"Kenan Kaya." dedi Kenan ciddiyetle. Veysel de elini sıkmıştı Kenan'ın.
"Veysel, Veysel Öztürk." dedi o da aynı ciddiyetle.
"Eşim Cemile." dedi yanında duran gözleri yaşlı genç kadını gösterirken.
"Buyrun, odamda konuşalım." dedi Kenan odasının kapısını açıp, İçeri girdiklerinde kapatmıştı kapıyı. Masanın üzerinde bulunan yığınla dosyaya baktı Veysel. "Biz bu adama güvenmekle iyi mi yapıyoruz acaba ?" diye düşünmeden edememişti.
"Buyrun , şöyle oturabilirsiniz ." dedi Kenan. Kendisi de yerine oturmuş, Masadaki dosyaları el çabukluğuyla kısa sürede kaldırmıştı.
"Öncelikle kızınızın bilgilerini almam gerekecek. Kızınızın ismi neydi ?" dedi Laptobunu açarken. Veysel sorduğu sorulara cevap verirken o da Cevapları sisteme geçip diğer ekiplere bilgi geçiyordu.
"Yağmur. 5 yaşında." dedi Veysel. Belli ki dünden beri sorulan sorulardan gına gelmişti. Kızını bulmaya bir adım bile yaklaşmamışlardı üstelik.
"Kaybolduğunda, üzerinde ne vardı ?" dedi ciddiyetle. Veysel'in bakışları Cemile'ye dönmüştü.
"Pembe pijaması vardı. " desi Cemile bir yandan ağlarken.
"Anlıyorum.. Peki.. Daha önce sizinle herhangi bir husumeti olan, size kin güden birileri oldu mu ?" dedi Kenan.
"Biz buraya yeni geldik zaten. Tayinim yeni onaylandı, kimseyi tanımıyoruz. " dedi Veysel de sakin kalmaya çabalasa da sabrının taşmasına şu kadarcık kalmıştı..
"Ben evinize gelip orda da bir inceleme yapmak istiyorum. Yani eğer siz onay vermezseniz arama izni çıkartmam gerekecek, bu da sadece zaman kaybı olur bizim için." dedi Kenan yeniden ciddi bir tavırla.
"Tabii, tabi siz nasıl uygun görürseniz." dedi Veysel de birilerinin kızını bulmasını istiyordu artık.
"Son olarak, Kızınızın bir resmini alabilir miyim? Güncel bir resim olursa çok iyi olur." dedi Kenan. Cemile resmi titreyen elleriyle uzattığında Kenan resmi alıp yanındaki cihazdan tarattı. Daha sonra kayıp ilanında eşkali girdikten sonra fotoğrafı tekrar Cemile'ye uzattı.
Yanındaki telefonda bir kaç tuşa basıp kulağına götürdü Kenan...
"Selim, odama gel hemen" dedi sert bir sesle. Çok geçmeden Selim gelmişti..
"Buyrun Amirim." dedi dimdik bir duruşla.
Kenan yazıcıdan çıkan kağıdı son bir kez daha kontrol edip Selime uzattı.
"Bu, tüm devriye ekiplerine verilsin. Veysel Bey'in evinin civarındaki her dükkana, her esnafa sorulsun."dedi ciddiyetle.
"Neyi bekliyorsun! Hadi hızlı!" dedi yine sert bir sesle. Selim hızla odadan çıkmıştı.
"Bakın, bunu söylemek zorunda olduğum için kendimden nefret ediyorum ama, lütfen benim bilgim olmadan, tek başınıza hiçbir şey yapmayın olur mu ? Sizi temin ederim. Kızınızı bulmak için gerekirse gece gündüz uyumayacağız. Sadece sizinde bize yardım etmenize ihtiyacımız var. O yüzden lütfen , Lütfen işimi yapmama engel olmayın." dedi Kenan.
Veysel onaylarcasına bakmıştı Kenan'a. Ellerindeki tek seçenek bu adama güvenmekti. Veysel bundan pek hoşnut olmasa da başka çaresi yoktu.
"Evet, burada işimiz bittiğine göre, buyrun. " dedi önden onların çıkmalarını beklerken.
"Selim! Sen benimle geliyorsun" dedi. Semih arkasına takılmıştı hemen. Önde Veysel'in arabası vardı. Kenan da Arkadan takip ediyordu onu
Evin önüne geldiklerinde Kenan etrafa göz gezdirdi. Dikkatini çeken şeyler vardı elbette. Burası müstakil dairelerin bulunduğu kapısında güvenlik bulunan bir alandı. Öyle ki Veysel bile kapıdan kimlik göstererek geçmişti. Sonrasında güvenlik Kenana da kimliğini sormuştu.. Bu kadar güvenlikli bir siteden çocuğun kaçırıldığına inanmak zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP || VeyKen
Fanfictionİki Kardeşi Ayıran da Birleştiren de Bir Kayıp Hikayesiydi...