Halit'in avukatı Salih sorgu odasından çıkarken Selim merakla söylendi..
"Ne konuştu şimdi bunlar?" dedi sinirli bir şekilde "Elini kolunu sallaya sallaya gidiyor bir de adama bak." dedi oflayarak.
"Hadi işinize gençler. Yeni komiserinizin eli kulağındadır. Hadi marş marş" dedi Hasan..
Selim ve Oya odadan çıktıklarında Oya da sinirle söylenmeye başlamıştı. "Ne yani? Her şeye en baştan mı başlayacağız biz?" dedi oflayarak.
"Dua edelim de, bu yeni gelen de Kerim amir gibi bize en ufak şeyde 40 dere geçirtmesin" dedi Selim de modu düşük bir şekilde.
Oya kapıyı kapattı.
"Veysel Bey'e ne diyeceğiz peki? Hayır yani bize inanacak mı bir kere o var."dedi Selim düşünceli bir şekilde.
"Denemekten başka çaremiz mi var Selim? Yapacağız bir şekilde"dedi Oya..
...................................
Küçük kız yavaşca araladı gözlerini. hâla oldukça yorgundu. Cemile hemen doğrulup kızının saçlarını okşamaya başlamıştı. "Kızım, burdayım annem, korkma." dedi yavaşca. Küçük kız nerede olduğunu idrak edemiyordu. İlacı hâla tam olarak bünyesinden atamamıştı, Veysel de kızının saclarından öptükten sonra bir kez daha serumuna baktı.
"İyi olacaksın babacım, iyi olacaksın benim güzel kızım" dedi. Yağmur ilacın verdiği yorgunlukla tekrar uyumuştu.. Veysel bir tarafta Cemile de Diğer tarafta kızlarının elini tutmuş, onu güvende hissettirmeye çalışıyorlardı.
...................................
Veysel kızının yanında durmak istiyordu bir yandan, ama bir yandan da ayakları onu buraya getiriyordu.
"Kimliğinizi görebilir miyim?" dedi görevli polislerden bir tanesi. Yoğun bakımın önüne Kenan'ı korumakla görevlendirilmiş 2 polisten biriydi bu.
"Tabii" dedi Veysel yakasındaki hastane kimliğini uzatıp. Girişteki polislerin de izin vermesiyle odaya girmişti Veysel. Bir süre karşısında öylece yatan adama göz gezdirdi, ayakları neden onu buraya getiriyordu? Bilmiyordu.
"Ben neden buradayım acaba yine"dedi kendi kendine.
"Belki de sana bir can borçlu olduğum içindir." dedi yeniden kendi kendine. Ama sonra aslında ne kadar yalnız hissettiğini anımsadı.
"O gün, sırf bana destek olmak için yanımdayken bile güvende hissetmiştim kendimi " dedi Veysel yine dizleri üstüne çökerken.
"Ve ben daha önce hiç kendimi güvende hissetmedim. Yani bu duygu bana o kadar acaip hissettiriyor ki.. Anlam veremiyorum "dedi yine ellerini tutarken.
"Benim bir ailem olmadı hiç. Hayal meyal bir kaç ses sadece hatırladığım." dedi mahçubiyet dolu sesiyle. "Belki de kimsesiz olmanın verdiği bir duygu bu . Belki de kimsesi olmadığında insan her gördüğü insandan şüphe duyuyor. Yanından geçen her insana "Acaba?" diyor. "Acaba bu mu benim ailem?" dedi Veysel tuttuğu elin sıcaklığı avucunu dolduruyor, o da yavaşca parmaklarıyla avcundaki eli okşuyordu sanki.
"Seninle ilk tanıştığımızda ben pek güvenmemiştim sana , yalan yok..Ama sonra , baktım. Diğer tüm insanlara baktığım gibi , yanımdan geçen her insana baktığım gibi. "Acaba" dedim "Acaba bu adam mı benim ailem?" dedim. Bir cevap bulamadım ama hissettiğim şeylere de anlam veremedim." dedi Veysel.
"Kendimi o kadar yalnız hissediyorum ki, belki de kendi kafamdan bir aile yaratıyorum kendime. Güvende hissettiriyor bana burada olmak ki muhtemelen uyandığında bunların hiçbirini söyleyemem sana. Ama , ben gerçekten de sen benim abimmişsin gibi hissediyorum.. Keşke öyle olsan. Keşke" dedi uzunca iç geçirerek. Gözlerinden süzülen yaşları elinin tersiyle sildi ve kendini biraz daha toplayabilmiş olmanın verdiği rahatlama hissiyle ayaklandı. Yavaşca çıktı odadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP || VeyKen
Fanfictionİki Kardeşi Ayıran da Birleştiren de Bir Kayıp Hikayesiydi...