21.Bölüm

149 13 77
                                    

Minnet... 6 harfli kısacık bir kelime oysa ilk bakıldığında..  Ama ardında bir sürü soru barındıran, İnsanın başka duygularla çok çabuk karıştırabileceği bir kelime de aynı zamanda...

Kime minnet duyar insan ? neden minnet duyar? Minnet duyduğu için neler yapar mesela ? Ne Kadar ileri gider? Ne kadar ödün verir? Nedir Minnet.. Bir Mecburiyet mi, yoksa bir teşekkür biçimi mi ?

————————————————

"Cemile!" dedi Veysel hızla karısının yanına çökerken.

"Ambulansı aradın mı?" dedi Kenan bir yandan kalp masajına devam ederken Nehir'e dönüp.

"Aradım.Yetişecekler mi? çok kanaması var Kenan!" dedi Nehir de telaşla.

"Tam da o yüzden doktor olan kocasını çağırdım ya zaten."dedi Kenan terslercesine.

"Veysel.." dedi gözleri kardeşini bulurken. Ama kardeşinin şoka girdiğini anlaması zor olmamıştı.

"VEYSEL! KENDİNE GEL!" dedi bağırarak. Abisinin sesiyle kendine gelmişti irkilerek.

"Ne yapacağız söyle hadi.. " dedi Kenan.

"Bize bir tek sen yardım edebilirsin şu an."

Veysel dikkatlice inceledi karısının yarasını. Halit onu vurmuştu..

"Kurşun içeride. onu çıkarmam lazım."dedi Veysel kollarını sıvarken.

"Onu nasıl yapacağız çok pardon?" dedi Selim şaşkınca Halit'i gelen ekipler ve Ünal ile karakola yollamıştı.

Veysel yaranın üzerine koyulmuş şeye baktı. Abisinin Tişörtün üzerine giydiği gömlek olduğundan yüzde yüz emin gibiydi.

"Gel! bastır şuna" dedi yerini Selim'e bırakırken. Kendisi de hızla merdivenlerden çıkmış çok geçmeden elinde kocaman bir çantayla geri gelmişti.

"O ney ?" dedi Selim anlamazca.

"İlk yardım çantası diyebilirsin" dedi Veysel.

"Tabii Halit Bey'in bunu bana verirken amaçları çok başkaydı, ama şu an onu düşünecek zamanım yok.

"Neşteri Ver" dedi kendinden emin bir sesle. Kenan hâla kalp masajına devam ediyordu. Bilekleri acımaya başlasa da umursamadı. Kardeşi yerine koyduğu yengesini kurtarabilmek tek dileğiydi.

Selim koca çantanın içinde tanıdığı belki de tek nesne olan Neşteri Veysele uzattı. Dikkatli bir şekilde kesik açmıştı Veysel. Kurşunu bulurken karısının daha çok kan kaybetmesine neden olabilirdi elbette. Ama başka çaresi de yoktu.

Çok geçmeden yeniden Selime döndü. "Klemp."

"Klemp ne?" dedi Selim çantadakilere anlamazca bakıp.

"Hiç mi Film izlemiyorsun oğlum!" dedi Kenan sinirle. "Şuradaki işte, makas gibi olan!" dedi bir yandan kalp masajına devam ederken. Selim Kenan'ın söylediği şeyi de çıkarıp Veysele uzattı.

Veysel dikkatle Kurşunu çıkarırken bir yandan da Selim'e talimatlar vermeyi ihmal etmiyordu.

"İpi ve iğneyi hazırla, kurşunu çıkardıktan sonra yarayı dikeceğim." dedi katı bir sesle. Diğerleri bu ses tonunu garipsese de Kenan bu duyguyu çok iyi biliyordu.

Selim dediğini yaparken Veysel de kurşunu çıkarmış ve elindekileri fırlatmıştı yere. Selim'in elinden iğne ipliği aldı. Hem büyük bir dikkatle, hem de olabildiğince çabuk bir şekilde dikmeye özen gösteriyordu. Nehir de yan tarafta Cemile'nin boynundan nabzını kontrol ediyordu.

KAYIP || VeyKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin