14.Bölüm

250 20 183
                                    

"Siz delirdiniz mi ya!" diye bağırdı Kenan. "Delilleri çaldırdık ne demek?!" dedi yine. Hasan dahil tüm karakol onları dinlemekteydi biliyordu bunu. Kapinın tıklatılmasıyla Kenan duruşunu dikleştirdi ve "Gir!" dedi.

Görevlilerden biri içeri girmiş, Kenan'a söylemek üzere olduğu şeyi söylemek ve söylememek arasında çelişkide kalıyordu.

"Evet?" dedi Kenan. "Konuşacak mısın? Yoksa böyle bekleyecek miyiz?"

"Hasan amirim sizi çağırıyor Komiserim" dedi görevli.

"Tamam. Geliyorum." dedi Kenan da olağanca sakinlikle.

Görevli odadan çıkarken Kenan da Hasan'ın odasına doğru yürümüştü. İçeriden gelen seslere bakılırsa odada biri daha vardı.

"Hah, gel Kenan. " dedi Hasan kendine güvenen bir edayla. Kenan önce Hasan'a sonra hemen yanında duran adama baktı.

"Müdürüm" dedi ciddiyetle.

"Geç, otur konuşmak istediklerim var." dedi Ünal ciddiyetle.

"Tabii" dedi Kenan. Aslında bunu yapmayı hiç istemese de Hasan'a bir şey belli etmemek zorundaydı.

"Dosya nasıl gidiyor?" dedi Ünal.

"Karakoldan biri tüm delilleri çalmış" dedi Hasan rahatça. Artık bu dosya kapanacak, o da rahat bir nefes alacaktı.

"O ne demek Hasan Bey? Biz burada emniyet karakolunda kıytırık bir dosyaya dahi sahip çıkamıyorsak, nasıl insanlara sahip çıkacağız? Nasıl koruyacağız vatandaşı. Bu ne lakayitlik böyle!" dedi Ünal hiddetle. Kenan amcasından böyle bir tepki beklemiyordu, aksine mutlu bile olacağını düşünmüştü bu durumdan . Son konuştuklarında ona bu dosyayı kapatmasını söylemiş,Kenan da resti çekmişti.

"Haklısınız tabii, ama biz bulacağız elbette failleri" dedi Hasan hâla rahat rahat. Kenan her zaman sinirlerine hakim olabilen bir insandı, ama o depoda o çocukların halini görmüştü. O çocukların o halinde parmağı olan bu adamın karşısında yayıla yayıla konuşması kanına dokunuyordu.

"Ama siz de biliyorsunuz ki biz polisisiz, yani düzinelerce dosya ile ilgilenmek zorundayız. Bu süreçte bu dosyayı kapatmamız daha uygun olacaktır." dedi Hasan

Ünal göz ucuyla yeğenine baktı, yumruklarını sıktığını, sinirini bastırmak için dizlerine vurduğunu görebiliyordu. Hasan'ın olduğu taraftan masa kapalı olduğundan Kenanı görmesi imkansızdı.

"Bencede böylesi daha uygun" dedi Ünal. Yeğeninin ona çok kızacağını bilse de yapmak zorundaydı bunu.

"Ben o çocukların ailelerine"sizin çocuklarınızın organlarını çalmaya çalışan heriflerin peşini bıraktım" demeyeceğim. Siz diyeceksiniz. Özellikle Veysel Bey ve Cemile Hanım'a söylersiniz diye düşünüyorum. Malum Halit Merdan'ı da serbest bırakacaksınız! Pedofili bir manyağı yani!" dedi Kenan hiddetle ayaklanırken. Özellikle Veysel'in ismini bastırarak söylemiş, amcasının şüphesini çekmeyi amaçlamıştı.

"Bunlar da kuşaktan kuşağa çocukları kaçırıp organlarını çalarlar artık. Kalptir böbrektir, allah ne verirse dimi ?" dedi. Delirecek gibi hissediyordu. Kenan hızla çıktı odadan.

Ekibi dışarıda meraklı gözlerle onu izlerken Kenan sinirli sinirli odasına geçti.

"Ne oldu? Söylesene?!" dedi Nehir merakla.

"Ünal Müdür. Kapattırıyor dosyayı, toptan yani" dedi Kenan masaya yumruğunu geçirirken.

"Nasıl ya? Kolay mı bu bu kadar?" dedi Nehir şaşkınca. Ünal'ın böyle bir niyeti olduğunu o da biliyordu,ama yine de bu kadar kolay olacağını düşünmemişti.

KAYIP || VeyKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin