13.Bölüm

197 18 24
                                    

Veysel dakikalarca ağlamıştı abisinin ellerini tutarak. Bir tek burada kendini rahat hissedebiliyordu. Cemile ve kızının yanında bile çoğu zaman açamıyordu içini, dökemiyordu o zehri... Kenan ise kendini önceki kadar yorgun hissetmiyordu, hatta istese şimdi açabilirdi gözlerini. Söyleyebilirdi, "Ben senin abinim " diyebilirdi.Bir yanı bunu yapmasını söylüyordu ısrarla. Ama diğer yanı korkuyordu. Yıllar sonra bulduğu kardeşini yeniden kaybetmek istemiyordu. Sadece kardeşi yanında olsun istiyordu, kardeşinden ayrılmamak istiyordu artık.. O yüzdendir ki gözlerini açmadı,can kulağıyla dinledi kardeşinin söylediklerini. Aklına tek tek yazdı kardeşinin yaralarını. Günün birinde bu cesareti bulabildiğinde tek tek saracağı o yaraları hiç unutmamak üzere kazıdı aklına...

Veysel artık biraz rahatladığında yavaşca gevşetti elini."yine kafanı şişirdim." dedi mahçup bir ifadeyle. "Gerçi beni duymamışsındır, ama yine de teşekkür ederim"dedi yeniden. "Ben gideyim artık" dedi iki eliyle sert bir şekilde gözündeki yaşları silerek.

Kardeşinin dışarı çıkmasıyla gözlerini aralamıştı Kenan. Kardeşinin titreyen sesi karşısında bile güçsüz düşmüş, aglamamak için kendi içinde milyonlarca savaş vermişti.Ama kardeşi bu kadar acı çekerken hiçbir şey yapamıyor olmak çok canını yakıyordu...

...................................

"Şimdi ne yapacağız?" dedi Oya . Herkes afallamıştı..

"Şimdilik bir şey yapmasak daha iyi. Karakoldaki herkesin bilmesi gereken tek şey bu davanın sonlandığı olacak" dedi Nehir.

"Hasan Amiriniz gözlerini çekmeyecektir üzerimizden."dedi yeniden.

"Nasıl yani? Davayı kapatıyor muyuz?" dedi Selim yeniden yüksek sesle.

Nehir ne yapmak istediğini anlamış o da aynı ses tonuyla devam etmişti.

"Elimizdeki Deliller çalındı, bundan sonra yapabileceğimiz bir şey yok. Bu operasyon Burada bitmiştir." dedi Nehir. Çok geçmeden odadan çıkmıştı. Tüm bakışlar üzerindeyken Önce Hasan'ın odasına girdi.

"Amirim, bir maruzatım olacaktı." dedi tüm ciddiyetiyle.

"Buyur kızım?" dedi Hasan yalandan babacan bir tavırla.

"Kenan Bey'in baktığı olayla ilgili tüm delil ve Veriler silinmiş, emniyette bir köstebek olduğundan şüpheleniyirum" dedi sanki onun olduğunu bilmiyormuş gibi.

"Ne? Kim yapabilir bunu!" dedi Hasan yükselirken. Nehir en üzgün ifadelerinden birini takınarak devam etti sözlerine. "Bu dosyayı sonlandırmak zorundayız." dedi. Hasan da araştıracağını söylemiş, onaylamıştı onu.

................................

Rüzgâr usul usul yüzüne vururken Karşısındaki Denize göz gezdirdi adam. İçinde söndüremediği pişmanlığı ile derin bir nefes aldı. Şimdi o pişmanlıktan kurtulmak için her şeyi yapsa bile yakasını bırakmıyordu pişmanlıkları. Başını çevirdiğinde gelen kızı görüp duruşunu dikleştirdi.

"Nehir, nedir bu kadar önemli buluşmamızı gerektirecek şey?"

"Ben buraya dosya ile ilgili konuşmaya gelmedim. Size bir soru sormaya geldim." dedi Nehir ciddiyetle.

"Ne sorusuymuş o ?" dedi adam ciddiyetle.

"Siz bu çete ile mi çalışıyorsunuz?" dedi Nehir direk. Adam duruşunu dikleştirdi. "Senin ne dediğini kulağın duyuyor mu ? Karşında yılların Emniyet Müdürü Ünal Kaya duruyor."

"Peki , şöyle sorayım abi, neden bu ceteyi daha önce bulmadınız o zaman, 1980 lerden beri faaliyet gösteren, patır patır çocukları kaçıran, çocukların organlarını çalan, onları ölüme terk eden bir çeteyi neden bulamaz polis bunca sene ? Akıl alır şey değil bu abi? Aklım almıyor benim." dedi Nehir.

"Çok denedim, mesleğimin yarısı bu çeteyi çökertmeye çalışmakla geçti. Ama öyle köklüydüler ki, emniyette, daha üstlerde adamları vardı, ne zaman bir adım atsam tekmeyi yedim" dedi Ünal sakince.

"Ünal abi, kusuruma bakma, ama ben buna inanmıyorum.Sen başladığın işi bırakmazsın.Sen bırakmazdın bu işin peşini?" dedi Nehir.

"Nehir. Nedenini sorma. Sadece kapat dosyayı." dedi Ünal. "Sadece Kapat."

"Ama neden!" dedi Nehir neredeyse bağırarak.

"Seni oraya boşuna atamadım Nehir. O dosyayı kapat" dedi Ünal. Ama Nehir vazgeçmeye niyetli değildi.

"Nedenini söylemediğiniz sürece hiçbir şey yapmayacağım. O çete yüzünden bir polis , Bir komiser ölümden döndü. Hâla yoğun bakımda" dedi Nehir.

"O yüzden kapatmak zorundasın Zaten!" dedi Ünal titreyen sesiyle.

"O çeteyi neden araştırmadın diye sordun ya bana .." dedi Ünal. Derin bir nefes alıp devam etti.

"Polisliğimin ilk yılları o zaman. Hevesliyim, deli doluyum. Bir gün kapıda ailemi gördüm, hepsinin gözleri kan çanağı, abim, yengem, daha 5 yaşına yeni girmiş yeğenim..."

"Daha 1 yaşına basmamış, anasını emen küçücük yeğenim ortalarda yok. İzini ancak o çeteye kadar takip edebildim" dedi titreyen sesi artık gözyaşlarına dönüşmüştü.

"Tehtit ettiler, bu işten elini çek, kötü olur dediler. Direndim.. Çok direndim. Abim, Yengem o adamlar yüzünden öldü. Büyük yeğenimi ateşlerin içinden çıkardım ben" dedi gözlerini silerken.

"O bu davayı ölse kapatmaz. Sen yapacaksın. Sen kapatacaksın.. Ben o çeteye bir yeğenimi yem ettim. Yeğenimin canını aldılar onlar benim. Abimin, yengemin canını aldılar. Kenan'ı veremem. Göz göre göre kendini o ateşe atmasına müsaade edemem. Kaybedemem onu da."

"Ben bu davayı kapatamam. Kusura bakma abi."dedi Nehir. "Bu çete her nerdeyse, ya da her kimse, biz bunları bulup etkisiz hale getirmezsek daha çok çocuğun canı yanacak."

...................................

1 HAFTA SONRA

Kenan taburcu olmuş, iyice kendini toplamıştı. Yeniden iş başı yapması gerekiyordu..

"Şimdi, ikiniz de beni iyi dinleyin. Bu operasyon bitti. Finito. Anladınız değil mi?" dedi Nehir.

Kapının duvara çarpmasıyla hepsi ayağa fırlamıştı.

"Operasyon bitti Derken?" dedi Kenan sinirle."Kimin operasyonunu bitiriyorsun ya sen!" dedi hiddetle.

"Nehir Ben" dedi Nehir önünde ona gozlerinden ateş çıkaracakmış gibi bakan Kenan'a aldırış etmeyip.

"Kenan." dedi Kenan yine sinirli sinirli. "Şimdi soruma cevap verirseniz!"

"Davayı kapatmak zorundayız" dedi Nehir tekrar.

"Neye dayanarak?" dedi Kenan.

"Hasan Amir, Öyle istiyor." dedi Nehir Kenan'ın anlamasını umarak. Zira tüm karakolun onları dinlediğinden emindi.

"Demek öyle.."dedi Kenan, Yüzüne oturttuğu çarpık gülüşüyle odadakiler de gülümsemişti. Kenan sesini alçalttı, neredeyse bir fısıltı gibiydi sesi. Sadece odadakiler duyabilmişti söylediğini..

"Oyun başlasın o zaman!"

KAYIP || VeyKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin