||Reven Maria Potter||

Otuz Dört

Tüm gün arkadaşları Reven'i yanlız bırakmamışlardı. Madam Pomfrey en sonunda dayanamamış onları kovmuştu. Ama Potter'lar işte onların kitabında pes etmek yoktu. Sıkış tepiş bir pelerinin içinde dört kişi hastane kanadına gelmişti. Harry, Ron, Hermonine ve Boris, Reven'i yanlız bırakmak istemiyorlardı. En çokta Harry ve Boris, Harry zaten Reven'le çocukluk arkadaşı dahası en yakın arkadaşıydı. Boris ise Reven'i hızlıca benimsemiş ve sevmişti. Ablası olsa en az bu kadar severdi ki zaten öyleydi.

Maria Reven'i hemen yanındaki yatakta uyuya kalmıştı. Sirius'ta onun yanı başındaydı. Herkesin garipsediği ama umursamadığı biride burdaydı. Draco Malfoy bir an olsun Reven'in yanından ayrılmamıştı.

Yasak saatlerin başlamasına bir kaç saatten az kalmıştı ama hâlâ Cedric'den eser yoktu. Reven'le her fırsata evleneceğini söyleyen delikanlı zor bir günde hemen onu bırakmışmıydı?

Madam Pomfrey Sirius ve Maria'yı zorla hastane kanadın'dan göndermiş ve en sonunda rahat bir nefes almıştı. Kalabalıktan hoşlanmamasıyla tanınan bir cadıydı kendisi. Kuralları kesindi sadece bir öğrenci kalabilir. Ama Harry'de, Reven'in iyi olduğunu bilmezse uyuyanazdı.

Draco Malfoy, Reven'in sedyesinin yanındaki bir koltuğa oturmuş Reven'i izliyordu. Yemeklerde dahil hiç ayrılmamıştı.

Hastane kanadının önüde Cedric hızlı adımlarla kapıya doğru koşarken birisine çarpmasıyla durdu. Etrafta kimse'nin olmadığını algılayamadan bir el onu hastane kanadına çekiştirdi.

Draco Malfoy, Cedric Diggory'i görür görmez yerinden fırladı. Planı Reven onu görmeden göndermek.

"Defol burdan Diggory" diye böğürdu.

"Ne hakla beni kovuyorsun sen?" Dedi Cedric.

Malfoy'dan birkaç santim uzun olan boyuyla yukardan bakıyordu.

"Kocası olma hakkıyla" dedi Malfoy

Cedric alayla güldü.

"Hayal dünyan çok geniş herhalde. Unutun sanırım Reven benim sevgilim"

Malfoy, Cedric'in bu savunmasına güldü hâta kahkaha bile attı.

"Sevgilisi öyle mi?" Dedi

Tekrardan bir kahkaha attı. Kahkahasını oldukça kısa tutup ciddi tavrına yeniden takındı.

"Reven'in zavalı Hufflepuff'lı oyuncağı"

Cedric tam konuşucaken Draco tekrar konuştu bu sefer diğerinin aksine fısıldıyordu.

"Duyunca Reven'in senden ayrılacağı şu küçük sır var ya?"

Cedric'ın şaşkınlığı her halinden belliydi. Malfoy bunu nasıl biliyordu?

"Onu Reven'e söyleyeceğim. Ama merak etme şimdi değil"

"Ne zaman?" Dedi Cedric

"Ne zaman istersem. Canım ne zaman söylemek isterse o zaman"

Kurnazca gülüyordu.

"Sana iki seçenek sunuyorum Diggory ya Reven'e sen söylersin ya da ben biraz ekleme yapıp söyleyeceğim. Karar senin"

"Neyi tartışıyorsunuz siz? Reven hasta görmüyormusunuz?" Dedi onlara yaklaşan Hermione.

Cedric onun sorusunu boş bırakarak hastane kanadın"dan çıktı. Draco Malfoy arkasından kurnazca sırıtmaya devam ediyordu.

O sırada Harry, Ron ve Boris Reven'in yanındaydı. Reven uyuyordu beki ama onlar onunla kalmak istiyorlardı.

"Annem her Üç Büyücü Turnuvası olduğunda geleneksel olarak yapılan noel balosunun yapılacağını söyledi" dedi Boris Potter

"Bir balomuz kalmıştı zaten" dedi Harry bıkmış gibi bir tavrı vardı.

"Reven'e eşim olmasını soracağım" dedi Boris

Harry ve Ron onun bu haline güldüler. Kim bilir Reven'e kaç kişi teklif edecekti.

...

Maria ve Sirius hastane kanadından çıktıktan sonra Sirius'un odasına gittmişlerdi. Sirius ikisine birer bardak kahve hazırlamış hem konuşuyor hemde kahvelerini yudumluyorlardı.

"Reven'e birşey olucak diye ödüm kopuyor Sirius. Keşke hiç Amerika'dan dönmeseydik" dedi Maria. Boşluğa dalmiş gittmişti.

"Endişen boşuna Maria. Her çocuk hasta olur. Madam Pomfrey'nin dediği gibi sadece grip"

"Endişelenmemek elimde değil Sirius. Reven benim herşeyim. Sanki Merlin tarafından bana verilen bir lutuf. Ben ona bakınca içimin huzur dolduğunu hissediyorum. Benden bir parça"

Sirius'un onu merakla dinlediğini görünce Maria yeniden konuşma gereği duydu.

"Biliyorsun eskiden James''ı ne kadar çok sevdiğimin en büyük şahitlerindensin... Bu başka bir şey Sirius. Reven'e olan sevgim James'a duydum-yani eskiden duyduğum sevginin binlerce katı fazla"

Kapının çalınmasıyla ikili kapıya döndü. Sirius yerinden kalkıp kapıyı açmaya gitti. Gelen James ve Remus'du.

İkiside her zaman yaptıkları gibi selam vererek odaya girdiler.

"Sende mi burdaydın Maria?" Dedi Remus

Daha onu farketmeyen James hemen ona baktı. Saniyeler sonra bakışları Sirius'u buldu "ne alaka?" Dermiş gibiydi.

"Hoşgeldiniz bizde Maria ile laflıyorduk öyle. Oturmaz mısınız?"

İki arkadaşıda odadaki ikili koltuğa oturdu.

"Ee düğün ne zaman?" Dedi Remus odadaki tatsız sesizliği bozmak adına.

"Noel'den sonra diye düşündük. Ama öyle bir düğün olmayacak sade bir nikah" dedi Maria

"Reven olumlu karşılamış gibi" dedi Remus

"Evet sorun etmedi. Zaten Reven, Sirius'u çok sever"

"Beni kim sevmez ki?" Diye sitem etti Sirius.

"Emin misin Maria? Bence kızın pek istiyor gibi değil?" Dedi James

"Kızımın ne istediğini herkesten iyi bilirim James" dedi Maria

"Belli oluyor. Ona hiç sormadan bir kraliyet ailesine sokmuşsun ama sen zaten alışıksın insanlara sormadan onların hayatına mudahale ettmeye"

Maria sinirden nefesini tutu. James ikisinin birlikte olduğu günden bahsediyordu.

"İleri gidiyorsun dostum" dedi Sirius

"Ben mi ileri gidiyorum bu kadın yıllarca kimden olduğu daha belli bile olmayan bir çocukla bana vicdan azabı çektir-"

James lafını bile bittirmeden Maria asasını boynuna bastırdı.

"Kızım hakkında doğru konuş Potter" diye sinirle bağırdı.

"Yalan mı söylüyorum? O kızın babası kim? Belki sen bile bilmiyorsun?" Dedi James

James gerçektende kanına susamıştı ki Maria ile böyle konuşabiliyordu.

"Belli onun babası" dedi Sirius

"Öyle mı?" Dedi James alayla.

"Peki kimmiş onun babası?" diye devam etti.

"Benim" dedi Sirius

Odadaki üç kişide ona aynı şaşkınlıkla baktı. En çokta Maria.

"N-Ne?" Diyebildi James

"Maria ile geçmişi olan bir tek sen değilsin dostum" dedi Sirius.