Daha yaşım 5 ti bu hayatın gerçek yüzüyle karşılaştığımda. Yatağımda her gün sabahlara kadar dua edişimde, Annem'in, Babam'ın verdiği sözlere inanmayı bıraktığımda.. Ben o yaşlarda inanmayı bıraktım, Çünkü zaman bana bir şeyi çok iyi öğretmişti... Çocuklar'ın duası her zaman kabul olmazdı. Ne annem ne babam tutabilmişti verdikleri sözleri. Ne de amcam. O zaman o çocuk aklımla bağırıp çağırmış, "Sen kardeşimi bulmuyorsun! Ben büyüyünce polis olup bulacağım kardeşimi!" demiştim.. Daha o yaşta kendime verdiğim bir sözdü bu, kardeşime verdiğim bir sözdü.. O günden sonra her günü bu sözü kendime yeniden hatırlatarak geçirdim.. Ve zaman geçti, polis oldum.. Ben kardeşimi bulabilmek için çok şey feda ettim bu hayatta, çok şeyi geride bıraktım, çok şeyi görmezden geldim.. Ama bir tek şeyi görmezden gelemedim. İçimde, bitmek tükenmek bilmeyen o dipsiz karanlığı... Kardeşimi bulamadığım her an oraya kapılıp durdum.. Ve yıllar sonra kardeşimi buldum. Ben ona kavuşmaya gün sayarken, ona bunu nasıl anlatacağımı düşünürken yine o 5 yaşındaki halime geri döndüm. Yeniden kardeşi ellerinden alınan o küçük çocuğu anımsadı bir tarafım... Ben kardeşimi yeniden kaybettim, ve ben bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum...
...................................
"Sen hesap vereceksin Halit Efendi, Kızıma yaptıklarının hesabını bana vereceksin!" dedi Veysel arkadan bağlı ellerini çözmeye çalışırken.
"Hayır ben anlamıyorum, sizdeki bu gereksiz özgüven nereden geliyor. Genetik heralde." dedi Halit kendini beğenmiş bir edayla..
"Ne diyosun sen be!" dedi Veysel yeniden.
"Neyse, biz bakalım işimize dimi. " dedi Halit. "Bunu planlamak icin günlerimi o nezarethanede geçirdim ben. Ben nezarethanedeyken, adamlarım her şeyi hazır ediyordu sağolsunlar." dedi Halit elindeki şeyi ayarlarken .
"Halit Merdan ile uğraşmamayı öğrenemediniz , Halit Merdan'ım Ben. Siz beni alt edebileceğinizi mi sandınız?" dedi kendini beğenmiş bir şekilde.
"O ne?" dedi Veysel bir yandan debelenirken.
"Bu, süpriz." dedi Halit sinsice gülerken. "Komiserin çok hoşuna gidecek." dedi yine aynı ses tonuyla.
"Benden ne istiyorsun lan o zaman !" dedi Veysel sinirle.
"Aslında senden bir şey istemiyorum." dedi Halit gayet sakin bir şekilde. "Benim derdim abinle."
"Ne? Ne abisi lan! Ne abisi!" dedi Veysel ellerini çözmeye uğraşıyordu hâla.
"Neyse boşver, nasıl olsa bunu öğrenecek zamanın olmayacak.. Ama bugün abine çok büyük bir ders vereceksin." dedi Halit.
"Ne dersiymiş o ?" dedi Veysel. Halit'i konuşturarak oyalamaktı amacı.
"Güzel soru. Ders şu , "Asla , ama asla Halit Merdan'ın işine burnunu sokma.Yoksa karşılığını kardeşinin canıyla ödersin."
Halit'in söyledikleriyle kafası karışmıştı Veysel'in. Gerçekten Komiser Kenan onun abisi olabilir miydi? O gün şüphelendiği şey gerçek olabilir miydi sahiden ?
...................................
Flashback
Polis memurları gittikten sonra tekrar içeri girmişti Veysel. Olduğu yerde öylece oturan karısına göz gezdirdi. Yavaşca yanına oturdu Cemile'nin.
"Keşke seni dinleseydim be Cemilem, " dedi pişman bir tavırla. Cemile birşey dememişti.
"Hangi dede torununa bunu yapar ya!" dedi bu sefer sinirle.