişmeyi bıraktı.

Öldüğü her halinden belli oluyordu. Yılan artık fareyı bırakmış ve fareyi tek lokmada yutmaya başlamıştı.

"Afiyet olsun sana" dedi Reven iğrenir gibi.

Ne zamandır burdaydı? Ne kadar süre burda kalacaktı? En önemlisi kafasındaki ses hiç susmayacakmıydı?

"Sana söylemiştim" deyip duruyordu.

"Sevinme hemen" dedi Reven

"Burdan kurtulucam" diye bağırdı.

İstese kapıyı kırması saniyelerini alırdı ama bu onun başını daha fazla belaya sokardı. Sakinleşmesi gerek ama nasıl?

Aklına turnuva geldi. O yumurtayı açmanın yolunu bulmakıydı. Yumurta açılırken çıkan sesin bir bilmece olmayacağı aşıkardı.

"Reven"

Reven hemen kapıya döndü. Bu annesiydi. Yanlızda değildi. Sirius, Remus, Bella ve Adrian' da burdaydı. Görevli kapıyı açana kadar fareyi yutmuş olan yılanı küçük yatağın arkasına saklandı.

Kapı açılır açılmaz Maria kızının boynun yapıştı. Öyle sıkı sarılıyordu ki. Reven nefes alamıyordu. Hem sarılıyor hemse öpücükler konduruyordu.

"Anne sevmediğimi biliyorsun" dedi Reven

"Biliyorum ama dayanamıyorum" dedi Maria

Gözleri kıpkırmızı idi ve hâlâ ağlıyordu.   Reven bir an pişman oldu. Cho'yu o hâle getirdiği için değil. Annesi üzüldüğü için pişmandı.

Maria bırakınca aynı şekilde Bella'da sarıldı. Oda ağlamış gibiydi.

"Ne çok ağladınız" dedi Reven

İki kadınında yüzüde buruk bir gülümseme oluştu. Bella'da ayrılınca Reven kendini Sirius'un kollarına attı. Ona sıkı sıkı sarıldı. Sirius ise gülüp o da sıkı sıkı sarıldı. Aynı şekilde Remus ve Adrian'la da sarıldı Reven.

"Ben yapmadım. Bana inanıyorsunuz değil mi?" Dedi Reven

"Açıklama yapmana bile gerk yok tatlım biz sana inanıyoruz" dedi vafız annesi.

"Bir an şüphen olmasın Reven Black" dedi Sirius gülerek.

Adrian "Reven Black" denmesiyle yüzü düştü ama belli etmedi.

Reven, Remus'a döndü.

"Sana inanıyorum" dedi Remus

Herkes ona inanıyordu. Bir insan daha ne isteyebilirdi ki?

"Aptallar" diye söyleniyordu kafasındaki ses.

"Sakın korkma Reven. Yakında özgürlüğüne kavuşacaksın" dedi Sirius

Reven'in dikkatini kapıda bekleyen Lucius Malfoy çekti. Onun burda ne işi vardı ki? Annesi onun Lucius'u fark ettiğini anlayınca konuya el attı.

"Lucius'un bize çok yardımı dokundu. Ziyaret için bakanı o ikna etti" dedi

...

Lily Potter yatak odasındaki aynadan bir kendine birde yatakta uzanmış kocasına bakıyordu. Aklını sürekli Maria'nın sözleri kurcalayıp duruyordu. Dayanamayıp kocasının yanına gitti yattağa oturdu. James Potter karısının onunla önemli bir konu konuşacağını hemen anladı. Yataktan doğrulup gözlüğünü taktı.

"Bir sorun mu var çiçeğim?" Diye sordu.

"Evet" diyebildi Lily.

"Çocuklarla mı ilgili?" Dedi James

Lily kafası ile onayladı.

"Çocuğun ile ilgili" dedi.

James sıkıntıyla iç çekti. Bu konu her açıldığında hep böyle yapardı.

"James kaçma" dedi Lily

"Reven benden değil" dedi James

"Reven'in babası ben değilim" diye devam etti.

"Ya öylemi kim peki?" Dedi Lily

"Sirius, Sirius'muş kendi itiraf etti" dedi James

"Hayır, yalan buna kim inanır?" Kendiyle konuşuyor gibiydi Lily.

"Yalan falan yok çiçeğim" dedi James

"Sirius eğer Reven'in biyolojik babası olsaydı en başında söylerdi zaten. Ne sen suçlanırdın nede Reven babasız büyürdü" dedi Lily

Kocasının bir elini iki elinin arasına aldı.

"Sirius eğer gerçek babası olsaydı. Maria'nın en başından bize gelmesine engel olurdu. Hem Maria ve Sirius Reven doğduktan sonra yakın arkadaş oldular öncesinde birbirlerini pek sevmiyorlardı"

James Potter karısına bir cevap veremedi. Bu sorular arda onunda aklını kurcalıyordu. Neyseki kan büyüsünü yapmıştı. Ama bunu karısına söyleyemezdi.

"Sen güzel aklını bunları düşünerek harcama çiçeğim benim sadece iki oğlum var bunu bil yeter" dedi.

||Reven Maria Potter||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin