32.Bölüm ''Önüm, Arkam...''

63 13 32
                                    

"Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" derler . Ama yalandır. Hayat öyle bir şeydir ki yalanın, yalancının mumu sönmez çoğu zaman. Çünkü onlar sinsidir. İyiler ise sadece iyi.

*******************

Giray'ın surat ifadesinden bir şeyler olduğunu sezmişti Kenan. "Ne oldu?" dedi önce sakince. Böylesine ihtimal vermemişti. Giray ise biliyordu. Bu haberi Kenana vermek asla kolay olmayacaktı. O yüzden dili tutulmuştu sanki, tek kelime edememişti Kenana bakıp.

"Giray, cevap versene! Ne oldu diyorum?" dedi Kenan tedirgin bir şekilde.Artık olayın sandığından daha da çetin olduğunu anlıyordu.

Sonunda dayanamayarak Giray'ın hâla kulağında tuttuğu telefonu çekip almıştı Kenan.

"Ne oldu?" dedi sert bir sesle. Arayanın Oya olduğunu anlamak zor olmamıştı Kenan için.

"Şey.." dedi Oya ağzında gevelerken. "Lider" dedi sadece. Cümlenin gerisini duymamıştı bile Kenan. Dizleri titremeye başladığında elindeki telefon da yerle buluşmuştu zaten. Giray hızla Kenan'ı tutup oradaki sandalyelerden birine oturttu.

"Tamam. Bak sakin olman lazım" dedi düz bir sesle. "Kardeşini bulacağız. Sana yemin ederim. Ama ne olur? ne olur sakin ol."

"Yaşatmazlar" dedi Kenan son nefesini veriyordu sanki. "Bunca olaydan sonra ne Veyseli, Ne Cemileyi, Ne de Yağmuru yaşatmazlar."

"Hiçbirine hiçbir şey olmayacak. Bulacağız diyorum. " dedi Giray. Telefonu yerden alıp tekrar kulağına götürdü.

"Başka bir şey var mı etrafta. Herhangi bir ipucu?" dedi ciddiyetle.

"Kenan amirime diyemedim ama" dedi Oya ağlamaklı bir sesle.

"Çok kan var abi burda. Çok fazla kan var"

Giray o anki sinirle telefonu aldığı gibi duvara fırlatmış, Kenan'ın yüz ifadesini görmesiyle kendini toparlamaya çalışsa da başarılı olamamıştı.

"Giray?" dedi Kenan yavaşca ayağa kalkarken. "Ne ? ne var söyle" dedi bu sefer yalvarır gibi. Tek bir gizeme dahi gücü yoktu. Çünkü biliyordu içten içe. Ama yine de kabullenemiyordu. Tutunacak bir dal arıyordu. Ufak da olsa bir umut ışığı.

"Kan" dedi Giray soğuk bir sesle. boğuluyordu sanki. Kenan ile hep aralarında bir bağ vardı. Kenanın yerine kendini koymak bile istememişti. Karşısında duran arkadaşına baktı. Biraz önce cesaretle dimdik duran o omuzlar düşmüş, gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

"Gidelim" dedi Kenan. Sesi öyle titriyordu ki boğuk boğuk ulaşıyordu Giray'ın kulaklarına.

"Görmek istiyorum gidelim"

Giray için arkadaşının söylediğini yapmaktan başka çare kalmamıştı.

İkisi için de saatlerce süren bir yolculuktu bu sanki. Araba durduğunda hızla arabdan inmiş, evin girişine yönelmişlerdi. Kapıyı açtıklarında korkulu manzara karşılamıştı onları.

Evin içi kan gölüne dönmüştü. Kenan öylece yerdeki kan birikintisine bakakalmıştı. İçindeki tüm umutlar tek tek sönüyordu belki de.

Uzaklardan bir telefonun mesaj sesi geldiğinde düşüncelerinden sıyrılıp koşar adımlarla sesin geldiği yöne doğru gitmiş, yerdeki telefonu almıştı eline.

"Saklambaç bitti. Game Over."

Kenan normal şartlarda kırıp dökerdi, küfürler savururdu belki. Ama ona dahi güç kalmamıştı içinde. Çünkü biliyordu. Derinlerde bir yerde o da biliyordu.

"Hay ben bu herifin!" dedi Giray sinirle. "Oya, bu herifin telefon sinyalini felan bulabilir misin?"

"Bulurum bulmasına ama. Büyük ihtimalle hayalet hattır" dedi Oya üzgünce. "Sen dene." dedi Giray. Oya bilgisayarını her daim yanında tasıyrdu. Arabadaki Laptobunu getirip sinyali aratana kadar geçen asırlar süren süre boyunca

"Buldum" dedi Oya. "Burada" dedi haritada konumu gösterirken..

"Yem olabilir" dedi Giray. Liderin böyle bir acemilik yapmayacağını biliyordu o da. "Sen burada kalıyorsun Kenan. Biz gidip bakarız"

"Çok beklersin. " dedi Kenan ilk defa sert bir sesle. "Hadi. Gidiyoruz" dedi hızla evden çıkarken. Tüm korkuları sığdırmıştı içine. Tüm gözyaşları, tüm endişeler...

Oya konuma geldiklerinde durmalarını söylemişti. İkisi de nereye geldiklerini anlamak için etrafa bakınırken Kenan hiç oralı olmamış, 1 saniye bile beklemeyip inmişti arabadan. Nereye gittiğini bile bilmeden koşuyordu. Peşinden Giray, Oya ve Selim de inmişti.

"Sen sağdan, sen soldan. Umalım da bu herif bu sefer bir salaklık yapmış olsun" dedi tüm ümitsizliğiyle.

Hepsi dört koldan ortalığı kolaçan ediyordu. Geldikleri Liman'ın bir ucundan diğer ucuna her yeri karış karış arıyorlardı. Giray biraz önünde gördüğü, ya da gördüğünü sandığını şeyle adımlarını durdurdu.

"Hayır" dedi fısıltı gibi bir sesle. Tekrar adımları o yöne doğru hareket etmeye başladığında o şeyi gerçekten gördüğünü, gördüğünün bir yanılsama olmadığını anlamıştı.

Yerde yatan ufak kız çocuğunun yanına çömeldi. Oya ve Selim'e mesaj atıp telefonu tekrar cebine koydu.

"Limanın Sağ köşesindeyim. Hemen yanıma gelin. KENANA GÖRÜNMEYİN"

Kenan bu manzarayı görürse neler olur düşünemiyordu bile. Aslında Ne Kenanın kardeşini, ne de yeğenini görmüştü. Ama olayların akışına baktığında bunun başka biri olma olasılığı %kaçtı ki ?

Oya ve Selim Giray'ın dediğini yapsalar da ikisinin de henüz bilmediği bir şey vardı. Kenana görünmeden bir yere gidemezlerdi.

Giray sanki bunu beklermiş gibi hızla ayaklanıp tüm gücüyle tuttu Kenanı. "Dur! " dedi sertçe. "Hiçbir şey bilmiyoruz daha dur."

"Bırak beni Giray!" dedi Kenan tek hamlede Giraydan kurtularak. Dizleri yine tüm korkusunu ele verircesine tir tir titriyordu. Uzaktan görebildiği, Liman kıyısındaki o çocuk cesedinin kendi yeğeni olmaması için içinden dualar ediyordu.

Adımları yaklaştı sahil kenarındaki çocuğa. Görüşü netleşti her adımda biraz daha nefesi kesildi her adımda daha da acizleşti Kenan. Sonunda cesed tümüyle görüş alanına girdiğinde neredeyse ölüyormuş gibi çöktü çocuğun yanına.

"Yağmurum? " dedi titreyen sesiyle. "Amcam , ben geldim. Hadi kalk." dedi olmayacağını bilse de. Eliyle yeğeninin yanaklarını tuttuğunda fark etmişti yeğeninin ağzındaki kağıt parçasını. Geçen o sürede olay yeri inceleme ekipleri gelmişti. Kenanı ne kadar uzaklaştırmak isteseler de bu imkansızdı. Kenan eliyle işaret verdiğinde görevlilerden biri ekipmanlarla yanına geldi. "Şu eldiveni ver bana" dedi sert bir sesle. Yeğeninin başını kendi göğsüne koymuştu. Görevlinin verdiği eldiveni taktı. Cımbızla yeğeninin ağzının içindeki kağıt parçasını çekti. Normal şartlarda kurallar ve başka şeyler umrunda bile değildi Kenanın. Notu dikkatle açtı

"Önüm,arkam..."

KAYIP || VeyKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin