Yollar uzar gider bazen. Bitmek bilmeyen uzun düşüncelere, hayallere şahit olur bazen. Bazen bitmek bilmeyen korkulara, endişelere eşlik eder.. Bazen hiç bitmez o kısacık yollar. Hayat gibi. Önünüze ne çıkacağını bilmediğiniz o yol gibidir bazen.. Ve her seferinde bir şey götürür sizden. Yol ne kadar uzunsa kayıpları da o kadar fazla olur her seferinde..
————————————————
Uzun yollardan biriydi işte. Yine... Siren sesleriyle bölünüyordu gecenin sessizliği. Hız ibresinin 140 ları gösterdiği o zaman diliminde aslında varmak istediği yere daha çabuk ulaşması gerekmiyor muydu Kenan'ın? Amcası ve Kardeşine hiçbir şey demeden evden fırlamış olsa da biraz sonra neredeyse kendisi kadar hızlı, ve sirenlerini açan bir araba daha gördüğünde onun amcası olduğunu anlamak zor değildi.
Arabanın hoparlörüne bağlamış olduğu telefonundan yeniden Cemileyi aradı. Karşıdan duymaktan korktuğu sesi duymamak için içinden binlerce kez dua ederken.
Telefon açıldığında Kenan seslendi telaşla.
"Cemile? " dedi. Ama cevap gelmemişti karşı taraftan.
"Cemile!" dedi Tekrar daha yüksek sesle.
"Aradığın Cemile'ye şu anda ulaşılamıyor Kenan Komser." dedi Halit kendini beğenmiş bir sesle.
"Sana kardeşini verdim. Ve şimdi benim olanları geri alma zamanı."
"Bana bak hayvan herif!" dedi Kenan sinirle. "İkisinden birinin bir kılına zarar gelirse seni gebertmem. Duydun mu beni?" dedi Sinirle.
"İşkence etmek ne demekmiş, öğretirim Sana Halit Efendi. Onlara Zarar verirsen Senin Cellatın olurum!" dedi sinirli bir şekilde.
"İmdaat! Anne! Ne Yaptın anneme !" diye ağlayan yeğeninin sesini duyuyordu arkadan. Telefonu Halit'in Suratına kapatıp Nehir'i aramıştı.
"Nerde ekipler Nehir!" dedi sinirle.
"Evin önüne intikal etmek üzereler." dedi Nehir.
Kenan ani bir hamleyle arabauı döndürmüş ve neredeyse abanmıştı frene. Evin önünde durduğunda çalıntı olduğu her halinden belli arabayı gördüğünde gülümsedi. Hemen arkasından arabadan inen amcası ile göz göze geldiğinde belinden silahını çıkardı.
"Sen arabada Kal" dedi göz ucuyla arkadaki kardeşine bakıp.
"Çok beklersin!" dedi Veysel sinirle.
Ünal önden ilerlerken Kenan da hızla kardeşinin yanına gitmişti. Onu bu tehlikenin ortasına atamazdı.
"Veysel! İçeri girmene izin Veremem. " dedi Kenan bir abi edasıyla.
"Ne demek içeri girmene izin veremem ya! Karım içeride benim. Çocuğum içeride benim." dedi Veysel bir yandan onu sıkıca tutan abisinin elinden kurtulmak için debelenirken.
"Özür dilerim. Ama bunu yapmak zorundayım" dedi el çabukluğuyla kardeşinin eliyle direksiyonu kelepçelerken. Sonrasında kardeşinin yüzünü elleri arasına alıp kendisine bakmasını sağladı Kenan.
"Sana yemin olsun, kızını da Karını da sağ salim vereceğim kollarına. Bana güven. Abine güven tamam mı?" dedi kardeşinin saçlarından hızla öperken. Tam arabadan çıkmaya yeltenmişti ki kardeşinin kendisine seslenmesi durdurmuştu onu. "Abi.. Ne olur, ne olur onları kurtarmadan gelme.." dedi Veysel korkuyla. Kenan burukça gülümsedi. "Kurtaracağım onları, söz veriyorum." dedi. hızla arabadan inip arabayı kilitlemeden hemen önce.
Eve neredeyse koşarak girdi. Dışarıya doluşan ekip üyelerini gördüğünde sesini yükseltti.
"Haliiiiit! Ben Geldim!" dedi zafer kazanmışcasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP || VeyKen
Fanfictionİki Kardeşi Ayıran da Birleştiren de Bir Kayıp Hikayesiydi...